English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ I ] / In case you've forgotten

In case you've forgotten traduction Turc

123 traduction parallèle
I don't suppose you've forgotten, but just in case...
Unuttuğunuzu sanmıyorum ancak ne olur ne olmaz diye söylüyorum Çavuş Edmunds'un 103.
In case you've forgotten, Plainview lost its marshal, God rest his soul.
Unuttuğun bir konu, Plainview polis şefini kaybetti, Huzur içinde yatsın.
In case you've forgotten, there's a corpse in there. I haven't.
Doğrusu odamda bir ceset unutmuşsun.
You're no longer in that particular school in case you've forgotten what happened.
Artık o okula gitmiyorsun,... neler yaptığını unuttun galiba.
Well, in case you've forgotten, Mayor, they mean trouble.
Bunları unuttuğunuz takdirde Başkan, başınız belada demektir.
Here's the address, in case you've forgotten it.
Belki unutmuşsundur, adresi yazıyorum.
In case you've forgotten, over 500 died when the Van der Lip Dam gave way.
Van der Lip baraj çatladgnda besyüzü askn kayp verdigimizi unuttunuz mu?
In case you've forgotten, we artists are very sensitive people.
Unuttuysan diye söylüyorum, biz sanatçılar çok hassas oluruz, tamam mı?
And in case you've forgotten, it's April 21st... and a happy birthday for Antonio Bay.
Unutanlara hatırlatma, bugün 21 Nisan. Mutlu yıllar Antonio Körfezi.
In case you've forgotten something... we're in the narcotics business, and not the revenge business.
Unuttuysan hatırlatayım eski dostum biz uyuşturucu işindeyiz intikam işinde değil.
And in case you've forgotten, these guys are convicted killers.
Ayrıca unuttuğun bir şey var, o adamlar mahkum edilmiş katiller.
In case you've forgotten, I took the job to be with you.
Unutmuş olabilirsin ama bu işi seninle beraber olmak için aldım.
In case you've already forgotten What I just said
Eğer unuttuysan biraz önce ne dediğimi
Sure, but in case you've forgotten how it works... first you meet somebody, then you have a relationship.
Tabii, ama belki unutmuşsundur diye söylüyorum... ilişkin olabilmesi için önce biriyle tanışman gerek.
In Case You've Forgotten.
Unutma ihtimaline karşı.
Oh, well, in case you've forgotten, you kidnapped me!
Oh, doğru, unuttuysan hatırlatayım, beni kaçırdın!
"Liberty," in case you've forgotten, is a soul's right to breathe.
Özgürlük. Eğer unuttuysanız, bir insanın nefes alma hakkıdır.
Perhaps I should explain them in case you've forgotten.
Unutmuşsundur diye hatırlatmak isterim.
I live here, Jeffrey, in case you've forgotten.
Eğer unuttuysan, ben burada yaşıyorum, Jeffrey.
In case you've forgotten, she doesn't know you're here
Unuttuysan söyleyeyim. Burada olduğunu bilmiyor.
And this is where the first Duke kept his museum of mummies, in case you've forgotten.
Ve işte burası da Birinci Dük'ün annesinin müzesi senin unuttuğun davasının savaşından döndüğünde - tutsaklığa geri döndü.
In case you've forgotten that's just what they've done to Roxton and Malone.
Unutma diye söylüyorum, onlar da Roxton ve Malone'a aynısını yaptılar.
In case you've forgotten, I've lost my appetite...
Unuttuysan hatırlatim, iştahımı kaybettim...
In case you've forgotten, neither do I, you selfish, old bat.
Belki unutmuşsundur ama benim de yok. Seni bencil, yaşlı yarasa!
In case you've forgotten, this is the servants area, sir.
Belki unutmuşsunuzdur ; burası uşakların bölümü, efendim.
In case you've forgotten, I have an audition tomorrow.
Unuttuysan diye söylüyorum, yarın bir seçmem var.
