He works there traduction Turc
154 traduction parallèle
He works there.
Orada çalışıyor.
Ask him, he works there.
Orada çalışıyor.
- No. He works there.
- Hayır, orada çalışıyor.
He lives in the Amazonas, he works there with his assistant Suzanna.
Amazon'da yaşıyor, orada asistanı Suzanna ile çalışıyor.
I think he works there.
Sanırım, orada çalışıyor.
He works there for Christ's sake.
Tanrı aşkına, adam orada çalışıyor.
He works there, doesn't he?
Orada çalışıyor, değil mi?
Somebody I'd never laid eyes on before, I met him at the car wash, one of those drive-through things, and I think he works there.
Daha önce hiç görmediğim biri. Onunla oto yıkamada karşılaştım. Şu içinden geçtiğin şeylerden.
Because if he works there, then I'll go crazy. If I go crazy, then they fire me.
Bizde çalışırsa, ben deliririm ve ben delirirsem, beni kovarlar.
Anyway, I saw him again last week in Woolworths, he works there.
Neyse, geçen hafta onunla Woolworths'te karşılaştım. Orada çalışıyor.
He works there.
- Orada çalışıyor.
It's funny how a guy's mind works when he's up there flying.
Yukarïdayken adamïn aklïna neler geliyor, çok garip.
He was told by a nurse who works at the Georgia Street Receiving Hospital, who got it from a cop who was there.
Georgia Hastanesi'nde görevli bir hemşire ile konuşmuş. O da bir polisten duymuş.
"There's no dignity nor real life for a man... " who works 12 hours a day... "but knows not for what he works."
"Günde 12 saat çalışan bir adamın ne gerçek bir hayatı ne de şerefi olur hatta ne için çalıştığını bile unutur."
He's making sure nobody works for him, so there won't be a crowd around there.
Kimsenin onun için çalışmamasını sağladı, bu sayede etraf kalabalık olmayacak.
I was supposed to give some money to my brother and he works in that gas station over there.
Erkek kardeşime biraz para vermem lazımdı... şuradaki benzin istasyonunda çalışıyor.
I got tipped by a kid I was in the orphanage with who works there, but he couldn't or wouldn't give me a face.
Orada çalışan, yetimhanedeyken dostum olan bir çocuk bana tüyoyu verdi fakat yüzünü söyleyemedi.
He obviously works there because he followed me back to the shop and threatened me again.
O belli ki orada çalışıyor çünkü beni dükkana mağazaya kadar takip etti ve beni tekrar tehdit etti.
If I bury Zowie there, and it works, he'll come back.
Eğer Zowie'yi oraya gömersem ve işe yararsa, o geri döner.
He works out of there.
Orada çalışıyor.
He works in the Ammunition factory there.
O, cephane fabrikasının orada çalışıyor.
And I figure if we buy a lot of chips, though, the pit boss will see us, he'll comp us all sorts of free shit ; that's how it works over there.
Ve düşündüm ki, eğer çok miktarda fiş alırsak bize her türlü bedava şeyler ikram ederler ;
Either the suspect returned to the scene of the crime to get a drink of water... or he still works there.
Şüpheli ya su içmek için suç mahalline döndü ya da, halen burada çalışıyor.
My friend works there. He also does porno flicks.
Bir arkadaşım orada çalışıyor.
He works there.
Onu suçla.
I think he still works there too.
Sanırım hâlâ orada çalışıyor. Gerçekten tatlı bir adam.
Oh. My graphics professor, Mr. Morrison, works there as one of the programmers, and he's a great contact for the outside world.
Grafik tasarım hocam, Bay Morrison oradaki programcılardan biri ve iş dünyasında harika bağlantıları var.
My neighbor works at the free clinic, And he said that he sawer over there the other day.
Komşum ücretsiz klinikte çalışıyor, ve geçen gün onu klinikte gördüğünü söyledi.
He stopped it in mid - sentence actually and we can assume that he intended to finish it he didn`t die at that moment and in fact there are works of Plato`s that can be dated after the completion of Timeaus and Critias,
Gerçekten, cümleyi yarısında bırakmıştır ve... bitirmeye niyeti olduğunu varsayabiliriz. Bu anda ölmemişti, aslında, Atlantis'in tartışıldığı diyalogların bulunduğu,
That just proves he's a thief, one who specializes in stealing works of art, and as you might imagine if one of you turns out to be his accomplice, there'll be hell to pay.
