I been thinking traduction Turc
6,848 traduction parallèle
Yeah, you know, I been thinking about that, and I don't think it's right to blame Finn for our sexual problems.
Aslında, bende bunu düşünüyordum, Cinsel sorunlarımız için Finn'i suçlamak, Bana çok doğru gelmedi
And you know, I've been thinking about getting more involved lately.
Son zamanlarda daha çok dahil olmayı düşünüyorum.
The thing is, I've been thinking, um...
Biraz düşündüm.
I've been thinking about what it takes to add a child to a family in this day and age, and I got an extra one without even having to ask, and sometimes I wonder what - - what I did to deserve it.
Çabalamama bile gerek kalmadan fazladan bir çocuğum oldu. Bazen bunu hak etmek için ne yaptım diye merak ediyorum.
I've been thinking a lot about this.
Uzun zamandır düşünüyorum bunu.
I've been thinking of the night gabriel died.
Gabriel'in öldüğü geceyi düşünüyordum.
Look, a year ago, I would've been thinking the same thing, but I've learned to give her the benefit of the doubt.
Bak, bir yıl önce olsa ben de aynı şeyi düşünürdüm. Ama artık şüphenin faydalarını vermeyi öğrendim.
So, I've been thinking a lot about you and your interests and your hobbies, and it's weird we aren't closer, given how much we have in common.
Bende senin hakkında çok düşündüm, ilgi alanların ve hobilerin falan, ve bu kadar ortak özelliğimiz varken, samimi olmamamız çok garip.
I'ma say the same thing I've been thinking for the last 50 years.
50 yıldır ne söyleyeceğimi düşünüyorum.
I've been thinking.
- Düşünüyordum da...
Look, this has been a lot of fun, but I need to start thinking about my future.
Bak, ilişkimiz eğlenceliydi ama geleceğimi düşünmeye başlamam gerek.
I've been thinking a lot about what you said to me.
Bana söylediğin şeyi epeydir düşünüyorum.
He had been thinking about Jane.
Bir süredir Jane'i düşünüyordu.
I was also thinking about what you said, how... we haven't been a part of each other's life for 23 years.
Ayrıca söyledilerini düşünüyordum. 23 yıldır birbirimizin hayatında olmadığımızı.
Emily has been so focused on getting to David that she's not thinking through all the variables.
- Emily, David'i görmeye öyle odaklandı ki her durumu değerlendiremiyor.
I've been thinking about what you told me about your dad and how you wished he knew you did the right thing giving him mercy like you promised.
Baban ile ilgili anlattıklarını düşünüyordum da. Keşke doğru olanı yaptığımı bilseydi diyordun ya hani. - Söz verdiğin gibi merhamet gösterdiğini.
It's all I've been thinking about.
- Aklımdan tek geçen bu.
- Now I've been thinking...
- Şimdi, düşünüyordum da- -
I've been thinking that it's time that we take a break From our weekly meetings.
Haftalık buluşmalarımıza ara vermemiz gerektiğini düşünüyorum.
Well, thank you, and I've been thinking.
Teşekkür ederim ben de düşünüyordum.
Captain, I've-I've got to, uh, interrupt again. I've just been thinking about this-this "giving her all she's got" thing. I mean, I've been completely wrong for years now.
Kaptan, tekrar bölüyorum ama bu "elimden geleni yapıyorum" olayını düşünüyordum da yıllardır yanılıyormuşum aslında.
And I'll find you in a jiffy, okay? Hmm? So, I've been thinking.
Hemen geleceğim yanına, tamam mı?
But I'm thinking he wouldn't have been stupid enough to leave the murder weapon here.
Cinayet silahını burada bırakacak kadar aptal olamaz bence.
[Sighs] Hey, you know, I've been kind of thinking about my major.
Branşım hakkında düşünüyordum.
I've been thinking about it a lot, and this job requires someone of stable mind and body, and to be honest, stable is far from what I'm feeling right now.
Çok düşünür oldum. Bu iş aklen ve bedenen dengesi yerinde olmayı gerektiriyor... ve açıkçası şu an oldukça dengesiz hissediyorum.
[cellphone chimes] [ ian cotterill's "looking to the sea" plays ] I've been thinking a lot about this concept of home.
Evin konsepti hakkında çokça şeyler düşünürüm.
Yeah, I was just thinking about what it must have been like when mother and Ingrid were younger.
Sadece annem ve Ingrid gençlerken nasıllardı diye düşünüyordum.
So, Bones, you know, I've been thinking about Christine.
Christine'i düşünüyordum, Bones. Ve okulu.
I've been thinking About when you used that trouble on me.
O sorunu benim üstümde kullandığın zamanı düşünüyordum.
So, I've been thinking...
Bir süredir...
I've also been thinking about what you told me.
Ayrıca bana söylediklerini de düşündüm.
I've been thinking, though.
Ben de aynı şeyi düşünüyorum.
I've been thinking maybe he was right.
Belki de haklıydı diye düşünüyorum.
I've been thinking a lot about what made him such a good director.
Onu bu kadar iyi bir direktör yapanın ne olduğunu düşünüyorum.
- I've been making this all about myself. I haven't even been thinking about Cam.
Meseleyi tamamen kendime bağlamışım, Cam'i hiç düşünmemişim.
I've been thinking about what to do with you.
Seninle ne yapacağımı merak ediyordum.
Mary, I've been thinking, And perhaps what's best is that we're not underfoot.
Mary, düşünüyorumda belkide en iyisi ayak altından çekilmek.
I'm glad you're here, though, because I've been doing some thinking.
Burada olmana sevindim gerçi. Çünkü ben de birkaç sey düşünüyordum.
I've been thinking about our next trip.
Bir sonraki seyahatimiz hakkında düşünüyordum.
- I've been thinking...
Düşünüyordum da...
It's... it's hard enough to get the words out. I've been thinking, and I'm going to leave the lab so you can be the one who runs the science division.
Çünkü ben tüm kelimelere dökmek zor ama Düşünüyordum ve ben laboratuvardan ayrılacağım böylece bilim bölümünü sen tek başına yürütebilirsin.
It's just I've been thinking about self-defense.
Ben sadece kendini savunmayı düşünüyordum.
- Sorry. I've just been thinking about something toph said.
Toph'un söylediği bir şey aklıma takıldı da.
Zhu Li, I've been thinking.
Zhu Li, bir süredir düşünüyordum da...
Yes, but lately,'I've been thinking about you.
Evet, ama son zamanlarda senin hakkında düşünüyordum.
I know, and I've been just thinking that you were some oversensitive, uh, well, shrew, I guess.
Biliyorum ama ben senin fazla hassas olduğunu düşünüyordum şirret olduğunu bir de, sanırım.
I've been thinking about what we should call our new church. My wife, Janine, suggested "New Life Church", which I think seems appropriate on many levels. We're still taking suggestions, if there's any.
Yeni kilisenin adını düşünüyordum, eşim Janine "Yeni Hayat Kilisesi" ni önerdi bir çok şeye uygun olduğunu düşünüyorum, hala diğer önerilerinize de açığız.
I've been thinking about how difficult things have been for you since you returned...
Döndüğünden bu yana bazı şeylerin senin açından ne kadar zor olduğunu düşünüyordum..
Look, I've been thinking about what I said in the car and- -
Bak arabada söylediklerimi düşünüyordum...
I've been thinking about what you said earlier.
Daha once soylediklerini dusunuyordum.
I've been thinking.
Dusunuyordum da.