English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ H ] / He says it's urgent

He says it's urgent traduction Turc

125 traduction parallèle
- He says it's urgent.
- Acil diyor.
He says it's very urgent.
- Çok acilmiş.
I've told him you didn't wish to be disturbed, sir, but he says it's very urgent.
Kendisine rahatsız edilmek istemediğinizi söyledim efendim. Ancak çok acil olduğunu söylüyor.
And he says it's urgent.
Acil olduğunu söylüyor.
He says it's very urgent.
Çok acil olduğunu söyledi.
He says it's urgent.
Önemli olduğunu söylüyor.
He says it's urgent.
Acil olduğunu söyledi.
He says it's urgent.
Acilmiş.
- He says it's very urgent.
- Çok önemliymiş.
He says it's very urgent.
- David mi?
He says it's very urgent.
Acil olduğunu söylüyor.
He says it's urgent.
Acele olduğunu söyledi.
He says it's urgent.
Acil oldugunu söylüyor.
No, but he says it's urgent.
Hayır. Fakat acil olduğunu söyledi.
Mr. President? Soviet Ambassador. He says it's urgent.
Sayın Başkan, Sovyet Büyükelçisi, çok acil olduğunu söylüyor.
He says it's urgent.
Acil olduğunu söylüyor.
He says it's a matter of urgent personal business.
Çok acil ve kişisel bir konu olduğunu söyledi.
A policeman has come to see you. He says it's urgent.
- Bir polis sizi istiyor, acil olduğunu söyledi.
John says you have to leave now. He says it's urgent.
John hemen ayrılmanız gerektiğini söyledi.
- He says it's urgent.
- Acilmiş.
- He says it's urgent.
- Acil olduğunu söylüyor.
He says it's urgent!
Acilmiş!
He says it's absolutely urgent.
Kesinlikle acil bir durum olduğunu söylüyor.
He says it's urgent.
Acil diyor.
He says it's urgent.
- Acil olduğunu söylüyor.
- He says it's urgent.
Acil olduğunu söylüyor.
He wants to speak with the president, says it's urgent.
Başkanla konuşmak istiyor. Acil olduğunu söyledi.
Harry Wah is here. He says it's urgent.
Acil olduğunu söylüyor.
He says, "No, but it's urgent."
"Hayır, ama acil" diyor.
He says it's urgent.
Çok önemli diyor.
- He says it's urgent.
- Acele olduğunu söylüyor.
He says it's urgent.
Önemli olduğunu söyledi.
Tony. Warden Mitchell's on the phone. He's calling from the prison, he says it's urgent.
Tony, Warden Mitchell telefonda, hapishaneden arıyormuş, acil olduğunu söyledi.
He needs to talk to you in private. He says it's urgent.
Sizinle özel olarak konuşmak istiyormuş ve acil olduğunu söyledi.
He says it's urgent.
Acil diyor. Acil mi?
He says it's urgent.
Acil olduğunu söylüyor. - Ne istiyor?
Says he needs to speak to you, and it's urgent.
Seninle konuşmalıymış ve acilmiş.
- He says it's urgent, sir.
Bağla.
He says it's urgent.
Tao arıyor. Acilmiş.
Mr. Landau is here to see you, he says it's urgent.
Bay Landau sizi görmek istiyor. Acil olduğunu söyledi.
A phone call for you sir, he says it's urgent
Acil bir telefon var, paşam. Arayan kişi çok acil olduğunu söylüyor.
He says it's urgent.
Çok acilmiş.
- He says it's urgent, Jim.
- Acil olduğunu söylüyor, Jim.
Mr. Dostoevsky is here, he says it's urgent.
Bay Dostoevsky buradalar, acil bir durum olduğunu söylediler.
Madam President, Larry Moss at FBI is calling in. He says it's urgent.
Başkan Hanım, FBI'dan Larry Moss hatta.
He says it's truly urgent.
Çok acil olduğunu söylüyor.
He says it's an urgent matter, so he will talk to you about it when he meets you.
Acil bir durum olduğunu söyledi. Derdini size anlatacakmış.
He says it's urgent.
- Acil olduğunu söylüyor ama.
- He says it's urgent.
- Acilmiş. - Tamam.
There's a call for you on line one, he says it's urgent.
Hat 1'de seni arayan biri var, acil olduğunu söylüyor.
He says it's urgent.
Çok acil olduğunu söylüyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]