English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ I ] / It's our house

It's our house traduction Turc

406 traduction parallèle
You mentioned it this afternoon, that stupid slip of the tongue that I made when I said that Margaret and I were in our bedroom when the man ran from the Caldwell house.
Bu öğleden sonra ondan söz etmiştiniz, adam Caldwell House'dan kaçtığı sırada Margaret'le benim yatak odamızda bulunduğumuzu söylediğimde yaptığım şu dil sürçmesinden.
It's our house, isn't it?
Burası bizim evimiz, değil mi?
Here's to our house, through sunshine or showers, be it ever so humble, by golly, it's ours.
Evimizin şerefine. Güneşte ve yağmurda, mütevazı de olsa Tanrı şahidimiz, bizimdir evimiz.
It's our new house.
Yeni evimizde.
It's our house.
O bizim evimiz.
It's been in our house, but we're forced to sell.
Evdeydi ama artık onu tutamayacağız. Biz de Orsoline manastırına getirdik.
It's from our house, but we've got no place for it. We thought it would look better in your church.
Evdeydi, ona uygun bir yerimiz yok ve manastıra bir iyilik yapmayı düşündük.
He thought about it and seeing the misery of our house took out 5000 lire and put them in the pocket of my dress.
O da evimize gidip yoksulluğumuzu görmüş, acımış..... elbisemin cebine 5000 liret yerleştirmiş.
It's his church or our house.
Onun kilisesi mi yoksa evimiz mi?
But all we done to Nick and Carmine was just return a package they left at our house. We didn't know there was a bomb in it.
Ama duruma bakılırsa, yanlış bir şey yapmış olabilirim.
Charlotte, Mona's having a little get-together later on at our house, and she and Freddy Beale and some others, are having a jam session, or whatever it's called.
Charlotte, Mona danstan sonra bizim evde... küçük bir toplantı düzenliyor. O ve Freddy Beale... ve birkaç kişi daha münazara, ya da adı her neyse ondan yapacaklarmış.
You have to admit, Mr. K., it's in the interest of all my guests to keep our house completely beyond reproach.
ama kuşkulu kişileri evimde tutamam.
It's just a few steps from our house.
Bizim ev buradan bir kaç adım ötede.
It's our house!
Bizim evimiz!
It's our house.
Orası bizim evimiz.
It seemed a cloud of peace was fluttering over our house... our family.
Evimizin üzerinde bir barış bulutu geziniyor gibiydi... ailemizin...
It's our house specialty.
Özel yemeğimiz.
But someone was causing trouble at his gambling house so it's unwise for us to show ourselves lest they suspect us and ruin our plan
Ama biri kumarhanede sorun çıkarmış ortalıkta görünmesek iyi olur yoksa şüphe çekip planımız bozulabilir
Papa kept whispering, as if it had happened in our house.
Babası sanki bizim evde olmuş gibi fısıldayarak konuşuyordu.
- It's a standing joke in our house.
- Bu bizim evde süregelen bir şakadır.
If he turned from the bush towards our house, then it's father.
Eğer gelen kişi, eve doğru yöneliyorsa bu babamızdı.
It's not just that we're using unnamed sources that bothers me or that everything we print, the White House denies or that almost no other papers are reprinting our stuff.
Beni esas rahatsız eden isimsiz kaynaklar kullanmak ya da yazdığımız her şeyin Beyaz Saray tarafından yalanlanması ya da neredeyse diğer tüm gazetelerin bizim haberleri yeniden basmaları değil.
It's our only problem in this house, but it's insuperable.
Bu bizim evdeki tek sorunumuz, fakat aşılamaz bir sorun.
It's our house
Burası evimiz.
With that crazy look in our eyes Michael, it's on the house.
Michael, bu bizden.
It's been 100 years since, in this house, our mother entered the world
Annemizin bu evde dünya gelmesinden bu yana geçen yüzüncü yıla.
Well, it's just our house.
Şey, mesele bizim ev.
It's our house.
Evimize.
Larissa and I bought a little house there to spend most of our time, but unfortunately, it's not working out.
Larisa ve ben zamanımızın çoğunu orada geçirmek için bir ev satın aldık, ama maalesef, olmuyor.
It's the same as our house.
Bizim evimizle aynı.
Because it's there. If our new house was there, it would be $ 200,000 tops.
Eğer yeni evimiz orada olacaksa bize $ 200,000'a patlar.
Well, it's our last night in the house, we've got a big day tomorrow, so put in your earplugs and let's get some sleep.
Bu gece son gecemiz ve yarın da büyük gün olduğundan kulak tıkaçlarını tak ve biraz uyumaya çalış.
- It's our house.
- Burası bizim evimiz.
It's our only coffee house.
Hepimiz kim olduklarını biliyoruz.
There is, and it's at our house, and you're invited.
Var ve orası bizim ev. Siz de davetlisiniz.
- It's our house.
- Bizim evimiz.
Yeah, it's our house.
Evet, bizim evimiz.
This is our first meal in this house, so let's try to make it a pleasant one.
Bu evdeki ilk yemeğimiz bu, o yüzden zevkli geçirmeye bakalım.
We'll get our house back tomorrow. It's not that.
Ben bir çocukken, dört ayaklı bir hayvan vardı.
Yeah, maybe it's not even safe to have her in our house.
Evet.Evimizde bulunması tehlike teşkil edebilir.
No, the ocean's our house and the green room's the gnarliest place in it.
Hayır, okyanus bizim evimizdir, yeşil oda da en dalgalı yeridir.
Jim, I just feel it's not acceptable behavior in our house.
Jim, Ben sadece bunun bizim evimizde kabul edilemez bir davranış olduğunu hissediyorum.
It's our first night alone together in a big house.
Büyük bir evde baş başa kaldığımız ilk gece bu.
It's not just our house.
Sadece bizim ev değil.
It's become a kind of frontline halfway house... for straightening out our nerves.
Burası, sinirlerimizi güçlendirmek için yapılmış bir rehabilitasyon merkezi gibiydi.
Near our house, it's called Burgy.
Evimize yakın, Burgy diye bir yer.
Honey, it's our house.
Tatlım, bu bizim evimiz.
And it's our house, Buster.
Orası ikimizin evi, Buster.
It's, uh, upstairs, on the second floor of our house.
Hediyem... Yukarıda, evimizin 2. katında.
Look. Our house is so humble. It's nestled against a hill.
Bizim evimiz çok mütevazı bir şekilde yamaca oturuyor.
It's our daughter's in-law's place now but it's my friend's house always.
Bu gelinimizin evi fakat aynı zamanda arkadaşlarımın da evidir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]