I suspect traduction Turc
4,827 traduction parallèle
I can tell you the names of people whom I suspect.
Ben şüpheli kişilerin isimlerini söylemek ve,
Darwinism. I do not want him to think I suspect anything.
Bir şeylerden şüphelendiğimi düşünmesini istemiyorum.
And you're a professional revenger as well, I suspect.
Ve intikam konusunda da profesyonelsiniz sanıyorum.
I suspect the CIA has other reasons for wanting the White Ghost dead.
Ben CIA şüpheli ölü Beyaz Hayalet isteyen diğer nedenleri vardır.
I suspect he doesn't know either.
Kendisinin de bilmediğinden şüpheleniyorum.
I suspect that God is a clockmaker.
Tanrının bir saatçi olduğunu sanıyorum.
Could well be some sort of sacrificial ritual, but I suspect Pagan rather than Hebrew.
Yahudi değil ama pagan kurban ayinlerinden birinin parçası olabilir.
I suspect your ancestor had a patron.
Atanın bir hamisi olduğundan şüpheleniyorum.
Because I suspect... suspect... that this is a revenge killing.
Bu da beni, bunun bir intikam cinayeti olduğu konusunda şüphelendiriyor.
To add further insult, I suspect he will have disposed of the body just out of view of what he knew would be your crime scene perimeter.
Hatta daha da ileri gidip, cesedi muhtemel olay yeri olarak düşündüğü bölgenin hemen dışında bir yere koymuş olabilir diye düşünüyorum.
I suspect the other spy comes by once a day to see if there's been a message left.
Diğer casusun günde bir kez gelip mesaj var mı diye baktığından şüpheleniyorum.
And blondie's an embezzler, I suspect.
Sarışın olan para kaçırıyor da olabilir.
I suspect Tanida is the one who killed your agent friend.
Ajan arkadaşınızı öldüren kişinin Tanida olduğunu düşünüyorum.
It's being reported as an accident but I suspect, in fact, it may be murder.
Kayıtlara kaza olarak geçti ancak ben bunun bir cinayet olabileceğinden şüpheleniyorum.
I suspect Assemblyman Patrick Chandler's poll numbers are about to go through the roof.
Meclis üyesi Patrick Chandler'ın oyları tavan yapacaktır muhtemelen.
I suspect this incident at the bank is not what it seems, but rather the first shot in a larger coordinated assault aimed directly at me.
Bu da Berlin'le bağlantılı mı? Bankada meydana gelen olayın, göründüğü gibi olmadığını düşünüyorum. Her ne kadar zor bir ihtimal gibi görünse de direkt olarak şahsıma bir saldırı.
- It will be if it is what I suspect.
- Tamda şüphelendiğim gibi.
I suspect he took one out of my bag while I was his prisoner and he used it to prevent himself from becoming erased.
Tutukluyken çantamdan bir tanesini alıp kendini silinmekten kurtardığını düşünüyorum.
I've got our suspect in custody.
Şüpheliyi gözaltına aldım, tamam.
I repeat, I've got our suspect in custody.
Tekrarlıyorum, bir şüpheli göz altında.
I got a murder suspect.
Bir cinayet şüphelisi yakaladım.
No suspect either, I guess?
Şüpheli falan da yok sanırım.
If the school finds out... if they even suspect, I cannot afford to lose my financial aid.
Okul öğrenirse, onu geçtim şüphelense bile mali yardımımı kaybetmeyi göze alamam.
Look, agent. Am I a suspect here or what?
Ajan bey ben burada şüpheli miyim değil mi?
For the tape, I'm presenting the suspect with photographs entered in evidence, evidence number H86734-D.
Kayıt için, sizlere şüpheli şahsın kanıtlarda olan fotoğraflarını sunuyorum. Kanıt numarası H86734-D.
For the tape, I'm presenting the suspect with photographs entered in evidence, evidence numbers H86734 dash A to C, dash E to K.
Kayıt için, şüpheli şahsın, kanıtlarda olan fotoğraflarını sunuyorum. Kanıt numarası H86734-A-C E-K.
