Inside job traduction Turc
422 traduction parallèle
All I know is that it's an inside job.
Tek bildiğim şey bunu içeriden birinin yaptığı.
It'd be a tip-off that it was an inside job.
İşin içerden yapıldığını anlamalarını sağlar.
Everybody with an inside job, go back.
Otellerde çalışanlar işlerine dönsün.
It sounds like an inside job to me.
İçeriden biri yapmış gibi geliyor.
No muss, no fuss, a nice, clean inside job.
Telaşsız, risksiz, tertemiz bir şekilde.
- What about the hired man? Mr Dewey, in your opinion, do you think it could have been an inside job, sir?
Bay Dewey, sizce... katil onların tanıdığı biri olabilir mi?
There'd be no question of an inside job.
İçerdeki işler hakkında soru sorulmazdı.
- Inside Job?
- İçerdeki işler mi?
No Bolshevik plot. The whole thing was an inside job.
Hayır, hayır Bolşeviklerin işi değil.
It's an inside job, sir.
İçeriden yapılmış bir iş, efendim.
But you still think it's an inside job?
Fakat hala içeriden birinin işi olduğunu sanıyorsunuz?
Heads will fall. It was an inside job.
Bu, içeriden ayarlanmış bir işti.
I just want you to know... I have a strong suspicion this was an inside job.
Sadece şunu bilmeni istiyorum... bunu içerden birinin yaptığından şüpheleniyorum.
It's my guess that it's an inside job by someone with a key.
Bence, bu içeriden ve anahtarı olan birinin işi.
They think this is an inside job.
Bizimkilerin karıştığını düşünüyorlar.
The circumstantial evidence points to an inside job.
İkinci derece kanıtlar olayın içeriden destekli olduğunu gösteriyor.
We didn't tell you because we thought it might be an inside job.
Bunu size söylemedik çünkü içeriden birilerinin parmağı olabileceğini düşündük.
You figure it was an inside job?
İçeriden birinin işi olduğunu mu düşünüyorsun?
It had to be an inside job.
İçeriden yardım oldu, kesinlikle.
This could definitely be an inside job.
Kesin içeriden yardım olabilir.
Now, we have reason to believe it's an inside job.
Hırsızlığı içeriden birinin yaptığını düşünüyoruz.
This should be an inside job.
Bu gizli bir iş.
Inside job.
İçeriden birileri yaptı.
It was inside job for Maas.
Maas için yapılmış bir işte.
Oh, well, they think it's an inside job, actually.
Oh, aslında, içerden birinin yaptığını düşünüyorlar.
- Inside job?
- İçeriden mi?
There were no signs of forced entry, which implies an inside job.
Herhangi bir zorlama belirtisi yok, ki bu da içeriden bir iş olduğunu gösterir.
But if it was an inside job, I'd put my money on Waxford. - Waxford?
Ama içerden birinin parmağı varsa bahse girerim bu Waxford'dur.
Jerry was the inside man on that job.
O işte içerideki adamımız Jerry idi.
It is not only for the job that this is good, but for the true things inside of us.
Bunun, sadece iş bulmaya yardımı yok. İçimizdeki gerçek hislere de yardımı var.
If the job screws up and you get arrested, you'd never last inside.
Eğer işler yolunda gitmezse ve sen tutuklanırsan, hapisten bir daha kurtulamazsın.
This is the job, baby. This is the job that's gonna get me inside that magic door.
Cary Grant'ın yabancı lejyon filminde giydiği bir üniformadan aldım.
Well, you're gonna have quite a job keeping her inside.
Kızı içeride tutmakla bayağı başınız ağrıyacak.
Your job is to plug the gaps from the inside.
- Evet. Senin işin delikleri kapatmak.
Our job is to get inside there and get him out as soon as possible... before they can get the information from him.
Görevimiz, bir an önce oraya girip... Almanlar ondan bilgi almadan onu oradan çıkarmak.
You took this contract cos you wanted inside, you wanted my job, and you needed a McLeod to carry your sins for you.
Bu anlaşmayı yaptın çünkü içeride olmak istedin, benim işimi istedin ve pisliklerini halletmesi için McLeod'a ihtiyacın vardı.
Because, there is something inside the job here!
Bu işin içinde çok büyük bir iş var da ondan.
It's a two-man job inside.
Senin için başka işler de olur.
The men inside the Prince's residence would be adequate to do the job If you wish to capture the Prince, you could do it now
Prensin sarayındaki bu adamlar oldukça... yeterliler... bence Prensi yakalayacaksak... şimdi işe koyulabiliriz!
My job is to plumb the depths, so to speak, dredge up something from inside.
Benim işim, tabiri caizse, derine inmek, derinlerde bir yerden bir şeyler eşeleyip çıkarmak.
Our first job was to contact my courier, a fishmonger, who would export any documents, microfilm or written messages inside cartons of frozen fish to Norway.
İlk işimiz kuryemle bağlantı kurmaktı. Bu gizli belgeleri, mikrofilmleri ya da yazılı mesajları dondurulmuş balık kasaları içinde Norveç'e kaçıran bir balıkçıydı.
You take care of the party from the inside... and keep doing what's right for the country. What a tiring job!
Sen içerden partinle ilgilen ve ülken için doğru olanı yapmaya devam et.
Now he's gonna go blow it on a job he'll probably lose inside the first week.
Şimdi, muhtemelen bir hafta sonra kaybedeceği bir iş uğruna onu harcayacak.
- You all have a job to do inside?
- İçerde işiniz yok mu?
My job is to protect this country from its enemies, and its enemies are inside the walls.
Benim işim bu ülkeyi düşmanlarına karşı korumak. ve bu düşmanlar bu duvarların arasında.
The voices I have to keep bottled up inside me so I can do my job.
İşimi yapabilmek için susturmam gereken sesler.
He's the inside man on the job I'm gonna tell you about.
- İçerideki adamımız o. Bak, anlıyorum.
I took that job thinking I could fight the good fight from the inside and you told me about all the problems.
Savaşı içeriden daha iyi yürütebilirim diye bu işe girmiştim. Ve sen de bana karşılaşabileceğim sorunları anlatmıştın.
Our cousin Kyle's job was to get inside.
Kuzenimiz Kyle'ın işi içeri girmekti.
Good job. All right, everybody just like Jimmy, - use the inside of your foot.
Hadi çocuklar, hep beraber Jimmy gibi, ayağınızın içiyle vurun.
Get a job at some big corporation... and, like, fuck things up from the inside.
Büyük bir şikette işe gireceğim ve sistemi içeriden çökerteceğim.
jobs 131
jobe 86
job well done 45
job done 60
inside 950
inside out 19
inside me 38
inside voice 18
inside you 29
insider trading 23
jobe 86
job well done 45
job done 60
inside 950
inside out 19
inside me 38
inside voice 18
inside you 29
insider trading 23