Intentioned traduction Turc
67 traduction parallèle
All our well-intentioned attempts to reform him were met with scorn.
Onu iyileştirme yolundaki tüm iyi niyetli çabalarımızı hor gördü.
And what do I see as the sum total of all my well-intentioned efforts?
Ve bütün bu iyiniyetli çabalarım karşılığında ne görüyorum?
President Alcazar is a well-intentioned man, but he's hanging on by a thread.
Başkan Alcazar iyi niyetli bir adam ama ince bir çizgide tutunuyor.
My father was the tutor, and the bishop's lady kindly intentioned.
Babam eğitmendi ve piskoposun eşi de iyi niyet sahibiydi.
I'm sure you're very well-intentioned, Captain, and I'd like to be able to accommodate you... but, you see... I'm not really here.
Sizin iyi niyetli insanlar olduğunuzdan eminim, Kaptan, ve sizinle birlikte olmayı isterdim... ama gördüğünüz gibi... gerçekte, burada değilim.
Those goons are orphan remnants of the post-perestroika Soviet secret police who twisted the well-intentioned, original Marxist-Leninist doctrine using state security, which was corrupted by Beria in the'30s.
Perestroyka sonrası Sovyet gizli polis teşkilatından arta kalan bu adamlar... aslında iyi niyetli olan gerçek Marksist Leninist doktrini tersyüz etti. Beria'nın 1930'larda yozlaştırdığı devlet güvenliği bahanesini kullandılar.
And also in that time, uh, there have been a lot of people... great people... all well-intentioned.
Hiç istemedik. Aynı zamanda bu süre içinde, bir sürü insan çaba gösterdi. Hepsi harika insanlardı.
I want to seem properly contrite for having gotten you into this golf match, but not seem that what I did was ill-intentioned, because it was not.
Seni bu maça soktuğum için pişman olduğumu bilmeni istiyorum. Ama kötü bir niyetim yoktu.
He's earnest, well-intentioned, but he gets everything wrong.
Çalışkan, iyi niyetli ama her şeyi yanlış anlıyor.
You know what happened to the well-intentioned Prometheus?
İyi niyetli Prometheus'a ne olmuş, biliyor musun?
They're a little quirky but they're really well-intentioned. - I think they were just nervous. - Greg.
Yani, biraz uçuklar, ama iyi niyetlidirler.
Carl Morrisey is a well-intentioned, but hapless vigilante o ends up dead.
Carl Morrisey, iyi niyetli ama şanssız bir kahramandı. Sonunda da öldü.
I mean, it should prove that even the most well-intentioned tattoo can become absolutely useless.
Yani, iyi niyetle yapılmış bir dövmenin kesinlikle faydasız olabileceğini kanıtlamış olmalıydı.
The best intentioned, you believe it.
En iyi niyetli, inanıyorsun.
Whether it was well-Intentioned or not... It's gonna cost me.
Iyi niyetli ya da değil olsun, bana maliyeti olacak öyle.
I do not need a physics lesson right now, no matter how well it's intentioned.
- Şu anda fizik dersine ihtiyacım yok. Ne kadar iyi niyetli olursa olsun. - Affedersin.
No, it's my duty to put the best interests of Farmington ahead of a social experiment, however well-intentioned.
Hayır, Farmington'un çıkarlarını korumak sosyal bir deneyin de ötesinde iyi niyetle benim vazifemdir.
In a family full of well-intentioned lies, one more won't hurt.
İyi niyetli yalanların söylendiği bir ailede bir fazlasının zararı yok.
You're a good person. Naive, but well-intentioned.
İyi bir insansın, saf ama iyi niyetlisin, Jacob.
Well-intentioned ignorance is a slender defense at best.
İyi niyetli cehalet, en iyi zayıf savunmadır.
They were well-intentioned, but they were naive and dangerous, and you know that.
İyi niyetle yapılmış olabilir, ama çok saf ve çok tehlikeliydi. Siz de bunun farkındasınız.
Bro that's well-intentioned work but not good enough.
Abi çok iyi niyetli bir çalışma ama yemez.
Uh, sir, your escapades, while well-intentioned, seem to be driving away our fans.
Efendim, sizin çılgınlıklarınıza ve iyi niyetinize rağmen taraftarlarımız kaçmış gibi görünüyor.
Sweet, well-intentioned, loves the women... A little too much.
Sevimli, iyi niyetli, kadınları seven biraz fazla seven tabii.
Everyone is so cheerful and well-intentioned, then after a while you itch to go off and do some raping and pirating.
Herkes öyle neşeli ve iyi niyetli ki bir süre sonra bıkıp gaspa ve yağmalamaya başlayasın geliyor.
No, I say that because economy is the opposite of a science, any attempt to control it, no matter how well-intentioned, is often capable of totally backfiring.
