English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ I ] / I'm coming to you

I'm coming to you traduction Turc

2,221 traduction parallèle
I just wanted to tell you I'm not coming to practice today.
Bugün antrenmana gelmeyeceğimi söylemek için geldim.
Oh, and I thought I was coming 500 million light-years to give you a sponge bath, Kilowog.
Ben de 500 milyon ışık yılını sırtını keselemek için geldiğimi sanmıştım, Kilowog.
I'm sorry about everything that happened to you, but I really think you need to start accepting that your wife and your child are almost certainly never coming back.
Başına gelenler için çok üzgünüm,.. ... ama artık eşinin ve çocuğunun sana geri dönmeyeceğine kendini alıştırman gerektiğini düşünüyorum.
You know, Walter, when you called to say that you were coming to visit at such short notice, I was a bit surprised.
Kısa bir not gönderip ziyarete geleceğini söylediğinde şaşırmadım desem yalan olur.
I'm coming to get you.
Seni almaya geleceğim.
I'm coming to get you.
Seni almaya geliyorum.
Forgetting for the moment that you disobeyed me... which, quite frankly, I'm coming to expect... did you even bother to inform the family about the exhumation?
Beni yoksaydığını unuttuğumu farzet ama ailesine haber vermek hiç aklınıza geldi mi?
I'm coming up to get you.
Seni almaya geliyorum.
Alison, will you text Lucy and tell her I'm coming to get her?
Alison, Lucy'ye mesaj atıp onun için geldiğimi söyler misin?
I'm coming to you.
Sana geliyorum.
John Mitchell... I'm coming to get you. Yes!
- Mitchell, seni yakalayacağım.
John Mitchell... I'm coming to get you.
- John Mitchell, senin için geliyorum.
I've got to get him out of there. I'm coming with you.
- Seninle geliyorum.
Thank you for coming to me. Because I'm worried that he's switching your mother's medications.
Çünkü annenizin ilaçlarını değiştirmelerinden endişe ediyorum.
I'm coming back later and you're going to tell me where you got it from.
Geri gelicem senin için
I got a rope coming down to you!
Ben, gelirken yedek bir ip aldım sana!
- I had to make sure you were coming.
- Geleceğinden emin olmak zorundaydım.
Why don't you keep it coming? Yeah, I'd love to, but I got to go...
Olmaz mı hiç, ama gitmeliyim...
From what I hear coming from that living room, it is a bunch of bullshit, OK? Does that sound any better to you?
Şimdi böyle daha mı iyi oluyor?
I searched everywhere before coming to you.
Sana gelmeden önce her yeri aradım.
Look, I know what you're trying to do, coming here and making ridiculous requests but Stephanie asked me to take over the business and I can handle it.
Bak, buraya gelip aptalca taleplerde bulunarak, yapmaya çalıştığın şeyi anladım. Ama Stephanie işi, benim devralmamı istedi ve bununla başa çıkabilirim.
I love the horses, but I have a responsibility to my fellow human too, you know, if I think maybe you might do something to get yourself hurt and you don't even see it coming, if I see it coming, I... you know, I have a moral obligation
Atları seviyorum, yakınımdaki insanlara karşı da sorumluluklarım var, anladın mı? Eğer bence kendine zarar verecek bir şey yapıyorsan ve bunun farkında bile değilsen, eğer ben bunun farkındaysam, biliyorsun, sana başının belâda olduğunu söylemek benim ahlâkî vazifemdir.
Okay I'm coming with you ; I just got to pack the rig up.
Tamam seninle geliyorum, önce ekipmanı toplamalıyım.
- I told them you were coming, and they said no, it has to be reviewed when I'm back in England.
- Geleceğini söyledim. Hayır dediler, İngiltere'ye döndüğümde yeniden gözden geçirilecekmiş.
I was about to call you, to see where you are, if you were coming.
Seni arayacaktım nerede olduğunu sormak için, gelecek misin diye.
I'm glad to see you're coming around to my way of thinking.
Seni benim düşündüklerimi desteklerken görmek güzel.
I think I know you well enough by now To know there's a "But" Coming.
Sanırım bir "ama" geleceğini bilecek kadar şey yaşadım.
If you go to Shanghai, I'm coming with you.
Shangai'ye gidiyorsan, ben de seninle geleceğim.
I insisted that it wasn'tjust anyone coming down to talk to you and I realise, of course, that this is all very new for you, but you can't go ahead with this interview tonight.
Seninle konuşmaya gelenin öylesine birisi olmaması için ısrar ettim. Bu sizin için yeni bir şey farkındayım ama bu röportajı bu gece yapamazsınız.
So let's see how many times I can kill you before you stop coming back to life.
Bakalım tekrar dirilmeden seni kaç kez öldürebileceğim.
Oh, also, socal wireless people are coming at 9 : 00, and I left some papers on your desk for you to sign.
Ayrıca, Socal Kablosuz elemanları saat 9.00'da gelecekler ve imzalaman için masana birkaç dosya bıraktım. Tamam.
- That's why I'm coming to you.
Sana bunları o yüzden söylüyorum.
Look, Don, I have to go, but are you coming to this knees-up later on?
Don, şimdi kaçmam lazım ama.. akşamki partiye geliyor musun?
I'm coming to you.
- Oraya geliyorum.
I'm coming to get you!
Seni almaya geliyorum!
Anyway, I would invite you to stay, but I have a lady friend coming over.
Her neyse, kalmanı isterdim ama bir bayan arkadaşım gelecek.
Spike, I'm coming to you.
Spike, geliyorum!
I was beginning to think you weren't coming.
Gelmeyeceğini düşünmeye başlamıştım.
I thought you were coming out to David Cameron - a terrifying prospect.
Ben de David Cameron'a yapıyorsun sandım. Korkunç bir manzara.
You see, you made a mistake coming to me, cos I'm not Frank.
Bana gelerek hata yaptın. Ben, Frank değilim.
We're coming up on a full moon, so I just need to make sure that you're in compliance with city ordinances regarding werewolves.
Birazdan dolunay olacak, o yüzden kurt adam yasalarına uyup uymadığınızdan emin olmak zorundayım.
I'm coming to get you!
Geliyorum.
Are you coming on to me? Honey... I'm telling you what guys like.
Canım erkekler bunu sever
I have to run to French class, but I wanted you to know that I'm coming to see you play tomorrow.
Fransızca sınıfına gitmeliyim ama yarın maça seni görmeye geleceğimi bilmeni istedim.
I want to thank you for coming up, m'lady.
- Geldiğiniz için teşekkürler, Leydim.
I'm trying to tell you where it's coming from.
Ben nereden geldiğini hemen söyleyeyim.
You know, and coming here and talking to some bony-ass Dr. Phil wannabe in her little perfect house with her perfect family, and I got to talk about my dead mother?
Buraya gelip, mükemmel evinde mükemmel ailesiyle yaşayan sıska bir Doktor Phil özentisi ile konuşmaktan oluyor! Bir de ölü annemden mi bahsetmek zorundayım?
I'm coming to get you.
- Kapa çeneni!
They are coming to kill you, and I'm not gonna let'em.
Seni öldürmeye geliyorlar, ama buna izin veremem.
Oh, you're the one I'm coming to see.
Görüneceğim kişi de sizdiniz.
I try to help Luc and Sarah and they don't want to hear it. You look like the world is coming to an end and tell me that all you need is a nap.
Luc ve Sarah'ya yardım etmek istedim, beni dinlemediler bile ve sen de dünyanın sonu gelmiş gibi bakıyorsun, ihtiyacın olan tek şeyin uyku olduğunu söylüyorsun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]