For the tape, I'm presenting the suspect with photographs H86734 dash L to P.
Kayıt için, şüpheli şahısa H86734-L-P kanıtını fotoğraflarla birlikte sunuyorum.
I'm still a suspect, and don't leave town.
Hala şüpheliyim ve şehirden ayrılmayacağım.
And I hate to say this, but I strongly suspect that Bernie did it!
Bunu söylemekten nefret ediyorum ama bunu Bernie'nin yaptığından şüpheleniyorum.
I'm starting to suspect that matchmaking is the best part of time travel.
Sanırım zaman yolculuğunun en güzel tarafı çöpçatanlık yapabilmek.
There's a lot of stuff he blamed on raccoons that I'm starting to suspect was him.
Birçok konuda rakunu suçluyordu... ki ben de artık ondan şüphelenmeye başlamıştım.
I approached the suspect to gauge the degree of injuries inflicted by the gunshots. Your weapon drawn?
Aldığı yaraları kontrol etmek için şüpheliye yaklaştım.
- Because I'm a suspect?
- Şüpheli miyim?
Like the suspect that screams "I didn't do it" before anyone asks.
Daha kimse sormadan önce şüphelinin "ben yapmadım" diye bağırması gibi.
I don't suspect you have a passport ready.
Pasaportunu hazırda beklettiğini sanmam.
I'm thinking the suspect might be from around here.
Şüphelinin buradan olduğunu sanıyorum.
Sierra one, I repeat, take the shot if you've got the suspect locked.
Sierra 1, tekrar ediyorum, eğer atış açınız varsa ateş edin.
It seems I am the usual suspect.
Görünüşe bakılırsa olağan şüphelilerdenim.
I got three cars that match the description and plate numbers of the suspect's vehicle.
Şüphelinin aracının tarifi ve plakasıyla eşleşen üç araba bulduım. - Araştırdın mı?
Her fake concern to the news that I'm a murder suspect.
Benim bir cinayet zanlısı olduğumu duyduğu an yüzündeki sahte endişeyi.
Oh, Vega thinks I was a little over-the-top on a suspect who didn't want to give a DNA test.
Vega, DNA örneğini vermek istemeyen şüphelinin üzerine... -... çok fazla gittiğimi düşünüyor.
I want to be clear, I'm quoting Joe, not the suspect.
Net olarak söylüyorum. Joe'dan alıntı yapıyorum, şüpheliden değil.
Inspector Speight and I apprehended the suspect this afternoon.
Müfettiş Speight ve ben şüpheliyi bu öğleden sonra tutukladık.
So I'm not your number-one suspect?
O zaman sizin bir numaralı şüpheliniz değilim?
Okay, now, we both know I give you a lot of latitude, but you just criminally threatened a suspect in front of his lawyer on video.
Sana çok fazla tolerans sağladığımı ikimiz de biliyoruz ama demin avukatının önünde videoya kayıt alınırken bir şüpheliyi tehdit ettin.
So, you can understand why we're here, Mr. Ridley. Oh, I'll admit it's suspect, but I can assure you I had nothing to do with these horrific acts.
Şüphelenecek bir durum olduğunu anlıyorum ama sizi temin ederim bu korkunç olaylarla benim bir alakam yok.
As far as I'm concerned, this is a murder investigation And reddington is our chief suspect.
Benim şüphelendiğim kadarıyla bu bir cinayet olayı ve baş şüphelimiz de Reddington.
I think you might have found our suspect's next target.
Şüphelinin bir sonraki hedefini bulabilirsiniz galiba.
I gave you a suspect.
Sana bir şüpheli verdim.
No description yet of the suspect or suspects, but I told the new Chief over in Bemidji we'd be on high alert for anything that connects.
Şüpheli veya şüphelilerin belli bir tasviri yok ama Bemidji'deki yeni şefe, mantıklı gelen şeyler için tetikteyiz dedim.
I mean, it is a bit cliché, falling for the suspect.
Demek istiyorum ki bir zanlıya vurulmak biraz klişe değil mi.