In case you've forgotten, I'm a prisoner of these walls.
Bu duvarlar arasında yaşayan bir mahkûm olduğumu unutmuş gibi görünüyorsun.
In case you've forgotten, I am the acting prime minister.
Beni bu olayın içinde unutmuştunuz. Başbakana rol yapıyorum
IN CASE YOU'VE FORGOTTEN, I'M SEEING SOMEONE.
Unuttun galiba, biriyle görüşüyorum.
IN CASE YOU'VE FORGOTTEN, I'M THE MANAGER NOW.
Şu durumda benim müdür olduğumu unttun sanırım.
IN CASE YOU'VE FORGOTTEN.
Biliyorum, hayatım.
And don't think I've forgotten that you have yet to turn in a case report.
Ayrıca, örnek çalışma raporu vermen gerektiğini unuttuğumu sanma.
In case you've forgotten, you still owe us 1 7 years of employment.
Unuttun galiba, 1 7 yıl boyunca bize çalışmak zorundasın.
In case you've forgotten, I intend to run for President in 2008... and I am not running against him.
Unuttuğunu varsayarak söylüyorum, 2008'de ben adaylığımı koyacağım.. .. ve onunla mücadele etmeye hiç niyetim yok.
16, 00 : 04 : 23 : 16, " In case you've forgotten, gentlemen,... 16, 00 : 04 : 27 : 16, over five hundred lives were lost when the Van der Lip Dam gave way... 04, 00 : 04 : 31 : 16, And now you propose yet another dirt-banked terminus dam
" Baylar, Van der Lip barajı inşaatındaki çatlak yüzünden... 500'e yakın verdiğimiz ağır kaybı, göz ardı etmemiz gerekir...
He'll claim that Anne perjured herself. Which, in case you've forgotten, is a felony.
Anne'in yalancı tanıklık yaptığını iddia edecek, ki unutmuş olabilirsin ama bu ağır bir suç..
In case you've forgotten, before we got married, we made a deal.
Bir şey unutuyorsun, evlenmeden önce, bir anlaşma yaptık.
In case you've forgotten, so am I.
Unutuyorsun ama ben de öyleyim.
Same number, and in case you've forgotten, it's...
Numaram aynı, unuttuysan...
In case you've forgotten, Trent Boyett is the meanest kid we ever knew.
! Trent Boyett, tanıdığımız en acımasız adam.
In case you've forgotten, I'm married.
Unuttun sanırım, ben evliyim!
In case you've forgotten, it's how I got my start. In case you've forgotten, it's how I got my start.
Sanırım unutuyorsun, işe hizmet sektöründe başlamıştım.
And in case you've forgotten, that's what friends do.
Eğer unutmadıysan, arkadaşlar birbirleri için bunu yapardı.
Well, in case you've forgotten, your son was recently brought home by the authorities in the middle of the night.
Eğer unuttuysanız, oğlunuz daha geçen gün, gece yarısı eve getirilmişti.
In case you've forgotten, your mother did.
Ama unuttuysa eğer, annen vermişti.
Even in this case, which seems really incredible... even if I do think you've forgotten something.
Hayli inanılmaz görünen bu durumda bile kesin bir şeyler unuttuğunuzu düşünseniz bile.
In case you've forgotten, you used to sleep with a married guy, too.
Eğer unuttuysan söyleyeyim, sen de evli bir adamla birlikteydin.
In case you've forgotten, it's my money that's paying for this room, just like it's going to be my money that covers your bad bet.
Unutuyorsun galiba, bu oda için ödediğin para benim. Kötü bahislerini kapattığın paranın, benim param olacağı gibi.
That's what life is supposed to be like, in case you've forgotten.
Unuttuysan söyleyeyim, hayat böyle olmalı.
And in case you've forgotten, you voted yesterday.
Ve henüz dün, kabul ettiğini hatırlatırım.
I'll repeat the question, in case you've forgotten.
Soruyu tekrar ediyorum, unutmuş olabilirsin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]