I lost it traduction Turc
4,014 traduction parallèle
But I think I lost it. Really?
- Ama sanırım kaybettim.
Why do you think I lost it?
Neden kendimi kaybettiğimi sanıyorsun?
Give me your number, I lost it.
Bana numaranı ver, kaybettim.
I lost it- - the jug face.
Söyle! Sürahi suratı kaybettim.
Since I lost it all, I've worked hard.
Her şeyimi kaybettiğimden beri çok fazla didiniyorum.
Wow. But then I lost it again to the woman who invented Spanx.
Ama sonrasında orayı Spanx'in kurucusu kadına kaybettim.
Do you know I lost it for your sake!
Biliyor musun, yarışmayı senin için kaybettim!
I lost it.
Kendimi kaybettim.
I lost it all, Brian! What?
- Hepsini kaybettim Brian.
I... didn't realize that it was lost.
Ben... Kayıp olduğunu bilmiyordum.
I remember reaching for it just before I lost consciousness.
Bilincimi kaybetmeden az önce buna ulaştığımı hatırlıyorum.
No, it's bad, because I've lost.
Hayır, kötü.
The one time that I took him for granted and that's when I lost him and it...
Bir kere ona değersizmiş gibi davrandım ve o zaman onu kaybettim ve...
I, uh, lost it.
Kaybettim. N'aber?
It was, like, two and a half pumps, and then I lost my boner.
Hatta iki buçuk bile diyebiliriz, sonra ereksiyonumu kaybettim zaten.
I've lost it now.
Şimdi işin bitti.
- The wrong is that I've lost it.
- Sorun bunu kaybetmiş olmam.
If it weren't for you, I may have lost her just now.
Sen olmasan onu kaybetmiştim.
When I lost Quinn McDaniels, you held my hand through, and now it's my turn.
Quinn McDaniels'ı kaybettiğimde, elimi tutup atlatmama yardım ettin şimdi de benim sıram.
-... here because I lost my earring in the cab and so we had to stop and pull over and I had to find it and it was just, like, this whole thing.
- Çünkü taksinin içinde küpemi düşürdüm ve arabayı durdurup küpeyi bulmam falan gerekti.
- I've totally lost it.
İnanamıyorum ya.
It's an unconscious attempt to regain the status you felt you lost when I was born.
Ben doğduğumda kaybettiğini düşündüğün statüyü tekrar kazanmak için bilinçsiz bir çaba...
I've lost a brother and a father to this cause, and still, it is not won.
Bu savaşlar yüzünden kardeşimi ve babamı kaybettim. ... ama hala kazanan taraf yok.
I did it because I've come to realize what many of people in the Republic have come to realize, that the Jedi are the ones responsible for this war, that we've so lost our way that we have become villains in this conflict,
Ben yaptım. Çünkü Cumhuriyetin içindeki birçok insanın fark ettiği şeyi fark ettim. Bu savaştan Jedi'ların sorumlu olduğunu yolumuzu kaybettiğimizi bu savaşta kötü adamlar haline geldiğimizi asıl yargılanması gerekenlerin bizler olduğumuzu.
I lost everything because of it.
Onun yüzünden her şeyimi kaybettim.
It was me. I lost the formula.
Formülü ben kaybettim.
It's like we lost something, but I'm not sure what.
Sanki, bir şeyi kaybettik, ama ne olduğundan emin değilim.
Damn it, I lost Stefan!
Lanet olsun kaybettim onu
I thought I lost it.
Kaybettim sanmıştım.
I don't know if it's'cause you got shot or rehab or what, but you lost a step.
Vurulduğun için mi yoksa rehabilitasyon yüzünden mi bilmiyorum ama sen o oyunu kaybettin.
I know, I'm a pain, but she lost it, or it was stolen.
Biliyorum, dert oldum, fakat telefonunu kaybetti, veya çaldırdı.
I mean, to this day, you ask any Canadian where they were when Robin Sparkles lost it, not only can they tell you which Tim Hortons they were in, but what donut they were eating.
Bugün bile herhangi bir Kanadalı'ya Robin Sparkles kendini kaybettiğinde nerede olduğunu sorsanız sadece hangi Tim Hortons'da olduğunu söylemekle kalmaz neli donut yediğini de söyler.
