If something goes wrong traduction Turc
395 traduction parallèle
If something goes wrong with me, my father will kill you, not Lord Choi.
Başıma bir şey gelecek olursa babam senin işini bitirir, Lord Choi'nin değil.
If something goes wrong, and you end up in hell, the same holds true there.
Cehenneme gidecek olsan da aynı şey geçerli.
If something goes wrong with one...
Birinde bile sorun çıkarsa- -
If something goes wrong afterward...
Eğer akabinde işler ters giderse, hata kimsenin başına kalmamış olacak.
If something goes wrong, we'll have cast-iron alibis or a top-notch lawyer.
İşler kötü giderse, öne süreceğimiz sağlam sahte tanıklar var ya da birinci sınıf bir avukat.
If something goes wrong, I deliver the messages there.
Íşler ters giderse oraya mesaj götürürüm.
I'm thinking if something goes wrong, and you don't meet up with us,
Ben bir aksilik çıkar da bizimle buluşamazsan ne olur diye düşünüyorum.
And if something goes wrong?
Ya bir şey yalnış giderse?
- What if something goes wrong?
Ya bir şeyler yanlış giderse?
If something goes wrong tomorrow night, there's no telling what'll happen to Annie.
Eğer bu gece ters bir şey olursa, zavallı Annie'ye ne olacağını söylememe gerek yok.
If something goes wrong, I'm afraid that the gallows intended for Orlov will turn out to be for you.
Eğer bir şeyler yanlış giderse, darağacının Orlov'a yöneleceğinden korkuyorum.
If something goes wrong, we all face the same risk.
Eğer yanlış bir şey olursa hepimiz riske gireriz.
It tells us if something goes wrong in any of these other components.
Diğer cihazlardan biri arızalanırsa bize haber veriyor.
You always come if something goes wrong.
İşler ters gittiğinde mutlaka uğruyorsun.
What if something goes wrong?
Ya bir şeyler ters giderse?
If something goes wrong, you'll end up in the canal.
Bir şey ters giderse, kendini kanalda bulursun.
What if something goes wrong, sir?
- Ya bir terslik olursa, efendim?
I think he's all right, but if something goes wrong, I'm counting on you, Pete.
Bence o iyi ; ama işler kötü giderse, bunları senden bilirim, Pete.
But if something goes wrong, your word is not going to keep the rain out of my shed.
Ama işler ters giderse, sözün barakamı yağmurdan korumaz.
What if something goes wrong, where do we reach them?
Bir terslik olursa, onlara nereden ulaşacağız?
I mean, there's going to be hell to pay if something goes wrong.
Yani birşeyler yolunda gitmezse sonumuz olur.
If something goes wrong, you call me.
Eğer kötü giden bir şey olursa, beni ara.
Look, Shannon, if something goes wrong...
Bak, Shannon, işler yanlış giderse...
If something goes wrong...
Eğer işler yolunda gitmezse...
- What if something goes wrong?
- Ya bir şey olursa?
If something goes wrong, I'm the first one to hear about it!
Bir sorun varsa, bunu öğreneceğiniz ilk kişi benim.
So if something goes wrong with your main chute... you still got the old belly reserve here.
Yani ana paraşütünle ilgili bir aksilik yaşarsan burada bir yedeğin olacak.
What if something goes wrong?
- Ya bir şeyler yanlış giderse?
If something goes wrong, I'll give you a signal.
Ters giden bir şey olursa sana işaret vereceğim.
But if something goes wrong... I'll make sure that you're held responsible.
Ama ters giden bir şey olursa bundan senin sorumlu tutulmanı sağlayacağım.
If something goes wrong with their plan, they'll say it's my fault.
Bu kez de planları yanlış işlerse benim yüzümden olduğunu söyleyecekler.
Have no doubt, however, that they will bolt if something goes wrong.
Yine de bir şeyler ters giderse, kaçıp gideceklerine hiç şüphe yok.
Now, Marge, just remember- - If something goes wrong at the plant, blame the guy who can't speak English.
Şimdi, Marge, şunu unutma ki- -... tesiste birşeyler yanlış giderse, kabahati ingilizce bilmeyen adama atıyorsun.
If something goes wrong, he'll die.
Bir şeyler yanlış giderse, ölecektir.
What if something goes wrong?
- Ya birşeyler yanlış giderse?
If something goes wrong, it'll be my fault.
Hayır o haklı. Bir şey yanlış giderse, bu benim hatam olacak.
If something goes wrong, you won't have time to worry about it.
Bir şeyler ters giderse, bu konuda endişelenecek vaktin olmayacak. Gidelim.
If something goes wrong, I left you 20 grand on the table.
Ters giden bir şey olursa diye, masaya senin için 20 bini bırakıyorum.
I can't ask anyone else to take the risk if something goes wrong.
Bir terslik çıkması durumunda başkasının hayatını tehlikeye atamam.
- Hey, I know. What if something goes wrong?
Ya bir terslik olursa?
If something goes wrong Major Kira can have a runabout to me within an hour.
Eğer işler ters giderse Binbaşı Kira bir saat içinde bana bir mekik gönderebilir.
Look, I'm sorry, but if something goes wrong over there, I don't want you anywhere near it.
Bak, üzgünüm, fakat orada yanlış birşeyler oluyor ve senin olanların yakınında olmanı istemiyorum.
From now on, if something goes wrong, you and I will talk.
Bir mesele olursa, ikimiz konuşacağız.
Yeah, well, what if something goes wrong, Dad?
Peki ya bir şeyler ters giderse?
What if something goes wrong?
Kötü geçtiğini kim bilecek ki? - Kadınları ikna etmek bazen zor oluyor. Onların prensipleri var.
If something goes wrong up there, the other 16 people on board... can't be wondering if he's going to do his job or not.
Bir şeyler ters gittiğinde, gemideki diğer 16 kişi, sen ya görevini başaramazsan diye endişelenmemeli!
What if something goes wrong and we're stuck here?
- Ya işler yolunda gitmez ve size ulaşamazsak ne olacak?
The thought, "What if something goes wrong?" never occurred to me.
Tamam mı? Hazır mısın? Hadi.
Well, if you do and I've said no and something goes wrong...
Ben onaylamadığım halde yine de yaparsan, bir şey ters giderse...
If something goes wrong, and I wind up in prison- - Jimmie.
Ama eğer bir terslik olur ve ben hapse geri dönersem...
Michaela, if I ignore all this evidence... and we embark on a therapy based on erucic acid... Something goes wrong. What then?
Michaela, eğer bu kanıtları yok sayar ve..... erusik asit tedavisine başlarsam ya birşeyler yanlış giderse?