I'm looking for something traduction Turc
497 traduction parallèle
I suppose I was looking for something to believe in, worth living for and dying for.
Sanırım inanacağım, uğruna yaşayacağım ya da öleceğim bir şey.
That's why I'm looking for something that no look like a bed.
Bu yüzden farklı bir yatak arıyorum.
What I'm really looking for is something half-moon shaped with spangles on it.
Yarım ay şeklinde ve ucunda püskülleri olan bir tane arıyorum.
I was looking for something ingenious.
Daha zekice bir yöntem arayışındaydım.
I've been looking for some little token of gratitude, which I could give to Mr. Holmes and at last I think I've found something that he'll appreciate.
Bay Holmes'a verebileceğim küçük bir minnettarlık hatırası arıyordum. Sonunda sanırım onun taktir edeceği bir şey buldum.
Well, I'm looking for something a little different.
Ben biraz farklı bir şey arıyorum.
Young man, you've stumbled on something... not exactly what I've been looking for, but nonetheless valuable.
Delikanlı bir şey yakaladın tam aradığım şey değil, ama gene de değerli.
But, see, I'm looking for something... Don't you understand?
Yerine koyabilecek bir şeyler arıyorum, beni anlıyor musun?
I'm something of an archaeologist in my spare time... and so I'm used to looking for the extraordinary.
Boş vakitlerimde arkeolog olarak takılıyorum ve sıradışı şeyler araştırıyorum.
The further we go, the surer I am that what we're looking for... is something tangible.
İlerlemelerimize göre, eminim ki aradığımız şey dokunulabilir.
I'm looking for something in Greece.
Yunanistan'da aradığım bir şey var.
I'm looking for something in the Marais.
Marais'de kalacak küçük bir yer arıyorum kendime.
I'm looking for something.
Bir şey arıyorum.
I'm looking for something on China.
Çin ile ilgili bir şeyler arıyorum.
Something I've been looking for a long time.
Uzun zamandır aradığım bir şey.
No, I'm looking for something more ex citing, money.
Hayır, daha heyecan verici bir şeyler arıyorum.
I'm looking for something original.
Çok orijinal eserler.
If you're looking for something to eat, I didn't pack a thing.
Yiyecek bir şey arıyorsan, hiçbir şey koymadım.
I've been looking for something all my life.
Bütün hayatım boyunca bir şey aradım.
- I'm looking for a place called Glenville or Ballyville or something like that
- Glenville denen bir yeri arıyorum ya da Ballyville gibi bir şey.
I'm looking for something more important than that. Something stronger.
Ondan daha önemli, daha güçlü bir şey arıyorum.
Sorry, lady, I'm looking for something in 1717.
Kusura bakmayın hanımefendi, 1717'de bir şey arıyorum.
I'm looking for something.
Birşey arıyorum...
I figured if you was still looking for some dope on Eddie Shoebridge, I might have something for you.
"Eğer hala Eddie Shoebridge hakkında bir şeyler arıyorsanız anlatacaklarım olabilir."
I'm looking for something that may be important to me.
Ama benim için önemli olabilecek bir şey arıyorum.
I'm looking for a quiet inn, something small and hidden away.
Sessiz bir pansiyon arıyorum. Gizli ve ufak bir yer.
All my life I've been looking for something.
Hayatım boyunca... hep bir şeyleri aradım.
Otherwise, just looking for something on it, but I would not do such a thing.
Aksi takdirde, yalnızca bir şeylere bakar, ama hiç bir şey yapamazdım.
It wasn't my fault, but I'm looking for something to console her.
Benim hatam değildi ama onu teselli edecek bir şey arıyorum.
Yes, I'm looking for something a little more illegitimate.
Evet, ama ben biraz daha namüsait bir şey arıyorum.
Frank, what we're looking for is an emotional impact so the average guy will look at these images and say, " Yeah, that's something I'd like to protect, like to preserve.
Frank, aradığımız şey duygusal bir etki yaratmak yani sokaktaki adam bu resimlere bakmalı ve " Evet, bu korumak istediğim bir şey.
Darling... I am looking for something a lot more... contemporary.
Canım, daha çağdaş bir şey arıyorum.
I know you're cold, wet, and hungry... and your unemployment and welfare's run out... and you're looking for something to happen!
Biliyorum, üşüyorsunuz, ıslandınız ve açsınız... ve işsizlik sigorta ve sosyal yardım paralarınız suyunu çekti... ve bir şey olmasını bekliyorsunuz!
There was something I was looking for.
Aradığım bir şey vardı.
There's no B and D, I'm looking for something.
B ve D yok, bir şey arıyorum.
Now, if I read you correctly,... I think you're looking... for something with a little more spunk.
Anladığım kadarıyla, daha ateşli bir şey arıyorsun.
I'm looking for something, anything to get a handle on what I'm dealing with.
Bir şeylere bakıyordum, işime yarayabilecek birşeylere.
Well, I'm looking for something with a little oomph.
Biraz daha seksi bir şeyler arıyorum.
- I'm looking. Looking for something better.
- Daha iyi bir iş arıyorum.
I'm looking for something for my mom's birthday.
Annemin doğumgünü için birşey arıyorum.
I was just looking at something for my wife.
Sadece karım için bir şeyler arıyordum.
Zoe, I've really been a fool all these years, looking in all the wrong places for something.
Zoe, bunca yıl yanlış yerlerde bir şeyler aradığım için ne kadar da aptalmışım.
I'm looking for something bigger... ... a dare-to-be-great situation.
Daha büyük bir şey arıyorum mücadele gerektiren bir durum.
I was looking for something different.
Farklı bir şeyler aradım.
I'm looking for something zany.
Komiğimsi bir film olsun.
Our mutual friend indicated to you that I'm looking for a bored-out. 45 that can't be traced, something that won't blow up in my hands.
Ortak dostumuz ne istediğimi söylemiştir sana. Şöyle özel birşey istiyorum. Kullanırken elimde dağılmayacak birşey.
there's something I'm looking for, but I do not know how to describe it...
Bir şey arıyorum ama nasıl tarif edeceğimi bilmiyorum.
I'm looking for something... in an attack dog- - one who likes... the sweet, gamey tang of human flesh.
Şöyle bir şey arıyorum saldırgan bir köpek- - şöyle oyuncu tatlı ve insan etine düşkün.
I'm also looking at 100-1 50 men, armed, waiting around for something.
100-150 kadar da adam var, silahlı, bir şey bekliyorlar.
I'm looking for something in an engagement ring.
İki nişan yüzüğü arıyorum.
Jess, here's the deal. Something tells me I'm not going to find who I'm looking for down here, right?
Jessie, aradığım şeyi aşağıda bulamayacağımı biliyorum.
i'm looking for a job 19
i'm looking forward to it 134
i'm looking out for you 23
i'm looking into it 21
i'm looking at you 77
i'm looking for a friend 20
i'm looking for my brother 19
i'm looking for you 48
i'm looking for 111
i'm looking for my wife 19
i'm looking forward to it 134
i'm looking out for you 23
i'm looking into it 21
i'm looking at you 77
i'm looking for a friend 20
i'm looking for my brother 19
i'm looking for you 48
i'm looking for 111
i'm looking for my wife 19