Isn't it strange traduction Turc
397 traduction parallèle
Now that's strange, isn't it?
Böyle bir şey garip, değil mi?
Strange, isn't it?
Tuhaf, değil mi?
Strange, isn't it?
Garip, değil mi?
- Strange place to meet you, isn't it?
- Karşılaşmak için oldukça garip bir yer, öyle değil mi?
Strange, isn't it?
Tuhaf, deđil mi?
Strange, isn't it, when he has us right before his eyes for such a shining example?
Gözünün önünde bizim gibi parlak bir örnek varken bunu düşünmesi garip, değil mi?
It's a strange world, isn't it? First time I came here, you were packing and it was the end of my life.
Ne kadar garip bir dünya, değil mi?
Strange-looking vehicle, isn't it?
Tuhaf bir araç değil mi?
Isn't it strange you liked it so well you didn't want to come home?
O kadar çok sevdin ki eve dönmeyi bile düşünmedin.
Isn't it strange you always seem to fight with the underdog?
Her zaman, zayıfın yanında görünmen tuhaf değil mi?
Isn't it strange how you can know someone for quite a long time and never quite...
Garip değil mi? Birini bu kadar uzun zamandır tanıyorsun... -... ve hiçbir zaman...
Isn't it strange to see each other?
Birbirimizi görmemiz ne garip değil mi?
Isn't it strange Mr. Harland didn't dedicate his new book to his wife?
Bay Harland'ın yeni kitabını karısına ithaf etmemesi tuhaf değil mi?
It's strange, isn't it? I don't know why that is.
Niye böyle, bilmiyorum.
Isn't it rather strange, Mr. Crabtree, that you've had three identical musical boxes, all playing the same tune?
Elinizde hepsi de aynı ezgiyi çalan birbirinin aynı üç müzik kutusunun bulunması garip değil mi, Bay Crabtree?
Strange, isn't it?
Garip değil mi?
It feels strange to hear the pump when Blom isn't here.
Blom burada yokken pompa sesi duymak, insanı şaşırtıyor.
Strange, isn't it, how one person can become so important in your life... that without them nothing seems to matter.
bir kişi hayatında o kadar önemli olabilir ki... Onlar olmaksızın hiçbir şey önemli görünmüyor.
- Yes, that's strange, isn't it?
- Evet. Çok tuhaf, değil mi?
Oh, strange, isn't it, how things turn out?
Ne tuhaf değil mi, olayların aldığı hâl?
Isn't it strange, Addison?
Tuhaf değil mi Addison?
Strange coincidence, isn't it?
Garip bir tesadüf değil mi?
Strange place, isn't it?
İlginç bir yer, değil mi?
It's a strange country, isn't it?
Çok tuhaf bir ülke burası, değil mi?
Strange how fascinating death can be, isn't it?
Ölüm ne kadar büyüleyici olabiliyor değil mi?
With your friend Smith trying to kill me it's... strange how a man will cling to the Earth when he feels he isn't going to see it again.
Ama arkadaşınız Smith beni öldürmeye kalktı. İnsanın, bir daha göremeyeceğini anlayınca dünyaya daha sıkı tutunması ne garip.
Isn't it strange?
Ne tuhaf, değil mi?
Isn't it strange?
İlginç, değil mi?
But isn't it rather strange that someone should come here to interview you?
Birisinin buraya gelip görüşme yapması sence de garip değil mi?
Isn't it strange?
Tuhaf, değil mi?
It's strange, isn't it?
Çok tuhaf, değil mi?
But isn't it strange that the hypnotist chose the name Oscar?
Ama hipnozu yapanın Oscar adını seçmesi tuhaf değil mi?
Strange, isn't it, finding a man like that here in Winthrop?
Winthrop gibi bir yerde böyle bir adamın bulunması ilginç değil mi?
Strange, isn't it?
Tuhaf değil mi?
Isn't it a strange place for a gal to be?
Bir kızın bulunması için garip bir yer değil mi?
But isn't it strange about our dues?
Tuhaf değil mi aidatlar ödenmemişken..
This is all very strange, isn't it?
Çok garip, değil mi?
Isn't it strange that you and I - Brother?
Garip değil mi senin ve benim kardeş olmamız?
Strange, isn't it?
Çok tuhaf, değil mi?
Isn't it strange? Isn't it?
İstasyonda ne işin vardı?
Isn't it strange how people never form a whole?
İnsanların asla tek vücut olmamaları ne garip değil mi?
This is a bit strange, isn't it?
Biraz tuhaf, değil mi?
No, but isn't it like an eye into some strange world?
Hayır, ama bu durum garip bir dünyaya açılan bir göz gibi değil mi?
Strange, isn't it?
İlginç, değil mi?
But isn't it a little strange?
Ancak bu biraz garip değil mi?
It isn't strange at all, I'll explain it to you.
Garip falan değil, sana açıklayacağım..
Strange, isn't it?
- Tuhaf, değil mi?
Strange he didn't show up at the funeral, isn't it?
Cenazeye gelmemiş olması çok tuhaf, değil mi?
Strange, isn't it, how much iniquity the Lord vested in the female?
Garip, değil mi, Tanrı kadınların içine ne kadar da kötülük yerleştirmiş.
Well, it isn't as strange as it sounds.
Aslında normaldi.
Strange running into her of all people, isn't it?
Onca insan varken onunla karşılaşmak ne ilginç, değil mi?
isn't it 16586
isn't it lovely 28
isn't it romantic 18
isn't it cute 23
isn't it obvious 217
isn't it awesome 28
isn't it great 166
isn't it beautiful 126
isn't it nice 46
isn't it awful 20
isn't it lovely 28
isn't it romantic 18
isn't it cute 23
isn't it obvious 217
isn't it awesome 28
isn't it great 166
isn't it beautiful 126
isn't it nice 46
isn't it awful 20
isn't it funny 28
isn't it perfect 18
isn't it good 29
isn't it wonderful 110
isn't it just 19
isn't it amazing 64
isn't it weird 18
isn't it incredible 16
isn't it exciting 35
isn't it pretty 41
isn't it perfect 18
isn't it good 29
isn't it wonderful 110
isn't it just 19
isn't it amazing 64
isn't it weird 18
isn't it incredible 16
isn't it exciting 35
isn't it pretty 41
isn't it true 65
isn't it fun 21
isn't it fantastic 20
isn't it always 17
isn't it cool 26
isn't it so 24
strange 902
stranger 408
strangers 105
strangelove 16
isn't it fun 21
isn't it fantastic 20
isn't it always 17
isn't it cool 26
isn't it so 24
strange 902
stranger 408
strangers 105
strangelove 16