It's like a drug traduction Turc
132 traduction parallèle
It's like a drug.
İlaç gibidir.
It's like a drug that makes you invisible.
İnsanı görünmez yapan bir ilaç gibi.
It's like a pure, benign drug.
Saf, tehlikesiz bir ilaç.
The rot smell is so strong it's like a drug.
Çürük kokusu çok kuvvetli, Uyuşturucu gibi.
It's like a drug.
Bu şey uyuşturucu gibi.
It's like a drug.
Uyuşturucu gibi.
It's like a drug.
- Uyuşturucu gibi.
It's like a drug, isn't it?
Uyuşturucu gibi, değil mi?
A fertility drug. That's exactly what the lab guys told me. But it turns out that Pergonal, when it's injected in, like, massive quantities will actually create ovarian cysts.
Doğurganlık ilacı, laboratuardakiler tam da bunu söylediler.Ama bu ilacı büyük bir miktarda enjekte ettiğinde, yumurtalık kisti yaratır.Tanrıya şükür ki genç zeki bir cerrah vardı, Trace, yoksa bizi çok korkutmuştun.
It's like a drug.
Bu bir uyuşturucu gibi.
It's not like a drug that fucks you up.
İnsanı aptala çeviren ilaçlara benzemiyor.
It's almost like a drug.
Neredeyse sakinleştirici ilaç gibi.
- It's like a drug.
Sana zor zaman geçirtmekten vazgeçeceğim.
It's like a craving of a drug you know you have to keep a lid on.
Bir uyuşturucu bağımlılığı gibi, herzaman almak zorundasın.
Anyway, I'm totally baked, but it's not like I'm a drug person.
Her neyse, tamamen dumanlıyım ; ama sakın beni müptela sanma.
You see, Joe, it's like a... It's a miracle drug.
Görüyorsun Joe, bu mucizevi bir ilaç.
Now you come in talking about monkey tattoos on some drunk lady's tit... ... like it's a goddamn drug conspiracy?
Şimdi sen gelip sarhoş bir kadının göğsündeki dövmenin uyuşturucu komplosu olduğunu mu söylüyorsun?
It's like asking a reformed drug addict to have one last hit.
Bu aynı iyileşen bir uyuşturucu müptelasından son bir doz çekmesini istemek gibi.
It's like a drug.
Hap gibi bağımlılık yapıyor.
Well, listen, all that power, it's like a drug.
Bak, o güç duygusu uyuşturucu gibidir.
- it's not like she's a drug addict or anything.
- Sadece biraz... - Çılgın.
It's like a drug.
Uyuşturucu gibidir.
A drug overdose... even if you die, it'll look like it was your fault.
Aşırı doz uyuşturucu... Ölsen bile senin hatanmış gibi görünecek.
Down by the docks... I'm gonna make it like a drug deal went bad.
İskelenin orada uyuşturucu satışı basılmış gibi bir şey ayarlayacağım.
You don't know what it's like to watch someone so beautiful be ruined by a drug. You don't know.
O kadar güzel birinin uyuşturucu yüzünden mahvolmasını seyretmenin nasıl bir şey olduğunu bilmiyorsunuz.
The maddest thing about crime is it's like a drug.
Suçun en çılgın yanı, uyuşturucu gibi olmasıdır.
Is it a drug? No, it's food. - Do you like Gazpacho?
Sadece bu salonda ne yaptığını merak etmiştim..
With Raul... but I don't like it, since he's a drug addict... and he's always bringing his friends home to get high.
Raul'la. Ama sevmedim orayı, uyuşturucu bağımlısı olduğundan,... sık sık arkadaşlarını çağırıp hep birlikte kafayı buluyorlar.
It's like a drug. It brings you back every time.
Uyuşturucu gibidir, her seferinde geri dönersiniz.
It's an immunosuppressive drug, basically prevents the immune system from attacking itself, kind of like, you know, when a transplant patient rejects a new organ.
Bağışıklık sisteminin kendine saldırmasını engelliyor. Organ nakli yapılan bir hastanın organı reddetmesi gibi.
She put down my music, my band, made it look like everyone involved in narcocorridos was a drug dealer or a criminal.
Kadın benim müziğimi, orkestramı aşağılıyordu, Meksika halk şarkısı söyleyeni uyuşturucu imalatçısı ve satıcısı gibi gösteriyordu.
If it's due to some chemical deficiency like a diabetics inability to process sugar, then it's possible it may be addressed with some kind of drug.
Eğer bir şeker hastasının şekeri proses edememesi gibi bir kimyasal bozulması gibiyse, o zaman bir çeşit ilaçla yönlendirilmesi mümkün.
It's like a drug, Ashley.
Uyuşturucu gibi, Ashley.
It's like a drug.
Tam uyuşturucu gibi.
