English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ I ] / I'm ready for this

I'm ready for this traduction Turc

512 traduction parallèle
I'm ready for your statement on this story now, Doctor.
Bu hikayeyle ilgili açıklamanı dinlemeye hazırım, Doktor.
If a reprimand is called for in this case, I will be ready to accept it from those who've known me much longer than you have.
Bu olayda bir kınama gerekiyorsa, beni sizden daha uzun süre tanıyanlardan kınamayı kabul etmeye hazırım.
I've kept this room ready for him... ever since I got the president's wire that Charlie was killed in the war.
Savaşta öldüğüne dair aldığım... telgraftan sonra bu odayı hazırladım.
Harris, take this lunatic into the corridor and keep him there till I'm ready for him.
Harris, şu deliyi koridora çıkar, ben çağırana kadar da bırakma.
Honey, if this is a hotel, I don't think they're ready for us.
Tatlım, bu bir otelse bizi beklediklerini sanmıyorum.
I'm not sure I'm ready for this.
- Buna hazır olduğuma emin değilim.
I'm ready for this.
Buna hazırım.
I'm not ready for this.
- Bana bak. Hazır değilim.
- I'm not ready for this.
- Buna hazır değilim.
"I have to be up at eight every morning and wash and get dressed and have my breakfast and get ready for school and reach there at five to nine every morning." Did you write this cobblers?
"Her sabah saat sekizde kalkacağım yüzümü yıkayıp giyineceğim ve kahvaltımı yapıp okula gitmek için hazırlanacağım ve her sabah saat dokuza beş kala okulda olacağım." Bu saçmalıkları sen mi yazdın?
I'm not ready for this.
Bunun için hazır değilim.
I'm not really ready for this conversation.
Bu konuşmayı yapmaya henüz hazır değilim.
- Didn't you get my message? - I don't think I'm ready for this.
- Buna hazır olduğumu sanmıyorum.
- But this time I'm ready for you.
-... ama bu sefer hazırlıklıyım.
I'm ready for you this time.
Bu sefer sana hazırım.
I've had 10 years to get ready for this.
Buna hazırlanmak için 10 yılım vardı.
I'm not ready for this.
Buna hazır değilim.
I've had my men ready for this.
Adamlarımı buna karşı hazırlamıştım.
I've spent my life getting ready for this day.
Bn hayatımı bu güne hazırlanarak geçirdim.
But this time I'm ready for him.
Ama bu sefer onun için hazırlıklıyım.
I am so ready for this.
Buna hazırlıklıyım.
I mean, we've been training for something like this all our lives, but... you're never really ready.
Biz hayatımız boyunca böyle birşey için kendimizi hazırlıyorduk ama... sen gerçekten hazır değilmişsin.
Hey, MurieI, please, I'm not ready for this.
Hey, Muriel, lütfen, Bunun için hazır değilim.
I'm... I'm not ready for all of this! Oh, that's fine.
Ve bütün bunlar için hazır değilim!
You think I'm ready for this?
Sence gerçekten de hazır mıyım bu iş için?
Who's ready for a new beginning? How about Mustang football this fall? That's what I thought.
Dünyanın en harika taraftarları, Dallas'ın koçunu alkışlayalım!
I'm ready for your punishment but we can't assassinate Master Takechiyo now. Not here in this castle, in public.
Ama batıdaki klanlar güçlerini birleştirirse bu Edo sarayını tehlikeye düşürür.
I was ready for this little eventuality.
Bu küçük olasılık için hazırlanmıştım.
I'm sorry, but they told me to get this room ready for another patient.
Üzgünüm, ama bu odayı başka bir hasta için hazırlamam istendi.
I'm not ready for this.
Buna hazir degilim.
I'm not ready for this.
Bunun için hazir degilim.
I just don't think I'm ready for this test yet.
Sınava hazır değilim henüz.
I'm ready. I've been ready for this day my whole life.
Hayatım boyunca hazırdım.
So I went back to introduce myself, to thank him and are you ready for this?
Kendimi tanıtıp teşekkür etmek için gittiğimde, buna hazır mısın?
Honey, I'd tell this boy that you're very flattered... but you're just not ready for this kind of thing.
Tatlım, ben olsam, bunun çok gurur verici olduğunu ama henüz böyle bir şey için hazır olmadığımı söylerdim.
Ralph, I think you're nice, but I'm just not ready for this kind of thing.
Ralph, bence çok tatlı birisin ama ben böyle şeyler için henüz hazır değilim.
Bring'em on, man! i'm ready for this! i'm the man!
Gel evlat, hadi adamım hazırım ben!
Ready for breakfast, Dr. Smith? Oh, being stuck on this godforsaken planet has vanquished what little appetite I had.
Bu Allah'ın belası gezegende tıkılıp kalmak zaten az olan iştahımı hepten götürdü.
I just don't know if I'm ready for this.
Buna hazır değilim sanırım.
Yes, and I'm not ready for this, okay?
- Evet, ve bunun için hazır değilim, tamam mı?
Oh, man. This was a life curve I was not ready for.
Tanrım, bu hiç de hazır olmadığım bir şeydi.
Well, it's not Ottumwa, but... I've been ready for this for a long time.
Burası Ottumwa değil ama bunun için uzun süredir hazırım.
I thought I was ready for this.
Buna hazır olduğumu sanmıştım.
Tanis, I've been thinking... I don't know if I'm ready for this.
Tanis, bu şeye hazır olup olmadığımı bilmediğimi düşünüyorum.
Maybe if I did, I'd feel ready for this.
Belki tanısaydım, bunun için hazır hissederdim.
I am ready to burn in hell for this love.
Bu aşk için ben, cehennemde yanmaya hazırım.
If y'all are all ready to quit your apathetic and unsympathetic ways as I am and take back control of the black community, as I am if you're ready to stop being the boys that started to Washington on this bus and be the men the men that our wives and mothers and children are waiting for back home to stand up against all the evils lined up against the black man back home.
Eğer hepiniz hazırsanız lakayt ve sevimsiz huylarınızı bırakmaya benim gibi zenci toplumunun kontrolünü elinize almaya yani eğer bu otobüsle Washington yoluna koyulan çocuklar olmayı bırakıp evde eşlerimizin, annelerimizin ve çocuklarımızın beklediği erkekler olmaya, zencileri tehdit eden kötülüklere beraberce göğüs germeye.
I'm at a place in my life where I'm just not ready for this kind of commitment.
Ailemde bir yerim var ve henüz Böyle bir bağlılığa hazır değilim.
Now, I'm taking this white flag and I'm going over to the enemy camp and I'm going to tell them you're ready to talk about terms for a cease-fire.
Şimdi, bu beyaz bayrağı alıp, düşman kampına gideceğim, ve ateşkes şartlarını görüşmeye hazır olduğunu ileteceğim.
"I'm ready to kill for this cigarette, for this ice cream."
"Ölmeye hazırım bir tek sigara için bile ya da bir dondurma için."
I'm not quite as ready for this as you are.
Senin kadar bu işe kendimi hazır hissetmiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]