English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ I ] / I'm drunk

I'm drunk traduction Turc

3,521 traduction parallèle
You know, it was when I was really drunk and desperate.
Geçtiğinde de ya depresyondaydım ya da sarhoş.
Look, hey, uh... I'm drunk, okay, and I'm, uh...
Bak sarhoşum ve ben...
I'm drunk like you in day time, I've arrested knowing well.
Zamanında senin gibi sarhoştum, Bu sözleri iyi bilirim.
Jeepers, I'm drunk.
Hay anasını, sarhoş oldum.
I'm getting blackout drunk tonight.
Bu gece zil zurna sarhoş olacağım.
I slept with you because you were drunk and easy and you smelled like pie.
Seninle yattım çünkü sarhoştun ve kolaydın ve turta gibi kokuyordun.
And everybody's drunk, and if I have to see another chicken dance, I'm gonna kill everybody, okay?
Ve herkes içer. Bir tavuk dansı daha yapanı görürsem, herkesi öldüreceğim, tamam mı?
Sabrina, get over here and help me drink these margaritas or it'll be your fault if I drunk-dial my A.A. sponsor again.
Sabrina, buraya gelip şu margaritaları içmeme yardım et yoksa senin yüzünden yine alkol danışmanımı sarhoş kafayla arayacağım.
I'm not drunk.
Sarhoş değilim.
I'm sorry I was so drunk I threw up.
Çok sarhoş olduğum için özür dilerim. Kustum.
F, I'm sorry I was so drunk last night... but thank you for being nice to me, which I know you were, even though I don't remember it.
F, dün gece çok sarhoş olduğum için kusura bakma ama benimle ilgilendiğin için teşekkür ederim,... her ne kadar hatırlamasam da sen olduğunu biliyorum.
I've gotta spend eight hours getting drunk with my buddies! "
Sekiz saatimi... "... dostlarımla sarhoş olmaya ayıracağım! "
Back then, I was, like, a little messed up, and I think I was kind of drunk at the wedding too
O zaman gerçekten kötü durumdaydım ve galiba düğünde de biraz sarhoştum.
She keeps yelling, "I'm drunk."
"Sarhoşum" diye bağırıp duruyor.
Man, I got so drunk, I woke up in the ocean.
O kadar sarhoş olmuştum ki, okyanusun ortasında uyanmıştım.
But I can also be drunk, which I was, which I still might be, but then Wade told me about the shoplifting, and I blurted it out, and Ruby heard.
Ama aynı zamanda sarhoş olabiliyorum, ki öyleydim, tabi hala olabilirim, ama sonra Wade bana hırsızlığı anlattı, ve ben de bir anda ağzımdan kaçırdım ve Ruby duydu.
I'm talking needing-subtitles - when-you-speak drunk.
Konuştuğun zaman altyazıya ihtiyacın olacak kadar sarhoşluktan bahsediyorum.
I was a pissed-off, miserable drunk from the day I got back from Iraq.
Irak'tan döndüğüm günden beri sinirli, perişan bir ayyaştım.
It was hurting and I would think, surely think, he just... he drunk hisself to death.
Canım yandı ve onun kesinlikle içmekten dolayı öldüğünü düşünüyordum.
I remember you weren't always so gay when you were drunk.
Hatırladığım kadarıyla sarhoşken o kadar da gay değildin.
♪ I'm too tired and you're too drunk... ♪
Ben çok yorgunum, ve sen çok sarhoşsun...
Sorry, folks, I must be drunk.
Üzgünüm millet, kafayı bulmuş olmalıyım.
- I'm not drunk.
- Sarhoş değilim.
Not just saying it cos I'm drunk.
Bunu sırf sarhoşum diye söylemiyorum.
Sorry, but I'm a bit drunk.
Affedersiniz, biraz sarhoşum.
I've won a few, but that's just because I spill when I'm drunk, so...
Birkaç tanesini kazandim ama o da sarhosken üzerime döktüğüm içindi.
Makes you feel sort of drunk, and I say things when I'm drunk!
Sarhoş gibi hissediyorsun, ben de sarhoşken fazla konuşurum.
I may be drunk but I'm not deaf.
Sarhoş olabilirim ama sağır değilim.
I'm sober enough to drunk-drive.
Araba kullanmak için ayığım.
If you think it'll make people stop hating you, I'm definitely drunk enough.
İnsanların senden nefret etmesini durdurmak istiyorsan, yeterince sarhoşum.
So I think I'm a little drunk...
Sanırsam biraz sarhoşum da...
And I have a lovely gift of the batchslapping variety waiting for you when I'm just the right amount of drunk.
Ayrıca ben yeterli alkolü aldıktan sonra seni bekleyen çeşit çeşit güzel tokatlar yemeye hazır ol.
Three hours later, I was arrested drunk, naked, and driving a Zamboni.
Üç saat sonra sarhoş ve çıplak bir hâlde buz pisti aracını sürerken tutuklandım.
Mnh-mnh... Yours dripped on me, and now I'm drunk!
Seninki üstüme damladı ve sarhoş oldum.
Some night I'm gonna get drunk and try that.
Bir gece kafayı çekip bunu deneyeceğim.
In honesty, I'm going to get drunk tonight, and confess my love to Yoon.
Aslında ben bu gece sarhoş olup, Yoon abiye aşkımı itiraf edeceğim.
- It's because I'm not drunk enough.
- Yeterince sarhoş olmadım da ondan.
When you were drunk, I held you, carried you and dragged you all the way here.
Sarhoş olduğun zaman, ben seni tuttum, taşıdım ve buraya kadar sürüklemiştim ama.
Remember the place I took you to when you got drunk last time?
Geçen sarhoş olduğun zaman, seni aldığım yeri hatırlıyor musun?
Okay, I'm drunk.
Tamam, sarhoşum.
I'm still drunk ing my coffee.
Çok içki iç miş gibiyim.
Because I'm drunk, okay...
Çünkü sarhoştum tamam mı...
- No, I'm not drunk.
- Hayır, sarhoş değilim.
No, I'm not drunk, so I'm just gonna say this fast.
Hayır, içkili değilim, o yüzden bunu hızlıca söyleyeceğim.
I'm too drunk.
Çok sarhoşum.
Anyway, I'm drunk already.
Sarhoşum!
I was drunk withthis guy.
Şu göklere çıkardığım adam.
As I'm drunk, That my soul is address language souls my blood brother, I must say my crazy sacred you.
Bana değil, ben sarhoşum. Ama ruhum kutsal bir yolla kan kardeşime sesleniyor. Ve o sensin.
For Pete's sake, this time I think you really are trying to get me drunk, with all that rice wine an'all.
Tanrı aşkına, bu sefer beni gerçekten sarhoş etmeye çalışıyorsun sanırım. Tüm o pirinç içkileri, şaraplar falan.
I'm not drunk.
Ben sarhoş değilim.
I think that I am drunk. "
Sanırım ben sarhoşum. "

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]