A woman like Judge Ramos who stood up to drug cartels, who always did the right thing, it's hard to imagine her killing another human being. Bones, she's a strong woman.
Yargıç Ramos gibi uyuşturucu kartellerine karşı koyan, doğru olanı yapan birinin başka bir insanı öldürdüğüne inanmak çok güç geliyor.
It's not like I was a drug addict, Kimber.
Uyuşturucu bağımlısı olduğum gibi değil, Kimber.
If this was Wright's hair, then it'd be like looking in a window of his drug history, but all this shows is...
- Bu Wright'ın saçı olsaydı kullandığı bütün ilaçlar çıkardı. Ama gösterdiği tek gösterdiği- -
Exactly. It's like a drug.
Uyuşturucu etkisi yaptı.
It's times like this i wish i really were a drug addict.
Böyle zamanlarda gerçekten uyuşturucu bağımlısı olmak istiyorum.
And I actually think that it's a real stroke of our own ego to think that for the 50 or so years of Prohibition that we've improved upon varieties that have been cultivated for drug use in places like India and such, for thousands of years.
Ve bence bu kendi egomuzun gerçekten çöküşü demektir. 50'den fazla yıldır süren yasağı düşündüğünde otun binlerce yıldır Hindistan ve bu gibi yerlerde uyuşturucu olarak yetiştirildiğini göz önüne alırsan, ne çok varyasyon yaratmışız şimdiye kadar.
All the studies show this doesn't have anything to do with whether kids use drugs or not, so it looks to me like this has a lot more to do with the money that's being made for drug testing.
All the studies show this doesn't have anything to do with whether kids use drugs or not, so it looks to me like this has a lot more to do with the money that's being made for drug testing.
I think it looks like I'm a good reporter who got to a drug source before the D.A.'s office, and I wasn't there with Mick.
Bana, uyuşturucunun kaynağını Bölge Savcısı'ndan önce bulan iyi bir muhabirmişim gibi görünüyor.
But it's like a drug.
Bu aynı uyuşturucu gibi.
Like it or not, I'm a drug dealer.
Hoşuma gitsin yada gitmesin ; ben bir uyuşturucu satıcısıyım.
We've learned to control our thirst. But it's you, your scent, it's like a drug to me.
Susuzlugumuzu kontrol etmeyi ögrendik ama senin kokun benim için bir uyusturucu gibi.
It's like a drug.
Bir uyuşturucu gibi.
Quitting is a terrible habit. It's like a drug.
Bırakıp gitmek kötü bir alışkanlıktır.
I could have stopped it. I saw what was going down, and I thought it was just a drug deal, just like you.
Neler olduğunu gördüm ama senin gibi sıradan bir uyuşturucu satışı diye düşündüm.
It's like a drainpipe that's been drug on the road.
Yola bırakılmış bir atık su borusuna benziyordu.
It's not like it's even a real drug, but when I went to my car to get it, the bitch pulled a Pulp Fiction on me.
O gerçek uyuşturucu bile değildi. Ama getirmek için arabama gittiğimde, kaltak bana aklısıra numara çekmiş.
It's like a drug.
Sanki uyuşturucu gibi.
it's like a fairy tale 19
it's like riding a bike 38
it's like i'm 22
it's like 2099
it's like you said 124
it's like that 152
it's like magic 16
it's like a dream come true 17
it's like this 178
it's like a dream 43
it's like riding a bike 38
it's like i'm 22
it's like 2099
it's like you said 124
it's like that 152
it's like magic 16
it's like a dream come true 17
it's like this 178
it's like a dream 43
it's like a miracle 21
it's like you're 17
it's like you 22
it's like it never happened 25
it's like the 32
it's like saying 20
it's like looking in a mirror 17
it's like i always say 17
it's like old times 19
it's like a 174
it's like you're 17
it's like you 22
it's like it never happened 25
it's like the 32
it's like saying 20
it's like looking in a mirror 17
it's like i always say 17
it's like old times 19
it's like a 174
it's like i told you 32
it's like i said 93
it's like they say 20
a drug 26
a drug dealer 32
it's fine 7136
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
it's been so long 173
it's like i said 93
it's like they say 20
a drug 26
a drug dealer 32
it's fine 7136
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it's ok 4874
it's okay 22028
it's warm 139
it's me 10254
it's not 5855
it's all right 8832
it's about damn time 34
it's a boy 347
it's cold 680
it's ok 4874
it's okay 22028
it's warm 139
it's me 10254
it's not 5855
it's all right 8832
it's about damn time 34
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's a girl 287
it's only fair 72
it's just 7387
it's time to move on 61
it's time to go 391
it's not that difficult 19
it's not bad 367
it's my birthday today 36
it's me again 322
it's a girl 287
it's only fair 72
it's just 7387
it's time to move on 61
it's time to go 391
it's not that difficult 19
it's not bad 367
it's my birthday today 36