I stole traduction Turc
4,724 traduction parallèle
I stole some guy's wallet while he was on the can!
Bir adam tuvaletteyken cüzdanını çaldım.
I stole them... from Target.
- Target mağazasından arakladım.
And anyway I stole it, so your wife could have it...
Çaldıysam da senin gelecekteki eşin için çaldım.
Do you know why I didn't kill you After I stole your grace?
Özünü aldıktan sonra senin neden öldürmediğimi biliyor musun?
I stole that.
Onu ben çaldım.
Ruth Connolly told Ailish O'Rourke that I stole her lunch.
Ruth Connolly, Ailish O'Rourke'e yemeğini çaldığımı söyledi.
When I was supposed to be at the hospital... I stole the van, and I went to his house in Albany.
Hastanede olmam gerekirken, minibüsü çaldım ve onun Albany'deki evine gittim.
I stole it.
Çaldım.
I remember the name of the baker I stole the strawberry bismark from when I was 11 years old and his wife- - Trudy Svoboda.
11 yaşımdayken, çilekli pasta çaldığım fırıncının adını hatırlıyorum.
That's why I stole them.
Bu yüzden çaldım.
I stole all these books and put'em in this room so I could come kiss them.
Bu kitapları çalıp bu odaya koyuyorum ki sonra gelip onları öpebileyim.
I stole it from his trap last Thursday.
Geçen Perşembe ahırından kaçırdım.
- I stole the bikes.
- Bisikletleri ben çaldım.
Take this. It's a key card I stole from one of their vans.
Karavanlarından çaldığım bir geçiş kartı.
- What? - I stole Ronnie's key card when he was about to shoot you in the face.
- Ronnie seni yüzünden vurmak üzereyken onu çaldım.
Well, I stole two rubbers from Drucker's because I just can't get enough of you.
Druckers'tan iki kaput çaldım çünkü sana doyamıyorum.
I stole 20 bucks from it before I gave it back to you.
Ben ondan 20 dolar çaldı Sana geri verdim önce.
Hey, hey, look! Hey, I stole from you.
Bak dinle... senden çaldım.
Caleb, she thinks I stole you from her.
Caleb, seni ondan çaldığımı düşünüyor.
They think that I stole your brother's pills.
Kardeşinin haplarını çaldığımı düşünüyorlar.
I stole a sandwich.
Bir sandviç çaldım.
I stole to feed my newborn.
Yeni doğmuş bebeğimi beslemek için çaldım.
Wow. That's pretty rich coming from the woman who stole Alex to begin with.
Bu Alex'i kaçıran kadın için bayağı sağlam sözler.
I say someone stole it.
Bence birisi çaldı.
Yeah, I think your daughter just stole him from me.
Sanırım kızın, Produce'u benden çaldı.
I once stole a Mercedes-Benz from the head of the Corsican gang.
Ben bir kez Korsikalı çete başı ile bir Mercedes-Benz çaldık.
I can't believe he stole my car, the little rascal.
Arabamı çaldığına inanamıyorum, küçük hergele.
They think I'm the mother of some... that just stole a dress...
- Neler oluyor?
'Cause I'm having a hard motherfucking time understanding how three little old ladies come in here and stole from us.
Çünkü üç yaşlı kadının buraya gelip bizden nasıl bir şeyler çaldığını anlamakta zorluk çekiyorum.
That's why I stole these.
Bu yüzden bunları çaldım.
He's a political operative, Sam. I'm sure he stole it.
Bunu çaldığına eminim.
Your brother's stole everything I thought I knew about myself.
Kendimle alakalı bildiğim ne varsa ağabeyin elimden aldı.
I mean, I thought she changed, and I hate to narc, but we were doing some shopping for the play, and she stole something.
Değiştiğini sanmıştım. İspiyonlamayı sevmem ama oyun için alışveriş yapıyorduk ve o bir şey çaldı.
Holly stole this? Hey, I know you from TV.
Bunları Holly mi çaldı?
I prefer'stole'.
'Çalmak'kelimesini tercih ederim.
I thought I was getting Arthur's broken toy, Samaritan, but you, Harold... I know who you are, what you've done for us, but since you stole my device,
Arthur'un bozuk oyuncağını elde edeceğimi sanıyordum, Samaritan'ı, ama sen Harold kim olduğunu, bizim için neler yaptığını biliyorum.
Can I talk to the Abbi who stole a van?
Kamyonet çalan Abbi'yle konuşabilirmiyim?
I already stole your mail.
Postalarınızı çoktan çaldım.
And that's when I knew she stole my watch.
Ve ben biliyordum ne olduğunu o saatimi çaldı.
If there's a penny less than the $ 2 million your husband stole from me, I will call my friends and your son dies, you understand?
Eğer kocanın benden çaldığı 2 milyon dolardan bir kuruş eksik çıkarsa, arkadaşlarımı ararım ve oğlun ölür, anlıyor musun?
What if I... stole your heart back?
Peki ya kalbini geri alırsam.
You stole our client's cover of "Thicky Trick."
Müvekkiliniz bizim müvekkilimizin düzenlemesi olan "Thicky Trick" i çaldı.
And listen, I have a photograph of you changing the number plate of the car you stole
Hey! Ve dinle! Elimde çaldığın arabanın plakasını değiştirirken çektiğim fotoğrafın da var.
So chill. I can't believe you stole them in the first place.
Onları çalmana inanamıyorum.
Someone stole it, and I'm pretty sure that it...
Birisi onu çaldı ve eminim ki...
That bitch Callie stole it, and I want it back.
Ama o sürtük Callie çaldı ve onu geri istiyorum.
I don't know what that means, but, um... she stole 500 of them.
O ne demek bilmiyorum ama onlardan 500 tane çalmış.
Then I broke back into the same pawn shop and stole a watch.
Sonra aynı rehincinin dükkanına girip bir saat çaldım.
You know, when I was, uh, 17, I threw a brick through a plate glass window of a service station and stole a set of tyres, just'cause they was fine and I wanted'em.
17 yaşındayken benzincinin camına tuğla atıp kırmıştım ve tekerlek çalmıştım çünkü çok güzeldiler ve ben onları istiyordum.
So Frank and I'd wind up sitting in the living room waiting for her to make an entrance, and in the meantime, he'd be trying to make me laugh, doing all these crazy routines, most of which he just stole off the TV.
O yüzden Frank ve ben içeriye girmesini beklerken oturma odasında otururduk ve bu sırada bütün o alışılagelmiş saçmalıkları yaparken beni güldürmeye çalışırdı. Çoğunu da televizyondan çalardı.
[exhales] I present carl laudson, who stole $ 3,000.
Bayanlar ve baylar size Carl Laudson'ı sunuyorum, kendisi 3,000 $ çaldı.