I'm different traduction Turc
5,836 traduction parallèle
I was a different man then.
O zamanlar başka bir adamdım.
I think you and I come from different neighborhoods.
Sanırım farklı mahallelerden geliyoruz.
I'm just saying that I go out with guys who are different from me all the time and we get on just fine.
Ben, sürekli benden çok farklı erkeklerle çıkıyorum ve gayet iyi anlaşıyoruz.
I'm just not quite sure who that is yet. Son, I realize how difficult it must be To feel like the different one at school.
Evlat, okuldaki farklı çocuk olmanın ne kadar zor olduğunun farkındayım.
Sabrina is just much different than all the other girls I've hooked up with.
Sabrina takıldığım kızlardan çok farklı.
I've had a few different medical emergencies while on trips to vegas. Yeah?
- Vegas'ta birkaç kere tıbbi sorun yaşamıştım.
I'm sure it would be different if it was my child.
Eminim çocuğum olsaydı farklı olurdu.
Over the years, I've filmed many different kinds of them, from across the world.
Yıllardır, dünya genelinde onların birçok farklı türünü filme aldım.
Over the years, I've filmed a number of different species, some of which are now extinct in the wild.
Yıllar boyunca, bir çok farklı türü filme aldım. Bazılarının vahşi hayatta nesli tükendi.
Ferguson's being a bit rough on you. I'm just for something different.
Ferguson üstüne biraz fazla geliyor.
I don't see how this time's gonna be any different.
şimdi ne gibi bir değişiklik olacak, orasını anlamadım.
I'm trying to do something totally different feeling creative find new ways to deal with my fears
Tamamen farklı bir şey yapmaya çalışıyorum. Yaratıcı olmak ve korkularımla yüzleşmek için yeni yollar bulmak.
If you had gotten together with us like we'd asked, you would know that I'm a different person now.
Eğer istediğimiz gibi bizimle birlikte olmuş olsaydın benim artık farklı bir insan olduğumu biliyor olurdun.
I've been a different person for a long time.
Uzun zamandır farklı bir insanım.
Jeff and I have two different approaches to this case.
Jeff ile ikimizin bu davaya iki farklı yaklaşımımız var.
Maybe I need to speak a different language.
Belki de sizinle başka dilden konuşmam lazım.
Well, I have a different plan.
Farklı bir planım var.
I suppose we're all beginning to think of a different future whether we want to or not.
Sanırım hepimiz istesek de istemesek de farklı bir geleceği düşünmeye başlıyoruz.
I'm afraid we must have different definitions of the word.
Sanırım sevgiden anladığımız şey çok farklı.
I took what I could, no different than anybody else.
Alabildiğimi aldım. Diğerlerinden farklı bir şey yapmadım.
Just'cause we come from different backgrounds doesn't mean I'm a socio...
Çünkü bizim farklı geçmişlerimiz var bu sosyopat olduğum anlamına gel...
I need you to know we're not so different.
O kadar da farklı olmadığımızı bilmeni istiyorum.
Okay, well, if we're not gonna be truthful in "never have I ever," then we should play a different game.
Ama "Hiç Yapmadım" ı da dürüst oynamayacaksak en başından başka bir oyun oynamalıydık..
I'm different down there.
Aşağısı farklı.
I don't want to be any different.
Benim bir farkım olsun istemiyorum.
Well, I guess I was just expecting something different, you know.
Sanırım daha farklı bir şey bekliyordum.
I guess girls are different from when I was your age.
Galiba artık kızlar da benim zamanımdaki gibi değil. Kusacağım galiba.
Dad, I can't just wait around for the wheels of bureaucracy to start spinning in five different government offices. Okay?
Baba, beş farklı devletin kapısında mekik dokumaya başlamak için bürokrasi çarklarının dönmesini bekleyemem, tamam mı?
Now I'm hearing we got different DNA in different parts of our body.
Şu sıralar vücudumuzun farklı yerlerinde farklı DNA'lar olduğunu duydum.
- I'm different.
- Değiştim.
Like any entrepreneur, I am looking for ways to get the message out further. We have quite a bit of publicity with 2 different coronary issues in the restaurant where the ambulance came and the paramedics took these people out.
Herhangi bir girişimci gibi, mesajımı ilerletmek için yollar arıyorum. 2 farklı kan pıhtılaşması sorunuyla biraz propaganda yaptık, ambulans geldi ve sağlık görevlileri bu insanları alıp gittiler.
I'm telling you, these guys, they lived in different neighborhoods, they moved in different circles.
Sana şunu söyleyeyim, bu adamlar farklı mahallelerde yaşıyor ve... -... farklı bir çevreleri var.
Oh, OK, I'm, sorry, that's... er, different rules here.
Tamam, özür dilerim, burada kurallar farklı.
But sometimes I wish you would try a different approach.
Ama bazen çok isterim farklı bir yaklaşım deneyin.
You never said, "I'm different now." "I want something else." You just took it all away.
Hiçbir zaman "Ben değiştim farklı bir şey istiyorum." demedin.
I am different.
Farklıyım.
"I have to be different."
" Daha farklı biri olmak zorundayım.
I have a whole different future in mind for you.
Ben senin için çok daha farklı bir gelecek plânladım.
I think we might have a different idea of what "all good" means.
Sanırım "her şey yolunda" nın farklı anlamları olabilir.
But I also need a lesson in the different types of sugar.
Ama bunun yanında şekerin farklı türleri ile ilgili bir derse de ihtiyacım var.
I'm different from you all!
Ben hepinizden farklıyım!
I just have a different point of view.
Sadece farklı bir bakış açım var.
Maybe I'm a different person now.
- Artık başka biriyimdir belki.
I just came back from three different banks.
Üç farklı bankaya uğradım.
If I was... if I was more like you, if it was just me, this house would look different.
Eğer ben... ben de senin gibi olsaydım, sadece ben olsaydım, bu ev çok daha farklı olurdu.
I'm different, like you.
- Farklıyım. Sen gibi.
I can't be with someone who's completely different every time I'm with him.
Her defasında tamamen farklı davranan biriyle birlikte olamam.
I'm not different.
Farklı değilim.
I've been on a different plane since we met.
Tanıştığımızdan beri farklı bir yerdeyim.
No, I'm just trying to figure out why you're so different.
Hayır, sadece neden bu kadar farklı olduğunu çözmeye çalışıyorum.
After I left your house, I kind of saw him in a different light.
Senin evden ayrıldıktan sonra onun sandığım gibi biri olmadığını anladım.
i'm different now 21
different 542
different languages 16
different countries 18
different things 17
different how 78
different places 26
different people 26
different ways 32
different circumstances 18
different 542
different languages 16
different countries 18
different things 17
different how 78
different places 26
different people 26
different ways 32
different circumstances 18
different times 24
different day 28
differently 29
different story 22
i'm done 1705
i'm doing well 24
i'm drowning 44
i'm doing great 97
i'm done with you 104
i'm doing my best 94
different day 28
differently 29
different story 22
i'm done 1705
i'm doing well 24
i'm drowning 44
i'm doing great 97
i'm done with you 104
i'm doing my best 94
i'm dangerous 29
i'm dry 24
i'm doing good 49
i'm done now 24
i'm down 125
i'm dying 601
i'm dr 1049
i'm done talking 64
i'm done with it 49
i'm driving 280
i'm dry 24
i'm doing good 49
i'm done now 24
i'm down 125
i'm dying 601
i'm dr 1049
i'm done talking 64
i'm done with it 49
i'm driving 280