I call the police traduction Turc
2,253 traduction parallèle
Now get out of my office before I call the police.
Şimdi polisi aramadan ofisimden defolun.
If you do not immediately disappear, I call the police.
Böyle olsun... Hemen çekip gitmezsen polisi arayacağım.
- Should I call the police?
- Hayır. Bu, onlar için işleri çok daha kolaylaştırır.
Before I call the police or my lawyer, I wanted to hear your side.
Polisi veya avukatımı aramadan önce, bir de senin tarafından dinlemek istedim.
I call the police!
- Polisi aradık!
Should I call the police?
Polisi aramalı mıyım?
Or would you rather I call the police?
Yoksa polisi aramamı mı arzu edersin?
I think we should call the police.
Polisi arayalım öyleyse.
Call the damn police or I will.
Ara şu polisi, yoksa ben yaparım.
Call the damn police or I will.
- Ara şu polisi, yoksa ben yaparım.
I'll call the police.
Polisi Arayacağım.
Look, Nola, I am gonna have to call the police.
Bak, Nola, polisi aramak zorunda kalacağım.
So I'm telling you, and my next move, I believe, is that I'm gonna call the police, because I'm half convinced they're all dead.
Bunları size anlattım ve sanırım bir sonraki hareketim polisleri aramak olacak. Çünkü onların öldüklerine dair şüphelerim var.
You guys, I think we should call the police.
Bence polis çağırmalıyız, çocuklar.
If I'm not back within 3 minutes call the police.
Eğer 3 dakika içinde dönmezsem 911'i ara. Tamam mı?
If you don't leave I will call the police!
Eğer şimdi gitmezseniz polisi arayacağım.
And I was gonna call 911, but the police came and...
Sonra 911'i arayacaktım, ama polis geldi ve...
Last night I received a call from the police.
Dün gece polis beni aradı.
- Yes. I need you to call the police.
Polisi araman gerek.
Nicholas : I'll call the police.
Polisi arıyorum.
You have to call the police and let them handle it. - I know how you feel about addicts, Dell...
belli bir noktada polis çağırıp bunu onların halletmesine izin vermelisin.
I offered to call the police so you could see the report.
Polisi arayalım o zaman. Rapora bakarsın.
I'll call the police.
Polisi arayacağım..
If you call the police, I'll kill her.
Eğer polisi ararsan, onu öldüreceğim.
Because, look, if you don't, I-I'm, I'm going to have to call the police.
Çünkü eğer yoksa polisi aramalıyım.
All right, well, I got to call the police.
Tamam o zaman polisi arıyorum.
Now I get to call the police and I get to tell them, "You've got to come down to my branch right now " and make sure no one with a hockey mask
Şimdi ben polisi arayıp onlara "Hemen buraya gelmelisiniz ve hokey maskeli ya da silahlı kimsenin buraya girmediğinden emin olun." diyeceğim.
I just need to call the police and tell them that i found you.
Önce polisi arayıp seni bulduğumu söylemeliyim.
You're not concerned that i might call the police?
Polisi çağırmamdan endişelenmiyor musun?
And i think he's worried i might call the police.
Polisi arayacağımı düşünüyor olabilir.
I'll call the state police and they'll come get him.
Şehir polisine haber vereceğim, onlar da gelip JD'yi alacaklar.
- before I call the police.
Evet.
I won't call the police. I promise.
Polisi aramayacağım, söz veriyorum.
I will call the police, Everett.
Polis çağırırım, Everett. Emily, lütfen.
- And I want you to check him out, or I'm gonna call the police. - No, no, no.
Onu kontrol etmenizi istiyorum ya da ben polisi arayacağım.
I'm gonna call the police.
Polisi arayacağım.
He thought someone had been following him home to his apartment every night. I begged him to call the police.
Birileri her gece kendisini evine kadar izliyormuş.
- I'm gonna call the police.
Polisi arıyorum.
Should I call the police?
Polisi arayayım mı?
Or I can pick up the phone and I can call the police,
Ya da telefonu alıp polisi arayabilirim.
And I'll call the police.
- Sonra polisi arayalım.
I put in a call at the police station, too.
Ben de polise ifade vereceğim.
If you don't meet me with the money, I'll call your family, your school, and then the police.
Para elime geçmezse aileni, okulunu, sonra da polisi ararım.
I'll call the police.
Polis çağıracağım.
If you don't call him, I'll tell the police you're covering for him.
Onu aramak istemiyorsan, ben polise söylerim senin onu koruduğunu.
I told him to call the police, and now... -
Ben de polisi aramasını söyledim ve şimdi...
- I've got to call the police.
- Polisi aramalıyım.
You call the police,... and I'm gonna... -
Sen polisi ara, ve bende...
You know, you're very lucky I didn't call the police and tell them how you stole my patient's edit cards last year.
Polise haber vermediğim ve onlara hastamın kredi kartını çaldığını söylemediğim için çok şanslısın.
I was working the midnight shift when a call came from the border police.
25 KASIM 2040 SINIRDA Sınır polisinde bir çağrı geldiğinde, gece vardiyasında çalışıyordum.
- I'm gonna call the police.
- Polisi arayacağım.
i call shotgun 25
i call her 23
i call you 38
i called it 59
i call death 27
i called him 132
i call him 32
i called you 172
i call the shots 24
i call 87
i call her 23
i call you 38
i called it 59
i call death 27
i called him 132
i call him 32
i called you 172
i call the shots 24
i call 87
i call your name 20
i called her 89
i called them 49
i called 270
i called earlier 21
i called the cops 33
i called the police 46
i called the hospital 16
i call them 20
i called your office 21
i called her 89
i called them 49
i called 270
i called earlier 21
i called the cops 33
i called the police 46
i called the hospital 16
i call them 20
i called your office 21