Hayır, öyle söylüyorum çünkü ekonomi bilimin tersidir, her ne kadar iyi niyetle yapılmış olsun, onu kontrol etmeye çalışan her girişim, geri tepmeye müsaittir.
You're so innocent, so well-intentioned, such a safe young woman to invite into my home.
Sen evime davet edebileceğim masum, güvenilir ve iyi niyetli bir kadınsın.
What I did was wrong but well-intentioned.
Yaptığım şey yanlıştı ama iyi niyetliydi.
Your word means nothing, however well intentioned.
İyi niyetle verilmiş de olsa, sözünüzün bir anlamı yok.
I'm going to assume this was very well-intentioned,
... bunu iyi niyetle yaptığını farzediyorum.
Even the best-intentioned parents end up damaging their kids.
En iyi niyetli aileler de çocuklarını mahveder.
I know you're all well-intentioned people and I applaud your commitment, but I see no reason you're best-equipped to handle a job of this magnitude. I think we let the professionals be professionals.
Hepinizin kendini buna adadığını ve iyi insanlar olduğunuzu biliyorum ama benim işin en iyi olanına karar vermek ve bence biz profesyoneliz.
I have a history of doing the well-intentioned wrong thing when it comes to her.
Konu o olunca, iyi niyetle de olsa kötü şeyler yapma gibi bir huyum var.
It was well-intentioned but, uh... completely ill-fitting for me.
İyi niyetliydi ama.. benim için tamamen uydurmaydı.
But I swearby the Twelve Imams that my son was not ill-intentioned.
Ama 12 İmam'lar şahidimdir ki benim oğlum kötü niyetli bir adam değildi.
A well-intentioned victim of circumstance come to make things right?
Bazı durumların yarattığı şeyler yapan, iyi niyetli bir kurbanım, değil mi?
My son, though well-intentioned, is not ready for this acquisition.
Oğlum, niyeti iyi olmasına rağmen, bu satın alış için hazır değil.
For God's sake, Finlay is the small, well-intentioned monkey-ish little fellow. You...
- Ya Tanrı aşkına, Finlay işte cüce, maymun suratlı, iyi niyetli herif.
Now, on the surface, that seemed like a hell of a good plan,'cause the mongoose is a natural predator of the rat, but what our well-intentioned friend didn't understand was that this particular species of rat is nocturnal.
Üstünkörü bakacak olursak, bu çok sağlam bir planmış çünkü firavun fareleri her zaman sıçanları avlamışlardır. Ama bu iyi niyetli arkadaşın anlamadığı şey bu sıçanların gececil olduklarıymış.
I mean, thank you, dear friend, for your well-intentioned, but wildly inaccurate feedback.
İyi niyetliliğin için sağ ol sevgili dostum ama bana yanlış bir şeyi bildiriyorsun.
And because everyone else danced around them and treated them with kid gloves, they take every well-intentioned word as a cruel attack on their personal freedom.
Çünkü herkes lafı dolandırmadan onlara tatlılıkla davrandı, onlar ise iyi niyetli her sözü kendi kişisel özgürlüklerine acımasız bir saldırı olarak gördü.
A lot of very good-intentioned people dealing with some difficult circumstances.
Bir sürü iyi niyetli insan zor koşullarla uğraşıyor.
All good-intentioned, but... and I'm not knocking any of them...
Tamamen iyi niyetli, ona hiçbir itirazım yok ama...
But they were well-intentioned.
Ama hepsinde niyetim iyiydi.
And... apologize for your well-intentioned, but misguided, attempt to help this young and distraught girl.
Bu perişan ve genç kıza yaptığın iyi niyetli ama yanlış yönlendirilmiş yardım girişimin için özür dilemeni istiyoruz.
We've had such headaches with well-intentioned visitors inadvertently reprogramming it.
İyi niyetli de olsalar, misafirlerimizin yanlışlıkla makinenin ayarlarını bozmalarından dolayı başımıza çok iş geldi.
I'd like to offer you this token as a reminder of my fondest and most well-intentioned best wishes.
Lütfen bunu, en derin ve iyi niyetli dileklerimin bir hatırası olarak kabul edin.
As well intentioned as Bill's remarks are, I'm hoping we can keep this between us... until we all get on the same page.
Bill'in iyi niyetli yorumlarında olduğu gibi hepimiz aynı fikirde olana kadar bunu aramızda tutabileceğimizi umuyorum.
Let me ask you, what does humanity pay a well-intentioned well digger these days?
Sana sorayım, iyi niyetli bir kuyu kazıcısı bugünlerde insanlığa ne öder?
He's well-intentioned.
İyi niyetli.
No matter how well-intentioned.
Ne kadar iyi niyetli olursa olsun.