Improved traduction Turc
1,461 traduction parallèle
Our chances for successful resistance would be improved if we work together.
Birlikte çalışırsak karşı koyma şansımız artar.
But my diagnostic analysis of its systems showed greatly improved efficiency when supplemented by the naqahdah generator.
Ancak sistemlerini araştırdığımda naqahdah jeneratörü ile güç verildiğinde verimliliğinin oldukça arttığını tespit ettim.
Smart card technology provides greater security... and improved accountability, with no need for unreliable human surveillance.
Smart card teknolojisi insan kullanımında oluşabilecek hatalara karşı,... inanılmaz güvenlik ve mali mesuliyet sağlıyor.
Whoa. Jackie, this is the new and improved Michael.
Bu, yeni ve daha iyi olan Michael.
I never improved but your progress was limitless.
Kendimi geliştiremedim. Ama senin ilerlemenin sınırı yoktu.
My French improved and I got into a college I still can't pay my rent
Fransızcam ilerledi ve koleje kabul edildim. Hala kiramı ödeyemiyorum.
Did you see how the water cooling system has improved?
Su soğutma sistemi nasıl gelişti gördün mü?
New and improved :
Yeni ve gelişmiş.
Our new-and-improved squad
- Yeni ve gelişmiş takımımız 97 dakika sürdü.
His condition has improved. We can move him.
İyileşiyor, durumunda gelişmeler var.
The new and improved Poise will explore the last frontier.
Yeni ve geliştirilmiş "Poise" son noktayı koyacak.
But it can be improved.
Fakat geliştirilebilir..
Don't you even know how much you've improved since you've been here?
- Evet, hazırsın. Buraya geldiğinden beri ne kadar mesafe kaydettiğini görmüyor musun?
It improved greatly when I finally discovered the outdoors.
N ihayet açık havayı keşfettiğim zaman müthiş bir şekilde gelişti.
We might have improved on their oversight... with this cool new invention called heat.
Onların gözden kaçırdıkları şeyi yeni buluşumuz sıcaklık ile halledebiliriz sanırım.
Ever since week 5 his serotonin and MAO levels have improved... limbic and amygdale activity... as well as BFS measures have responded in kind.
Beşinci haftadan beri serotonin ve MAO düzeyleri BFS ölçümleriyle aynı oranda limbik ve amigdale aktivitesini artırdı.
Of course, there is always a detail that can be improved.
Elbette, her zaman değerlendirilmeyen bir detay vardır.
I meant to tell you, your French has improved a lot.
Fransızcan oldukça ilerlemiş.
So how's Helen? Well, her blood pressure's still a little high, but it's much improved since this morning.
Ah, tansiyonu hala biraz ah, biraz yüksek.
20 years, your jokes still haven't improved.
20 yıl geçti, yine de şakaların bir gelişme kaydetmedi.
By doing so we'd have improved "Middle" Army Group.
Bunu yaparak Orta Ordu Grubu'nu geliştirmiş olacağız.
Thanks. Have they improved their cookies in the last 10 years?
Son on yıldır kurabiyelerini değiştirdiler mi?
Well, your school records have certainly improved.
Okul notların oldukça gelişmiş.
I'm getting old, and Jing's condition hasn't improved
Artık yaşlandım ve Jing'in durumu da iyi değil.
Or has your tolerance improved?
Yoksa dayanımın azaldı mı?
And if you... come to the conclusion that... my behavior has improved...
Eğer siz davranışlarımın düzeldiği yönünde bir karar verirseniz...
You gave them a water pump that improved their daily lives.
Temiz su kullanmaları için onlara su pompası verdin.
His Majesty suggests our detectives be improved.
Majesteleri dedektiflerin daha iyi olmalarını istiyor.
- She has improved.
- Gelişme kaydetti.
This is new-and-improved me.
Bu yeni ve geliştirilmiş olan benim
- So was it mccall who improved your appearance?
Yüzünü güzelleştiren McCall muydu?
Well, not likely, but my short-term prospects just improved.
- Hiç sanmam. Ama kısa vadede kazancımın artacağı kesin.
At first, I was able to control the new emotions... my interactions with the crew improved.
İlk başta, bu yeni duyguları kontrol etmeyi başardım... mürettebat ile etkileşimim gelişti.
We " ve improved hull polarization by 12 %.
Gövde polarizasyonunu % 12 arttırdık.
Your technique has improved.
Tekniğiniz ilerlemiş.
Societies, cultures can be improved through... careful manipulation of historical events.
Toplumlar, kültürler tarihsel olayların... dikkatli düzenlemeleri yoluyla geliştirilebilirler.
A new and improved Doug, huh?
Yeni ve gelişmiş bir Doug.
This was a very sweet thing for you to do and I love the new and improved Doug.
Çok hoş bir şey yaptın. Yeni ve gelişmiş Doug'a bayıldım.
I like the new and improved Doug.
Son zamanlarda çok tatlısın. Yeni ve gelişmiş Doug'ı çok sevdim.
Well, how about you come upstairs and I show you the new and improved Carrie?
Hadi yukarı gel de ben de sana yeni ve gelişmiş Carrie'yi göstereyim.
There's no new and improved Doug.
Yeni ve gelişmiş Doug diye bir şey yok.
Improved crystal.
Geliştirilmiş berraklık.
Can you think of anyone whose life improved dramatically after 40?
40 yaşından sonra hayatı yükselişe geçen birini düşünebiliyor musun?
Brand-new, improved Miss Kimber doll.
Yepyeni, geliştirilmiş Bayan Kimber oyuncağı.
The new, improved, compassionate Christian.
Yeni, iyileştirilmiş, sevecen Christian.
Okay, your new and improved longer love lines are all set.
Tamamdır, yeni ve daha uzun aşk çizgilerin yapılmıştır.
You hardly ever see that now, technology's improved so much.
Artık pek görülmez. Teknoloji çok ilerledi.
We were sceptical at first, then his mood improved.
Önceleri şüpheliydik ama moralimiz düzeldi.
Malcolm's improved the zoom and the control sensitivity so it can almost see around corners.
Malcolm yakınlaştırmasını ve kontrol duyarlılığını arttırdı, neredeyse köşenin diğer tarafını görebiliyorsun.
Who's to say that Harakat's life isn't worth all the lives that will be saved by befriending the new, improved Khordad?
Kim Harakat'ın hayatının Khorhad ile kurduğumuz yakınlığın kurtaracağı yaşamlardan daha değerli olduğunu iddia edebilir ki?
Major Carter believes the Goa'uld's modifications have improved the speed and efficiency of the drills.
Binbaşı Carter Goa'uld'un ayarlamalarının matkapların hızını ve verimini arttırdığına inanıyor.