Hurt me traduction Turc
7,519 traduction parallèle
No, he can never hurt me again.
Bir daha bana zarar veremez.
You hurt me, Penguin.
Bana zarar verdin Penguin.
Please, don't hurt me.
Lütfen, lütfen beni incitme.
He wants to hurt me.
- Bana zarar vermeye çalışıyor.
You can't hurt the mountain, and you're not gonna hurt me.
Dağa zarar veremezsin. Bana da zarar vermeyeceksin.
They never tried to hurt me.
Hiç zarar vermeye çalışmadılar.
Don't hurt me.
Bana zarar verme.
And for future reference, under no circumstance would I want anyone to shoot or otherwise hurt me. You got that? Your point is amply made, sir.
Bundan böyle, ne olursa olsun beni birinin öldürmesini veya yaralamasını istemiyorum.
He didn't hurt Ben and he didn't hurt me.
- Ne Ben'e, ne de bana zarar verdi.
He hurt me... so much.
Benim canımı yakıyor... Hem de fena bir şekilde.
They're coming to hurt me.
Canımı yakmaya geliyorlar.
But it could hurt me more than it hurts her.
Ama bu, ona zarar vereceğinden çok, bana zarar verir.
And that was hard for me to accept, because of how much you hurt me.
Ve bunu kabul etmek benim için zor oldu, çünkü beni çok incittin.
Please don't hurt me.
Lütfen bana zarar verme.
Eiling hurt me.
Eiling bana zarar verdi.
~ your husband would come after you. ~ You hurt me physically, Alec!
Bana fiziksel olarak şiddet uyguladın, Alec!
Look, I can't pretend that you didn't hurt me, because you did, but this is happening because of me.
Canımı yakmadığını söyleyemem çünkü yaktın. Ama tüm bunlar benim yüzümden oluyor.
If you wanna hurt someone, hurt me!
Birine zarar vereceksen, bana ver.
I'll do anything you say, just don't hurt me again.
Ne dersen yapacağım ama lütfen bana zarar verme.
If anyone, if the real you hurt me and Johnny, I'd know exactly what to do.
Eğer birisi, gerçek sen, benim ve Johnny'nin canını yakmış olsaydı tam olarak ne yapacağımı bilirdim.
Lizzie would never hurt me.
- Lizzie asla beni incitmez.
I know you can fight this. I know you don't want to hurt me.
Bununla mücadele edebileceğini biliyorum, canımı yakmak istemediğini biliyorum.
The things you do to me, the way you hurt me,
Bana yaptıkların, canımı acıtman...
Brian... You hurt me!
Brian, canımı yaktın.
You don't want to lead. You just want to hurt me.
- Senin istediğin liderlik etmek değil.
You're not gonna hurt me, are you, officer?
Canımı yakmayacaksınız değil mi, Memur bey?
And that you can't hurt me here.
Burada bana zarar veremezsin.
Hey, that flag don't hurt me.
O bayrak beni incitemez.
That flag don't hurt me.
O bayrak beni incitemez.
Oh, please don't hurt me.
Lütfen bir şey yapma.
I was scared. Scared that Barbara would get hurt and you would blame yourself for protecting me first, and then whatever we had would die.
Barbara'nın zarar göreceğinden ve önce beni korumaya karar verdiğin için kendini suçlayacağından korkmuştum.
- Tell me they didn't hurt you.
- Bana sana zarar vermediklerini söyle.
What happened to Hell's Kitchen, to you and to Elena, and to all the people that were hurt... yeah, it pisses me off.
Hell's Kitchen'a, sana ve Elena'ya ve de yaralanan tüm insanlara olanlar evet, beni kızdırıyor.
This woman's been chasing me, and I didn't want to hurt her feelings, so I lied about my situation.
Bu kadın benim peşimden koşuyor ve ben onun duygularını incitmek istemedim o yüzden durumum hakkında yalan söyledim.
And it makes me feel sick to think that I was one of those people who hurt her.
Kızını inciten insanlardan biri olduğumu düşünmek beni kahrediyor.
Listen to me. I don't want to hurt you, but I will if I have to.
Sana zarar vermek istemiyorum ama mecbur kalırsam yaparım.
I don't want to hurt his daughter, but can you tell me, Jennifer, where to find the Night Room?
Kızına zarar vermek istemiyorum ama bana söyleyebilir misin Jennifer? Gece Odası'nı nerede bulabilirim?
Okay, now, so tell me. How bad did it hurt to get that baby out of you?
Bebeği doğururken ne kadar acıdığını söyleyebilirimisin bana?
Now, you tell me, did he hurt you?
O sana zarar vermedi Şimdi, sen söyle?
Tell me he won't get hurt. Why would that matter if you are successful?
Eğer başarılı olursan tüm bunlar ne önemi kalacak?
You know, because you told me the truth, I'm not even gonna hurt your friend for lying to me.
Bana doğruyu söylediğin için yalan söyleyen arkadaşına zarar vermeyeceğim.
Don't make me hurt you, Slash.
Seni incitmek istemiyorum, Slash.
It might make me hurt you.
Sana zarar vermeme sebep olabilir.
Are you hurt? Show me.
Yaralandın mı?
But whatever they say about me, you have to know that I would never hurt you.
Ama benle ilgili ne derlerse desinler seni asla incitmeyeceğimi bilmen lazım.
I'm tired of seeing everyone around me get hurt.
Etrafımdaki herkesin zarar görmesinden bıktım.
I know he hurt you, Jeremy, but believe me, a demon isn't a burden you want to carry.
Sana zarar verdiğini biliyorum, Jeremy, ama inan bana, şeytan taşımak istemeyeceğin bir yüktür.
You shoot at me, I'll pull the bullet out of my ruined jacket and shove it up your ass with my pinky finger, and who do you think that's gonna hurt more?
Beni vurursan, mahvettiğin ceketimden kurşunu çıkarır serçe parmağımla götüne sokarım, sence hangisi daha çok acıtır?
Don't make me hurt you.
- Canını yaktırma şimdi.
But only hit the switch if he makes me hurt myself.
Ama kendime zarar verdirtmeye kalkarsa bas sadece düğmeye.
Do you really think killing me is gonna hurt Tom?
Beni öldürmek Tom'a zarar verir mi sence?