English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ I ] / It'll take some time

It'll take some time traduction Turc

178 traduction parallèle
It'll take some time, but I'll get over it.
Biraz zaman alır, ama üstesinden gelirim.
It'll take some time.
Biraz zaman alacak.
It'll take some time, say six months, to find out if...
Biraz zaman alacaktır tabi, mesela 6 ay, bu sürede eğer ben...
I can manage that. But it'll take some time.
- Sanırım bulabilirim ama zaman alır.
The spot's out, but it'll take some time to dry.
Leke çıktı ama kurumasını biraz daha beklemeliyiz.
It'll take you a long time you'll sweat a lot and perhaps you'll also spill some blood.
Senin çok zamanını alacak çok uğraşacaksın belki sen de biraz kan dökeceksin.
It'll take some time to get those markings off.
Bütün işaretleri sökmek için bir şeyler yapacağız.
The next time we take a test it'll be in some other school.
Bir sonraki sınavımız başka bir okulda olacak.
Well, it may take some time, but I'll do what I can.
Biraz zamanımı alabilir, fakat elimden geleni yaparım.
It'll take some time to get over this.
Bunu aşmak biraz zaman alacak.
I know it'll take some time, but I can do it.
- Saçmalama! Biraz zaman alacak biliyorum, ama yapabilirim.
- It'll take some time, no doubt.
- Biraz zaman alacağı muhakkak.
I can manage that. But it'll take some time.
Sanırım bulabilirim ama bana biraz zaman tanıyın.
We then upload the virus, set off some kind of explosion which will disable it. That'll disorient the smaller ships below and that could buy you some time to, uh... to... take them... take them out. Take them down.
Daha sonra bir tür patlama yapacağız ki bu onu etkisiz hale getirecek ve diğer küçük gemileri de etkileyecek ve bence bu, onları yenmek için bize hiç değilse biraz zaman kazandıracaktır.
It's gonna take some time, but we'll find him.
Biraz zaman alacak ama onu bulacağız. Tamam mı?
It'll take some time.
Biraz zaman alacaktır.
Captain, it'll take some time for your genetic codes to stabilize.
Kaptan, genetik kodlarınızın yeniden stabilize olması, biraz zaman alacaktır.
Well, then it'll take some time and -
Öyleyse... ... biraz zaman alır ve...
Oh, it'll take some time to decode. Harry should probably work on it.
Şifrelenmiş Yıldızfilosu metninin büyük bir bölümü ve birkaç tane de, kişisel mesaj.
- It'll take time for some of them to accept you.
- Kimilerinin sizi kabul etmesi zaman alır.
It'll take some time, but she will be fine.
Biraz zaman alacak, ama er geç düzelecektir.
But it'll take some time.
ama biraz zaman alicak.
It'll take you some time to learn all the work.
Tüm işleri öğrenmek biraz zaman alır.
Pakistani General says, since we didn't deign to inform him of the raid it'll take some time to mobilize the 10th Mountain and 100 vehicles.
Pakistanlı general diyor ki saldırıyı kendisine haber vermeye tenezzül etmediğimiz için... 10. Dağ Bölüğü'nü ve 100 aracı harekete geçirmek zaman alırmış.
It'll take some time, but I'll be there
Biraz zaman alacak ama geleceğim.
I've started him on a cortical regeneration, but it'll take some time.
Bir kortikal yenileme işlemi başlattım, ama biraz zaman alacak.
I believe so, but it'll take some time.
Sanırım ama biraz zamanımı alacak.
It'll just take some time.
Sadece biraz daha zaman gerekiyor.
It may take some time, but she'll find a way... to get everything back.
Zaman alabilir ama herşeyi geri almanın.. bir yolunu bulucaktır.
- It'll just take some time.
- Galiba. - Biraz zaman alacak.
I'll go wider, but it could take some time.
Daha da araştırırım, ama biraz vakit alacak.
Now, we all know that the shortest distance between two points is a straight line, but even if there's no traffic- - a bit of a stretch even in our imaginary Manhattan- - it'll still take us some amount of time to get there.
İki nokta arasındaki en kısa yolun bir doğru olduğunu bildiğimizden, hiç trafik olmadığını varsayarak hayali Manhattan örneğimizi biraz daha zorlasak bile, yine de, istediğim yere ulaşmam biraz zaman alır.
I'll look into it, but it's gonna take me some time.
Bu durumu araştıracağım. Fakat biraz zaman alacağını biliyorsunuz.
Sorry, it'll take some time.
Üzgünüm biraz zaman alacak.
It'll take some time. Do you need all the tapes? Yes, if that's possible.
O fotoğrafı sadece bana acıdığın için çektirtmediğini sen de biliyorsun.
Little moments like that prove that there is some kind of all-powerful force that controls everything in the universe, and it's so bored, it'll take time out... to orchestrate a petty letdown like that.
Evrendeki herşeyi kontrol eden yüce bir gücün varlığını kanıtlayan Böyle küçük anlar vardır. Ve de bu harmoninin dışında
But we'll explain it to her, and we'll take some time... to figure out what's next... which, I think, should be building a bigger box, like the size of a room... where more than one person could fit in.
Bunu ona anlatırız ve sırada ne olabileceğini anlamak için biraz bekleriz ki... bence bu birden fazla insanın girebileceği, oda büyüklüğünde bir kutu yapmak olurdu.
I think we'll take some time to consider it.
Değerlendirmek için zamana ihtiyacımız var diye düşünüyorum.
It'll take some time, but we can rebuild.
Biraz zaman alacaktır, ama onarabiliriz.
It'll take some time, but I think she'll recover nicely.
Biraz zaman alacak ama düzeleceğini sanıyorum.
It'll take some time.
Biraz zamanımı alacak.
That severe a reaction, it'll take some time- -
Bu kadar ağır bir tepkiden sonra- -
Yeah, it may take some time, but eventually, he'll understand that.
Evet, belki biraz zaman alacak, ama sonunda, bunu anlayacak.
Now, thanks to Rodney's discovery of the Gate's control crystal, we at least know we'll be able to take that with us and hopefully use it to access Earth again some time in the future.
Rodney'nin geçit kontrol kristalini keşfetmesine şükür ki en azından onu yanımızda götüreceğimizi biliyoruz ve gelecekte birgün Dünya'ya geri dönebileceğiz.
It'll give you some time to take in the sights.
Gezmek için biraz zamanın olacak.
Katie's gonna take some time off. She'll look after him. It's all sorted.
Katie iş yerinden izin alıp onunla ilgilenecek.
It'll take some time to break it down.
Bunu kırmak biraz zaman alacak.
Of course, it'll take some time to learn all of your personal preferences.
Tabii, tüm şahsi tercihlerini öğrenmesi biraz zaman alacak.
It's about what we put in place, saying, this is big - it's gonna take some time, this is small - oh, I'll give it an hour.
"Bu çok büyük, olması zaman alır" diyen de, "bu ufak bir şey hemen olur" diyen de biziz.
It's gonna take some time, but I think they'll all get through it.
Bu biraz zaman alacak ama bence her şey iyi olacak.
Just remember it'll take some time.
Ama vakit alacağını unutma, tamam mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]