Bu da, sanat eserleri konusunda uzman bir hırsızın varlığını kanıtlıyor. Ayrıca baylar, eğer aranızdan onunla işbirliği yapan olursa bedelini çok ağır öder.
If I had said there was no point in it because it was preposterous, then he would have said that he merely wanted to maintain good relations with the Gazette, the paper my friend Lon Cohen works for.
Mantıksız olduğu için gereksiz olduğunu söyleseydim sadece The Gazette "le yani arkadaşım Lon Cohen" in çalıştığı gazeteyle iyi ilişkiler içinde olmak istediğini söyleyecekti.
He works there. He does not read books, he puts them in order.
Kitapları okumuyor, yerleştiriyor o kadar...
Think about it, there is a man, a middle-aged man who doesn't know how to read or write, who has no wealth who is an orphan, yes he is from a very important tribe but he works for a woman, and he now says, I'm the Prophet.
Orta yaşlarda bir adam düşünün. Okuma yazması yok ve zengin de değil. Bir yetimdi o.
I'm sorry, but that guy who works there, he freaks me out.
Pardon ama orada çalışan çocuk beni ürkütüyor.
He works night shift at the White Castle... and says the other employees will put him there till 9 : 00.
White Castle'da gece vardiyasında çalışıyormuş ve diğer işçilerle beraber dokuza kadar orada kaldığını söylüyor.
He works over there.
Orada çalışıyor.
He's going to exaggerate, of course but there's also something real about him something that works for the movies that most seemingly realistic of all media.
Doğal olarak abartmaktadır ama aynı zamanda gerçek tüm iletişim araçlarından en gerçekçisi olan filmlerde işe yarayan bir yanı vardır.
His name is Rashid, he works over there.
Şurada çalışıyor.
Anyway, he works as an orderly there.
Her neyse, orada hademe olarak çalışır.
He works at the clinic up there.
Oradaki klinikte çalışıyor.
They said he no longer works there.
Artık orada çalışmıyormuş.
And then I would sit there wracked with guilt because he works all day, too.
Ben de o bütün gün çalışıyor diye burada eziyet çekerim.
I know his name's Creed. I know he works right over there.
Adının Creed olduğunu ve tam şurda oturduğunu biliyorum o kadar.
Your father works like a dog to make sure you have everything. If he's not there for you it's just because he's trying to stay out of federal prison.
Yine de bazen yanında olamıyorsa bu hapishaneye düşmemeye çalıştığındandır.
Even now he works from there and I from here.
Şimdi bile, o oradan çalışıyor ben de buradan.
He still works there and he was crazy.
Hala orada çalışıyor ve delinin tekiydi.
Every year he works just about 3-4 months, and then disappears Is there anything else, like a pattern or something?
Her yıl 3-4 ay çalışıyor, sonra ortadan kayboluyor başka bir şey var mı, şablon ya da onun gibi birşey?
He had us all fooled, but there's... talk of Jesus and salvation. I guess the devil works in mysterious ways these days.
- Bir çok kişi İsa'nın laneti olarak adlandırılabilir, ama hayaletler bu aralar gerçekten çok fazlalar
If he even works there at all.
Orada çalışıyor bile olsa,
You think he works up there?
Sizce o bölgede mi çalışıyor?
Who else works there, he thought sexily?
"Orada başka kim çalışıyor?" diye düşündü seksi bir biçimde.
he works for me 32
he works 27
he works here 45
he works for you 19
therese 78
there 14012
theresa 292
there you go 7508
therefore 1419
there you are 4720
he works 27
he works here 45
he works for you 19
therese 78
there 14012
theresa 292
there you go 7508
therefore 1419
there you are 4720
there's always hope 39
there we go 2292
there aren't any 65
there isn't 382
there he is 3176
there you have it 213
there's no time like the present 22
there aren't 60
there it is 2912
there is no such thing 30
there we go 2292
there aren't any 65
there isn't 382
there he is 3176
there you have it 213
there's no time like the present 22
there aren't 60
there it is 2912
there is no such thing 30