Incident traduction Turc
6,591 traduction parallèle
Yes, I heard there was an incident.
Evet o kazayı duydum. Kıyamam.
And despite a tiny, little mishap we're referring to as the snake incident,
Yaşadığımız ufacık, minnacık bir yılan kazası talihsizliğine rağmen,... -... biz sadece...
Your boss has already confirmed that you were attending a hotel pick-up and that you told him about the incident straight after.
Patronun otelden müşteri almaya gittiğini doğruladı ardından olan olayı ona anlatmışsın.
The driver of a paratransit van was involved in an incident a few weeks ago.
Bir kargo aracının şoförü birkaç hafta önce bir olaya karışmış. İfade için geliyor.
We know that Fordham's office is not very far from where this incident took place.
Fordham'ın ofisinin olayın olduğu yere uzak olmadığını biliyoruz.
There was an incident where a latch strap Came loose from the anchor During a high-impact collision demo.
Yüksek darbeli çarpmada mandal kemeri çapadan kurtulup gevşedi.
There hasn't been another incident.
Başka kaza yaşanmadı.
So, in a nutshell, one-off incident.
Kısaca, tek seferlik bir kaza.
The article in question referred to an incident that occurred several months ago now at a private function that I was attending where I behaved in a manner which was entirely inappropriate and unbefitting for my role as a senior cabinet minister.
Mevzubahis yazıda, birkaç ay önce, kıdemli bir bakan olarak bana yakışık almayan hareketlerde bulunduğum, özel bir törende gerçekleşen bir kazaya atıfta bulunmaktadır.
There's an incident meeting in the morning, Andy, and I have to go.
Sabahki toplantıda bir kaza oldu, Andy ve benim gitmem gerek.
There was this one incident.
- Bir olay yaşandı.
According to my friend, there was an incident.
Dostumun dediğine göre bir olay yaşanmış.
Well, that was an unfortunate little incident.
O, talihsiz, ufak bir kazaydı.
After the incident, I didn't trust myself with the gun in the house, so Val locked it up in her husband's safe until I was ready to have it back.
Olaydan sonra, silah evdeyken kendime güvenemedim bu yüzden, ben onu tekrar almaya hazır olana kadar Val, kocasının kasasında kilitli tuttu.
There was only one employee who swiped into the Warsaw branch the day of the incident who didn't swipe out...
Olayın yaşandığı gün Varşova'daki şubeden kartını okutarak çıkmayan tek bir personel vardı.
Uh-huh. - And there was an incident. - Mm-hmm.
- Ve bir şey oldu.
There was an incident this morning in Dupont Circle.
Bu sabah Dupont Circle'de bir olay oldu.
In fact, two months after this incident, you offered him a 20 % raise, didn't you?
İşin aslı, bu olaydan iki ay sonra, ona % 20 zam teklif etmişsiniz, doğru mu?
How am I gonna do well in college if I can't even master the cafeteria or the tours or ask any questions without creating a racial incident?
Başımda birisi olmadan kafeteryaya gidemeden ya da soru sorup ırkçı olay çıkararak üniversitede nasıl iyi olacağım?
A small-scale incident, something to get the media chattering.
Medyanın konuşmasını sağlayacak ufak çaplı bir olay.
We had a small incident.
Küçük bir olay yaşadık.
And yet not one of the students who witnessed this incident came forward in your defense.
Yine de bu olaya tanık olan öğrencilerin hiçbiri savunmanıza gelmedi.
HPD officials say they will be investigating this tragic incident, which has left one Aina Haina family in mourning.
Honolulu Polis Teşkilatı Aina Hainalı aileyi yasa boğan trajik olayın soruşturulacağını açıkladı.
Tom Hamilton encounters Tarlow, there's some sort of an incident,
Tom Hamilton, Tarlow'a rastlar. Bir sorun çıkar.
Are you talking about the incident with the gun?
Sen şu silah olayından mı bahsediyorsun?
The incident with your former patient Joseph Briggs... you want to tell me about it?
Eski hastalarınızdan Josep Briggs ile yaşadıklarınızı bana anlatmak ister misiniz?
The incident gave him the nickname, a'Forward who never returns.'
Ona olaydan sonra "Asla geri dönmeyen forvet" deniliyordu.
Well, I did have an incident with some clowns once - that really upset me. - Go for it.
Birkaç palyaçoyla bir olay yaşadım beni gerçekten çok üzdü.
Was it consistent with an injury obtained during a domestic abuse incident.
Aile içinde yaşanan bir kaza olduğu konusunda tutarlı mıydı?
Bearing this incident in mind the Jaegers seem to be targeting us directly now.
Bu olayı göz önüne alacak olursak Jaegars artık direkt olarak bizi hedefliyor gibi gözüküyor.
For a while, Dodori PKing incident heated up the Internet
Dodori Oyun Katili hadisesi bir süre interneti kasıp kavurdu.
And I don't understand why Dr. Dhawan is here in the first place considering the governor assigned Five-O to investigate this incident.
Valinin bu olayı araştırması için Five-O'yu görevlendirdiği düşünülürse Dr. Dhawan burada ne arıyor bilemiyorum.
Remember the incident where you discharged a firearm... at him?
Silahı ona doğru yanlışlıkla ateşlediğiniz zamanı hatırladınız mı?
Yes, I've checked with the fire department, and it's reported as a likely incident.
Evet itfaiyeyle görüştüm. Kaza olduğunu söylediler.
Many years ago there was an incident.
- Yıllar önce bir kaza olmuştu.
What kind of incident?
- Ne tür bir kaza?
Are you aware that there was a burglary incident because of this bag not too long ago?
Kısa bir süre önce şu çanta yüzünden gerçekleşen hırsızlıktan haberiniz var mı?
At most, it'll probably be a domestic dispute or a cab fare incident.
Büyük ihtimal kavga ya da taksicinin parasını almaması gibi bir olaydır.
I think the bag incident was a huge shock to him.
Çanta olayı onu çok sarsmış olmalı.
The dog-ring incident.
Şu köpek-yüzük olayındaki kadınsın sen.
So... So... to put it into words, during that dog-ring incident, you saw the way I ran and...
Şey açıklamak gerekirse köpeğin yüzüğü düşürdüğü zaman benim koşuşumu gördün ve...
- l deeply regret this incident.
- Bu kaza ile ilgili derinden üzüntü duyuyorum.
After the Dawson incident, he managed to disappear.
Dawson olayından sonra kaçmayı başardı.
There was an incident in school.
Okulda bir olay oldu.
But you do regret the incident.
Ama olaydan üzüntü duyuyorsunuz.
Mr. Sarphil helped to clear my son, Edward from that unfortunate incident at the beginning of summer.
Bay Sarphil, yaz başında yaşanan o talihsiz olayda oğlum Edward'ı temize çıkarmamda yardımcı oldu.
We are 20 minutes away from an incident.
- Bu büyük vakadan 20 dakika uzaklıktayız.
Brutality and misconduct that goes back a quarter of a century including one incident that sparked the Watts Riots.
Polis şiddeti ve orantısız güç kullanımı Watts Ayaklanması sırasında kendini belli etmişti.
The other survivors of the "Baxter Incident" all exhibited unique physical conditions.
"Baxter Kazası" nın diğer kurtulanları da... eşsiz fiziksel özellikler sergiledi.
- I went over the tapes, And on the day of the incident,
Kayıtları inceledim.
And this incident, this sex offense,
Bu talihsiz olaylar, bu cinsel suçlamalar işini, evini, aileni kaybetmene sebep oldu.