I thought about it traduction Turc
3,542 traduction parallèle
Anyway, I thought about it...
Neyse işte, ben de şunu düşündüm...
After I thought about it, I can't give up the assets.
Biraz düşündüm de, servetimden vazgeçemem.
I thought about it and there's probably a lot of bastards who gave you a ride in a car that there's not many of in Korea, but
Düşündüm de çok serseri vardır muhtemelen seni arabasına bindirip dolaştırmak isteyen Kore'de ama...
I thought about it on my way here.
Yolda gelirken düşündüm bunu.
I thought about it and it's unfair.
Bunu düşündüm ve haksızlık bu.
Then I thought about it and went back.
Sonra durdum düşündüm, pat döndüm geriye.
No matter how much I thought about it, I couldn't remember who I was.
Ne kadar düşündüysem de kim olduğumu hatırlayamadım.
I thought about it, and... if you want to ask Emily to... you know...
Emily meselesini düşündüm de eğer ona sormak istersen diye hani...
Zoe, I thought about it, and... truth is, you did me a favor.
Zoe, düşündüm de aslında sen bana iyilik ettin.
Well, Al, I know you said I didn't have to come, but I thought about it, and I should be here.
Al, gelmek zorunda olmadığımı söylediğini biliyorum. Ama düşündüm ki, burada olmak zorundayım.
And I thought about it... and it all made sense.
Bunu düşündüm ve bir anda her şey anlam kazandı.
I thought about it.
Bunu düşündüm.
Actually, I thought about it briefly.
Aslında bunu hakkında bir şeyler düşündüm.
But when I thought about it later, I was glad that I killed her.
Çünkü ben hissediyorum. Hayır?
I thought about it and aren't they better than a human?
Bir düşündüm de insanlardan daha iyi değiller mi?
I thought about it... and I think I need to see my mom and Jung Woo.
Bu konuda çok düşündüm ve anneme ve Jung Woo'ya da söylemem gerektiğini düşünüyorum.
I thought I could forget about it, go back to the way things were but you told me too many lies, Moira.
Bunu unutabileceğimi düşünmüştüm, eskisi gibi olabileceğini. Lakin bana çok fazla yalan söyledin, Moira.
Liam's the one that's been encouraging me to give you another chance, and I actually thought about it.
Liam beni sana bir şans daha vermem için yüreklendiriyordu ve ben bunu ciddi olarak düşündüm.
It just sucks that I pushed away somebody I actually care about because I thought he was such a nice guy.
Bu berbat, çünkü onun iyi biri olduğunu düşünüp aslında çok değer verdiğim birini reddettim.
I mean, I never really thought about it, but once I saw that ring, I-I literally got butterflies.
Yani, bu konuda gerçekten hiç düşünmedim, ama yüzüğü gördüğm anda, gerçekten kelebekleri hissettim.
I've thought about it more than a thousand times.
Ben bunu binlerce kez düşündüm.
I've thought about it a lot.
Bunun üzerine çok düşündüm.
She was constantly complaining to me about her stomach problems, and as a doctor, I thought I ought to do something about it.
Karın ağrılarından şikâyet edip duruyordu ben de bir doktor olarak bu konuda bir şey yapmalıyım, dedim.
I was given complete carte blanche to write about what I wanted and I thought, " This sounds operatic and it sounds dramatic,
İstediğim şeyi yazmam için bana hepsi verildi. Ses operatik diye düşündüm. Ve kulağa dramatik geliyordu.
I thought you said that it doesn't matter what people think about us.
İnsanların hakkımızda ne düşündüklerinin bir önemi olmadığını söylemiştin.
I hadn't really thought about it.
Hiç bunun hakkında düşünmemiştim.
You know, when I went to see Katie, I thought it was about her, but really, it helped me.
Katie'yi görmeye gittiğimde, bunun ona yarayacağını sanmıştım ama bana yaradı.
I've thought about it and... and I've had a walk and a think and a vodka and I've set fire to my duvet and I've thought about it some more and I've thought maybe, actually, it's... it's OK.
Bunun hakkında düşündüm, yürürken düşündüm ve votka içtim ve yorganımı ateşe verdim ve bunun hakkında biraz daha düşündüm.
Actually, I've thought about it again and it's too weird.
Aslında, tekrar düşündüm de bu çok garip.
For a while I was okay, I thought, "It was an accident, forget about it." But...
Bir süre iyiydim, "kaza olduğunu unutmam gerektiğini" düşündüm.
Don't tell me I should've thought about it earlier.
Daha önceden düşünmem gerektiğini söyleme.
I've thought about it.
Bir şeyler düşündüm.
He asked me to keep it a secret... but I thought you deserved to know... in case you... you wanted to do something about it.
Bunu saklamamı istemişti ama bilmek hakkın diye düşündüm. Bu konuda bir şey yapmak istersen yani.
He asked me to keep it a secret, but I thought you deserved to know... in case you wanted to do something about it.
Bunu saklamamı istemişti ama bilmek hakkın diye düşündüm. Bu konuda bir şey yapmak istersen yani.
Take it. I... I just thought that maybe you could... I thought about that too.
Ben... Belki de şey yaparsın sanmıştım... Ben de bunun hakkında çok düşündüm.
By any chance, what I told you earlier. I wondered if you thought about it.
Daha önce söylediğim şeyi düşündün mü merak ediyorum.
I just thought about it, that's all.
Sadece düşünmüştüm.
Um... I have thought about it...
Ben biraz düşündüm de...
I too, have thought about it all night.
Ben de sabaha kadar onu düşündüm.
I never thought you would live that way! I didn't dare to think about it.
Düşünmeye cüret edemedim.
I've thought about it again, as expected it was a foolish idea.
Yeniden düşündüm de gerçekten aptalca bir fikirmiş.
I thought I already told you sincerely everything about it.
Ona karşı ne hissettiğimi söylemiştim.
I thought really hard about it.
Uyu dedim diye mi uyuyorsun?
I've never once... thought about it.
Bir kere bile düşünmemiştim.
On the weekends, it's until nine... I thought something was strange about him asking about Room 302.
Hafta sonları, saat 9'a kadar... 302 no'lu odayı sormasının ilginç olduğunu düşünüyorum.
I hadn't thought about it.
Ama aklıma gelmemişti.
Montana... if you thought I was talking about marriage I've tried it, twice... and all it did was ruin two very good friendships.
Montana evlilikten bahsettiğimi düşündüysen iki kere denedim, yaptığı tek şey, iki güzel dostluğu mahvetmek oldu.
Thought I'd make sure it was true before I talk to you about it.
Seninle konuşmadan önce, haberin doğru olduğundan emin olmak istedim.
- I thought it was about giraffes.
Zürafalarla ilgili sanmıştım.
I thought it was odd that you were doing a movie about the comeback, because it seemed like it was going to be an inspirational movie.
Dönüşü hakkında bir film çekmen garibime gitmişti çünkü ilham verici bir film olacağa benziyordu.
I thought he was gonna say it was about the shit.
Bokla ilgili diyecek sandım.
i thought you were mad at me 17
i thought you loved me 27
i thought 2845
i thought you were sleeping 18
i thought you'd never ask 124
i thought you were my friend 71
i thought you were 177
i thought i did 154
i thought so 720
i thought it was you 92
i thought you loved me 27
i thought 2845
i thought you were sleeping 18
i thought you'd never ask 124
i thought you were my friend 71
i thought you were 177
i thought i did 154
i thought so 720
i thought it was you 92