Interfering traduction Turc
1,035 traduction parallèle
Some things are best left alone such as interfering in things which are beyond our powers.
Bazı şeylerin kurcalanması iyi olmaz. Gücümüzü aşan şeylere karışmak gibi mesela.
It's her life and I'm done with interfering.
Bu onun hayatı ve ben artık müdahale edemem.
Every time I turn around, it's you behind me, pushing me, interfering with me.
Ne zaman dönsem arkamda seni buluyorum. Her şeyime müdahale ediyorsun.
Without interfering with you, I think what you feel more is my attitude towards life.
Hoşuna gitmese de... hayata yaklaşımım böyle.
He may be right, but he's made a ruddy mess of things by interfering.
Ama burnunu sokarak bu işi berbat ediyor.
- You interfering crud.
- İşgüzar ahmak.
It would give you a feeling of being of use instead of interfering in people's lives.
İnsanların hayatlarına burnunuzu sokmak yerine daha faydalı bir iş yapmış olurdunuz.
What must be done is to stop the police from interfering in this.
Yapılması gereken şey, polisin buna karışmasını engellemek.
Interfering in a young man's love life.
Genç bir adamın aşk hayatına müdahale.
Interfering with a young man's love life?
Genç bir adamın özel hayatına müdahale?
We're making every reasonable effort at this point. To keep from interfering unnecessarily with the normal pattern of your life. For instance...
Davanın normal hayatınızı etkilememesi için her türlü önlemi alıyoruz.
She doesn't like me interfering.
İşlerine karışmam hoşuna gitmiyor.
A mean, vicious, loudmouthed, interfering old bag.
Diğer bir deyişle, o bir gaddar. Koca ağızlı, her şeye karışan bir bunak!
You're a mean, loudmouthed, interfering old...
Sen gaddar, koca ağızlı her şeye karışan bir bunaksın.
I have no intention of interfering with the course of justice.
Adaletin işleyişine müdahale etme niyetinde değilim.
To do that, we had to get rid of Shimazo... who was always interfering with our plans.
Bunu yapmak içinde, Shimazo'dan kurtulmamız lazım..... herif her seferinde planlarımızı suya düşürüyordu.
I will not have him interfering.
Onun bu işe karışmasına izin vermeyeceğim.
Someone's interfering with my command. I mean to find out who.
Birileri benim komutama müdahalede bulunuyor. Kim olduğunu bulacağım.
Go tell that lady to quit interfering with our rehearsal!
Şu kadına söyle provamızın içine etmeye son versin.
Hitler has been interfering so much with army strategy, Von Rundstedt has asked to be replaced. - Von Kluge is taking over.
Hitler, ordu stratejisine öyle çok müdahale etti ki Rundstedt görevden alınmasını istedi ve onun yerine Von Kluge geçti.
- Sorry, interfering the festivities.
- Üzgünüm, daveti bölüyoruz.
No more interfering with your business, okay
Daha fazla işlerimizi karıştırmayalım!
I ain't interfering, and I ain't being nasty.
Her işe karışan ve kötü olan biri olmak istemem.
They were lighting matches and holding them up in front of her face and asking her all kinds of questions and Anacleto kept interfering.
Kibrit çakıp yüzüne tuttular. Bir sürü soru sordular. Anacleto da lafa karışıp durdu.
First that interfering Dillmount girl!
Önce şu paraziti, Dillmount denen kızı!
I wouldn't dream of interfering.
Seni daha fazla işinden alı koymayayım.
It is you who are interfering.
- Müdahale eden sizsiniz.
Many researchers are able to reverse the process through control of chemicals... which combine with the defective enzymes... and change the molecular shape of the interfering key, as it were.
Birçok araştırmacı arızalı enzimleri kombine ederek kimyasalların kontrolü yoluyla süreci tersine çevirebilmekte ve müdahale yoluyla bir bakıma anahtarın moleküler şeklini değiştirebilmektedir.
Officious, interfering...
Ukala, çokbilmiş...
If she's interfering with the execution, you may liquidate her.
Eğer infaza müdahalede bulunuyorsa ondan da kurtulabilirsiniz.
Unless, of course, you have some other personal reasons for interfering with church matters.
Elbette kilise konularına kişisel müdahele sebebiniz olmadığı sürece.
You are interfering with plans as delicately balanced as a Swiss chronometer.
İsviçre kronometresi kadar hassas ayarlanmış planlara müdahale ediyorsunuz.
Who's interfering?
Karışma yok. Kim karışıyor?
Your presence here is interfering with my efficiency, my ability to protect you.
- Etkinliğimi etkiliyorsun. Seni koruyabilme yeteneğimi.
The growing belief that Captain Tracey has been interfering with the evolution of life on this planet.
Kaptan Tracey'in bu gezegenin evrimine müdahale ettiği inancı.
Do you not know interfering with a federal guard is a prison offence?
Bir federal muhafıza engel olmanın suç olduğunu bilmiyor musunuz?
Then stop interfering and I'll get it for you.
- Müdahale etmezseniz alacağım.
Something's interfering with the transporter signal. I have her coordinates, but she is suspended in transit.
Koordinatları elimde fakat transit durumunda.
We are incapable of destroying or interfering with the creation of that which we love so deeply.
Bu kadar sevdiğimiz bir şeyin yarattığına müdahale edemeyiz.
John wouldn't appreciate me interfering.
John benim karışmamdan memnun olmayacaktır.
Professor Quadri's activities in France have become interfering and provocative.
Quadri'nin Fransa'da yaptıkları tekerimize çomak sokuyor.
If there's something or someone interfering,
Bir şey ya da biri engel olursa...
- He is always interfering.
- Hep işime burnunu sokuyor.
But he kept on interfering with us.
Ama bize müdahale edip durdu.
Like I told your sergeant on the telephone, I know I shouldn't be interfering like this.
Telefonda çavuşunuza söylediğim gibi, bu şekilde müdahale etmemem gerektiğini biliyorum.
That you're interfering and you promised you wouldn't?
Yapmayacağınıza söz verdiğiniz halde, işe müdahale ettiğinizi mi?
Tell me, what sort of skill do you need to deal with shopkeepers and interfering bureaucrats?
Ona olan bu. Dükkân sahipleri ve bürokratlarla uğraşmak için... -... ne gibi yetenekler gerekiyor?
You stupid, interfering little rat!
Seni her köfteye maydanoz sıçan.
I hope the brilliance of my work is not interfering with your investigation.
Umarım yapıtımın ihtişamı soruşturmanıza engel olmuyordur.
The hell I don't understand. You're just pissed off because the world is coming in here and interfering with your little kingdom all those people who carry whatever disease you think the outside world has.
Elbette anlıyorum, kızgınsın çünkü dünya neler yaptığını öğrendi ve küçük krallığına girmeye başlayacaklar.
You are interfering with the audibility of your conversations -
Konuşmalarınızın duyulmasını engelliyorsunuz!
internet 115
inter 39
interior 21
international 47
interpol 81
internal 17
interview 123
interest 156
interested 144
intern 45
inter 39
interior 21
international 47
interpol 81
internal 17
interview 123
interest 156
interested 144
intern 45
intercourse 27
interrupted 16
intercom 16
interesting 2082
interpreter 22
intervention 49
interests 34
interrupt 24
interrogation 38
interference 29
interrupted 16
intercom 16
interesting 2082
interpreter 22
intervention 49
interests 34
interrupt 24
interrogation 38
interference 29