I know everything traduction Turc
8,152 traduction parallèle
I know everything about you down to your base nucleic couplings.
Temel nükleik çiftlerine kadar hakkında her şeyi biliyorum.
I know everything she knows.
Onun bildiği her şeyi biliyorum.
I know everything looks really bad right now and you don't know me, but...
Durumun kötü göründüğünü biliyorum ama beni tanımyorsun.
I know everything one can possibly know about Alan Fitch.
Bir insanın Alan Fitch hakkında bilebileceği her şeyi biliyorum.
I don't know. All I know is what I see in front of me, and everything looks worse.
Tek bildiğim karşımda olanlar ve her şey berbat halde.
You know, as much as you've screwed up my life and my job and, well, my understanding of everything, I hate to admit it but I wouldn't change a damn thing.
Biliyor musun, hayatımı ve işimi her mahvettiğinde ve her şeyi anladığımda itiraf etmekten korksam da, hiçbirini değiştirmek istemediğimi fark ettim.
And I know you want everything to be in order when it goes.
Ve gittiğinde her şeyin düzen içinde olmasını istediğinizi biliyorum.
I've told you everything I know about that girl, and I must say I don't see that it's very important.
Kız hakkında bildiğim her şeyi anlattım. Neden bu kadar önemli olduğunu anlamıyorum.
I did know your mother when she was a child... But you don't know the woman that she's become. Look, Preacher, I appreciate everything you've done.
Ama nasıl birine dönüştüğünü bilmiyorsun bakın vaiz yaptığınız her şey için minnettarım, gerçekten... onunla işim bitti
Now, it's a lot to absorb, I know, but I will explain everything.
Çok fazla olduğunu biliyorum ama gereken her şeyi açıklayacağım.
But that's just my gift, and I just feel like, you know, in spite of everything, as hard as it is losing Hector, you can't crush the human spirit.
- Evet. - Bu benim yeteneğim bence bunca zorluğa rağmen Hector'u kaybetmek falan insan ruhunu yok edemezsin.
I know why you did everything you did.
Yaptıklarını neden yaptığını biliyorum.
You know, after everything that happened to Weaver, and all I've been through,
Bilirsin, Weaver'a olan şeylerden sonra,... tüm olanlardan ötürü aile buluşmasına hazır değilim.
- Mm. Everything I know about a broken heart I learned from you.
Kırık kalplerle ilgili bildiğim her şeyi senden öğrendim.
I was sitting here, going over everything. You know what occurred to me?
Burada oturup her şeyi gözden geçirdim.
I've been thinking about everything you do - - you know, for the children, for me... and, uh...
Yaptığın her şeyi düşünüyordum çocuklar için, benim için ve...
Everything you do will be harder. And I owe it to you to let you know why.
Yaptığın her şey daha da zor olacak.
It was a very crummy bar and I used to go in in evening gowns. I didn't know any better. And I played everything that I could think of.
Çok salaş bir bardı ama ben gece kıyafetiyle gidiyordum.
One day you're at home and the staff is there and your dad's there and the dog's there and everything that's familiar to you is there, and then you come back, I don't know, weeks later and... nothing's there, nobody's there.
Bir gün evindesin, çalışanlar var baban var, köpeğin var tanıdık olan her şey var ne bileyim, haftalar sonra bir geliyorsun hiçbir şey yok, kimse yok.
As I said, we don't know how the virus landed on our shores, but we're doing everything we can to meet the challenge head-on.
Söylediğim gibi virüsün kıyılarımıza nasıl ulaştığını bilmiyoruz. Ancak virüs ile mücadele edebilmek için elimizden geleni yapıyoruz.
- I'm doing this now because I can't watch you be with anyone else, because for once, we are both in a place to maybe start a relationship, and after everything that we've been through, and at a time when I don't know what the future holds,
Çünkü ilk defa bir ilişki başlatabilecek durumdayız ikimiz de atlattığımız bunca şeyden sonra geleceğin ne getireceğini bilmediğim bir zamanda...
I just hope you know that everything that Robert does, he does out of love for you.
Umarım Robert'ın yaptığı her şeyi sana olan sevgisinden yaptığını biliyorsundur.
Damn. You know, I'm just trying to do everything I can do to help her and nobody's helping me.
Elimden geleni yapmaya çalışıyorum, ama kimse yardımcı olmuyor.
You open this door and you let me take my meds, and then I will tell you everything I know.
Kapıyı açıp ilaçlarımı bana verirsen bildiğim her şeyi anlatırım.
They taught me everything I'll ever need to know about faith,
İnanç hakkında öğrenmem gereken her şeyi öğrettiler.
I know that, and you know I am very thankful for everything you do for me.
