Inhales sharply traduction Turc
132 traduction parallèle
She's gone. I know. [ Inhales sharply but I...
Öldüğünü biliyorum ama yanında olmalıyım.
I brought you a book. ( inhales sharply )
Bir kitap getirdim.
You know, the Talmud teaches us to... There you go. { Inhales Sharply ]
Biliyorsun, Talmud bize öğretiyordu...
- [Inhales Sharply]
Anne, Frank arıyor.
- Moms? [Inhales Sharply] Maurice?
Başım belada mı sandın?
Definitely the hottest of the hotties. ( Inhales sharply ) Check out those abs. ( Inhales sharply ) Check out those abs.
Şu kaslara bir bak.
- [Inhales sharply]
Al bunu.
[INHALES SHARPLY]
Mezar kazma izni.
[inhales sharply] You might want to ask billy The name of the apartment building
Billy'e sıkıştığı zaman yıktıkları binanın adını sormak istersin belki...
( inhales sharply ) Hey!
Hey.
Has charged $ 20,000 to your son's account with us, so... [inhales sharply ] [ exhales sharply ] [ grunts]
Oğlunuz bizimle olan hesabından $ 20,000 çekmiş... Islak mayolar, bir kaç kumlu havlu,
Fritzy... [chuckles ] We have company! [ inhales sharply]
Fritzy... Misafirimiz var! Tamam, Biz çok sessiz olacağız.
Want to use this money to stand up for yourself. [inhales sharply]
Ayağa kalkmak için kullanmak isteyebilirsin.
( inhales sharply ) I think he's on to us.
Galiba ne yaptığımızı anladı.
[Inhales sharply] Speaking of plans and equipment, let's talk about Jesse Porter.
Stratejinden bahsetmişken, Jesse Porter konusunu konuşmalıyız.
[Inhales sharply, groans] I'm cut.
Yaralandım.
Really? Yeah, but recently, she's been crapping out on the pudding, and... ( Inhales sharply ) I'm not sure how to broach it.
Evet ama son zamanlarda pudingin içine ediyor ve bunu nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum.
( Inhales sharply ) Don't you know that words can hurt just as much as weapons?
Bu kelimelerin silahlar kadar acıtabileceğini biliyor musunuz?
I'm having early-onset road rage. [Inhales sharply] Damn.
Alkol ve yaz kamplarının çok yardımı dokundu.
Ooh. ( Inhales sharply ) I'm sorry it took so long to get a bed.
Yatak ayarlamam biraz uzun sürdü, kusura bakma.
[Inhales sharply] You look at me like you loathe me.
Benden tiksiniyormuş gibi bakıyorsun.
( Inhales sharply ) So how's it going with the ginge?
- Kızılla aranız nasıl?
( Inhales sharply ) Wanna know how it ends?
Nasıl bittiğini öğrenmek ister misin?
[inhales sharply] very good friends.
- Çok samimi arkadaşlar.
[inhales sharply] And, you know, she just said, "I'm so sorry, Shane. I'm so sorry."
Annem de "çok üzgünüm, Shane çok üzgünüm." dedi.
( inhales sharply ) oh! Screw kindness.
Şu andan itibaren nezaketi salıyorum.
- Oh! Oh, God! ( Inhales sharply ) Oh, this is a big one!
Bu büyük bir tane!
( Inhales sharply ) Some were even sent through the federal mail, so it was basically a sex crime.
Hatta bazıları postaneden yollanmıştı, yani temelde bir seks suçu sayılırlar.
[inhales sharply]
[Keskin Nefes]
( Inhales sharply )
Bunu yapabilirim.
( inhales sharply ) And last March, my sister drowned on a camping trip.
Geçen mart ayında kız kardeşim kamp yaparken boğuldu.
Even after seeing'em thousands of times, you see'em and you still... ( INHALES SHARPLY ) Wake up.
Onları binlerce kez gördükten sonra bile her görüşünüzde şok oluyorsunuz.
( SOBBING ) ( INHALES SHARPLY )
Bize bir yer vermelisiniz, çok çaresiz durumdayız.
She's so smart and refined and he's so... ( Inhales sharply ) not those things.
Amy çok akıllı ve kibar ama Danny öyle değil.
( Inhales sharply ) Let's all keep our heads now, shall we?
Hadi şimdi başımız gövdemizde kalsın, ne dersin?
[inhales sharply] If you make her an honest woman, I'll call you anything you want, Charles.
Eğer kızımı dürüst bir insana dönüştürürsen seni istediğin gibi çağırırım, Charles.
"No pairs." ( Inhales sharply )
"çiftler yasaktır."
You do? ! [inhales sharply]
Gerçekten mi?
See, that's the problem with smoking, you have to ( inhales sharply ) look.
Bir nefes çekip, içlerinde tutuyorlar. Tüttürmekle ilgili sıkıntı burada.
[ALF INHALES SHARPLY]
Neredesin?
- [Inhales Sharply ] - [ Panting] He... wants me...
O... benden...
[OLIVE INHALES SHARPLY]
Bu yüzden bir sürü yasaklama emrim var.
- [Inhales Sharply ] - [ Normal Voice] Too
Abartılı mı oldu?
Your hands killed my alison. ( inhales sharply ) ( gunshot )
Alison'ımı senin ellerin öldürdü.
Uh... ( inhales sharply ) there. There.
Uh...
( Inhales sharply )
Anne?
( Inhales sharply ) Was that a kick?
Tekme miydi o?
( Inhales sharply ) I see, uh, this is difficult for you.
Bu sizin için çok zor.
( Inhales sharply )
Ooh!
( Inhales sharply )
Hayır, iyiyim.
[Inhales sharply] I'm out of wisecracks, Joe.
Bu işin şakası kalmadı, Joe.