She'd totally lost it. She didn't want to call the cops, even though I told her that we should.
Aramamız gerektiğini söylesem de polisi aramak istemedi.
I see a girl who is lost, on the edge, and you should trust me on this because I've seen it all before.
Ne yaptığını bilmeyen birini görüyorum. Bu konuda da bana güven. Çünkü ben de bu yollardan geçtim.
Well, Sis, you know, if I've lost my temper with you, you probably deserved it.
Eğer sana kızdıysam muhtemelen hak etmişsindir.
For some reason, it just got me thinking about all the brothers I lost on the job.
Bir sebepten ötürü görevde kaybettiğim tüm dostlarımı hatırladım. Evin anahtarı sende var.
It's my fault, because I screwed up my marriage, I lost my family.
Benim hatam. Evliliğimi mahvettim, ailemi mahvettim.
Look, If I'd lost it in Afghanistan, I'd have help.
Bacağımı Afganistan'da kaybetmiş olsaydım yardım alırdım.
It's just that I've-I've lost him and now his love all in one week.
Onu daha yeni kaybettim ve şimdi de bir hafta içinde sevgilisi ortaya çıktı.
I would have been lost without it.
- Evet, sen olmasan bitmiştim.
I believe it's someone who had polished their English accent, having then lost some of their French accent.
Bence, İngiliz aksanını geliştirmek isteyen birisinin Fransız aksanını bir miktar yitirmesi ile oluşmuş bir aksan.
In the middle of it all... I lost my faith.
Her şeyin ortasında inancımı kaybettim.
And I-I ain't proud to say it, but my cousin lost his hand because of it.
Bunu övmek için söylemiyorum ama kuzenim bunun için elini kaybetti.
The only reason that you won was because Harris saw to it that I lost.
Senin kazanmanın tek nedeni Harris'in beni kaybederken görmesiydi.
No, that's not it. I met my long lost Uncle Adrian for the first time.
Hayır, uzun süredir kayıp olan Adrian amcamı ilk defa gördüm.
Emma lost her stuffed lamb and I'm pretty sure the only place she could have dropped it was in the elevator.
Emma, kuzusunu kaybetti ve düşürebileceği tek yer asansör.
I've lost enough men as it is.
Yeterince adamımı kaybettim zaten.
I've lost over half my army in the last week with a drone strike. It wasn't even a fair fight, and any day now,
İnsansız hava uçağıyla yapılan saldırıda ordumun yarısından fazlasını kaybettim.
- Nope. I lost the signal, but I'm trying to get it back.
Sinyali kaybettim ama tekrar bulmaya çalışıyorum.
Two years I've been living with the memory of that night, and I just lost it on him.
İki yıldır o gece aklımdan hiç çıkmıyordu ve kendimi kaybettim.
Because I now know the true meaning of oppression... and have thus lost my taste for inflicting it.
Çünkü artık boyunduruk altında bulunmanın gerçek anlamını biliyorum ve bunun için onu isteme arzumu kaybettim.
i lost my mind 16
i lost my phone 30
i lost you 30
i lost my way 25
i lost everything 79
i lost track of time 59
i lost my head 35
i lost my temper 59
i lost my wife 31
i lost control 52
i lost my phone 30
i lost you 30
i lost my way 25
i lost everything 79
i lost track of time 59
i lost my head 35
i lost my temper 59
i lost my wife 31
i lost control 52
i lost mine 17
i lost my 18
i lost my job 84
i lost 239
i lost my family 17
i lost her 78
i lost someone 22
i lost my son 22
i lost count 30
i lost him 169
i lost my 18
i lost my job 84
i lost 239
i lost my family 17
i lost her 78
i lost someone 22
i lost my son 22
i lost count 30
i lost him 169
i lost my appetite 21
i lost track 18
i lost them 38
lost it 55
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
i lost track 18
i lost them 38
lost it 55
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it is good 116
it's ok 4874
it's okay 22028
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
it's over 4654
it's cold 680
it is good 116
it's ok 4874
it's okay 22028
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's all right 8832
itch 25
it's about damn time 34
items 25
itself 24
it's a boy 347
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's all right 8832
itch 25
it's about damn time 34
items 25
itself 24
it's a boy 347