Bunun karşılığında, senden tek istediğim, bana sirk maymunuymuşum gibi bakmaman.
You know, before I screwed everything up, you and I were good friends.
Biliyorsun, ben her şeyi elime yüzüme bulaştırmadan önce ikimiz iyi arkadaşlardık.
So I'll just have to move everything... you know what?
- Şimdi tüm programı değişmem lazım.
I want to know everything.
Her şeyi bilmek istiyorum.
After everything you went through with Lullo's people, I want you to know you have my full blessing if you want to take some time off.
Lullo'nun adamlarıyla yaşadığınız onca şeyden sonra bilmenizi isterim ki, biraz dinlenmek isterseniz seve seve izin veririm.
I know everything there is to know about you.
Senin hakkında olabilecek her şeyi biliyorum.
My grandfather taught me everything I need to know about personal combat.
Büyükbabam birebir dövüş konusunda bilmem gereken her şeyi öğretti.
We don't know. But I promise you, we're doing everything we can to get Mitch back.
Ama Mitch'i geri getirmek için ne gerekirse yapacağımıza dair size söz veriyorum.
I want sarah to know that everything she did Was of her own free will.
Sarah'ın yaptığı her şeyi kendi hür iradesiyle yaptığını bilmesini istiyorum.
I've done everything I know to prevent this from happening. But I can't stop it.
Bunu önlemek için aklıma gelen her şeyi yaptım ama durduramadım.
I told you everything I know.
Bildiğim her şeyi söyledim.
I know where everything was.
Nerenin dağınık olduğunu biliyorum.
I want to know everything there is to know about these explosives.
Bu patlayıcılarla ilgili ne varsa öğrenmek istiyorum.
I want to know everything about this Green Arrow, where he lives, and who he loves, and I want him off the boards by the time my associates arrive.
Bu Green Arrow hakkındaki her şeyi öğrenmek istiyorum. Nerede yaşadığını, kimleri sevdiğini. Ortaklarım gelmeden de ortadan kalkmasını istiyorum.
I'm brilliant enough to know you're not telling me everything about this dream.
Bana bu rüyayla ilgili her şeyi anlatmadığını anlayacak kadar zeki.
Barry, I know that you did everything you could.
Elinden gelenin hepsini yaptığını biliyorum Barry.
I know you did everything you could.
Elinden geleni yaptığını biliyorum. Teşekkür ederim.
I don't know, they seem to hate everything.
Ne bileyim, her şeyden nefret ediyor gibiler.
I want the photo and I want to know everything you know about who she's with, cos it isn't me.
Resmi istiyorum ve karımın yanındaki kişiyle ilgili bildiğiniz. her şeyi bilmek istiyorum çünkü o ben değilim.
I assure you, the United States government is doing everything it possibly can to affect the situation, and I will let you know as soon as I have more information.
Sizi temin ederim, Amerikan hükümeti durumu değiştirmek için mümkün olan her şeyi yapıyor ve daha fazla bilgi edindiğimiz gibi sizi haberdar edeceğiz.
Your dad, he's the best man I know, and everything he does, he does to protect the people he loves.
Tanıdığım en iyi adam odur ve her şeyi sevdiklerini korumak için yapar.
I just figure after everything we've been through, you know- - your father, my brother, everything- -
Yaşadığımız onca şeyden sonra...
I don't know about you, Henry... but I believe that everything happens for a reason... like you and me meeting here.
Senin hakkında çok şey bilmiyorum Henry ama bana göre yaşanan her şeyin bir sebebi var. Tıpkı şu anda burada buluşmamız gibi.
And he says, "Well, jeez, I come home and I hoped " that everything would be, you know, normal,
Arkadaşım da "Eve döndüğümde her şeyin normal olabileceğini ummuştum." demiş.
Nope, told you everything I know.
- Sakladığın bir şey mi var? - Hayır, bildiğim her şeyi anlattım size.
I don't know, exactly, but everything is okay.
Tam olarak bilemiyorum ama her şey yolunda.
i know everything about you 60
i know 63170
i know you can do it 61
i know you don't like me 31
i know that 3661
i know you will 227
i know who you are 1036
i know you 1720
i know you can 181
i know you don't know me 17
i know 63170
i know you can do it 61
i know you don't like me 31
i know that 3661
i know you will 227
i know who you are 1036
i know you 1720
i know you can 181
i know you don't know me 17
i know how you feel 379
i know you're tired 50
i know it 1515
i know it's been a while 32
i know you're scared 181
i know that's right 19
i know her 343
i know what you mean 503
i know what it is 314
i know the feeling 206
i know you're tired 50
i know it 1515
i know it's been a while 32
i know you're scared 181
i know that's right 19
i know her 343
i know what you mean 503
i know what it is 314
i know the feeling 206