It should be here traduction Turc
534 traduction parallèle
It should be here.
Burada olmalı.
It should be here, right here.
Burada olmalı, tam burada!
- But it should be here soon.
- Fakat yakında burada olur.
It should be here anytime now.
Her an burada olabilir.
- It should be here already.
- Burda olmalıydı.
It came through Podebrady so it should be here in half an hour.
Podebrady'den geliyor yani yarım saate kadar burada olur.
It should be here in seven minutes.
Yedi dakika içinde burada olması gerek.
It's impossible, but there's Sirius over there when it should be here, and Canopus and Arcanis.
Bu imkansız, Sirius'un bu tarafta olması gerekiyordu ama bu tarafta. Ve Canopus. Ve Archanis.
It should be here soon.
Siparişim yakında burada olur.
It should be here!
Burada olmalı
It should be here... at the weather station in ten minutes.
On dakika içinde buraya varır.
My pipe, it should be here.
Pipom, buralarda olmalıydı.
It should be here.
Burada olmalıydı.
It should be here...
Burada olmalıydı...
He died fighting for Ireland to be free and every man here should do the same thing and I'll do it when my time is called, and so will King Gypo.
İrlanda'nın bağımsızlığı için savaştı ve buradaki herkes de aynı şeyi yapmalıdır ve vakti geldiğinde ben de aynı şeyi yapacağım, Kral Gypo da yapacaktır.
We should go ashore and get some real food! It'll be such a relief to get out of here...
Doğru dürüst yemek yiyebilmek için karaya çıkalım.
In view of that, I feel it would be more fitting that you should cease to be an employee here. - Oh. - And become instead my partner.
Bu nedenle, buranın bir çalışanı olmaya son verip ortağım olmanın daha uygun olacağını düşünüyorum.
Should you be unable to cope with any disturbances, the commander here will report it to me.
Kargaşayla baş edemeyecek olursanız, buradaki komutan bunu bana bildirir.
It's amazing at least to me, that you should be here.
Olağanüstü olan, en azından benim için, senin burada olman.
However, if the child should happen to see something that he wants here... be sure and make a note of it for the convenience of the parents.
Bunun yanında, çocukların istedikleri şeylerin aileler için uygunluklarından emin ol ve not al.
Then it should be possible not to keep me here with you, but to take me out on Sundays.
O zaman burada yanında kalma değil de, beni Pazar günleri çıkarma ihtimalin olur.
If the world was as it should be, I wouldn't even be here.
Eğer dünya olması gerektiği gibi olsaydı, burada bile olmazdım.
She should be easy to spot, it's awful bare country around here.
Bulmak kolay olacak. Her yer çıplak arazi.
If anyone should be afraid here, it's me.
Burada korkması gereken biri varsa, o da benim.
Why should she waste her charm on pigs in the swamp when there's use to be made of it here?
Domuzlara büyü yapacağına burada işe yarasın.
- Do you mean... there are certain people here who believe that this country should be very strong - that it should be dominant?
- Demek istediğin... bazı insanlar bu ülkenin çok güçlü olması gerektiğine inanıyor -... egemen olmalı, öyle mi?
Because if anyone here should lead the law to me and I gets to hear of it, then it will be your neck.
Eğer içinizden biri beni ispiyonlarsa ve bu benim kulağıma gelirse, senin boynun gider.
"It should be flowing down among the people " through dressmakers, cabmen, and restaurants. "Setting up a business here, furnishing a good time over there."
"İnsanlar arasında modaevleri ve restoranlara akmalı, burada iş kurarak, şurada eğlenerek."
"In the same way, it is not your heavenly father's will that one of these little ones should be lost". Here ends this morning's reading.
"Böylece, bu küçüklerden birinin helak olması göklerdeki Baba'mızın muradı değildir." Bu sabahki okumamız burada bitiyor.
It says here that the driver of the truck should be Wilhelm Koestler.
Burada kamyonun şoförünün Wilhelm Koestler olduğun yazıyor.
If it does and if we should have any slight power problems just cool it out. We'll sit here with you. It will be okay.
Eğer yağarsa ve biraz elektrik sorunumuz olursa... sakin olun, biz de sizinle birlikte burada oturacağız, merak etmeyin.
It was the Count's wish that he should be here for the will.
Vasiyetname için onun da burada olması Kont'un arzusuymuş.
Chaos is coming to Russia and he should be here to deal with it!
Rusya'ya karmaşa geliyor ve o, bununla başa çıkmak için burada olmalı!
It's me who should be here now!
Şimdi burada olması gereken benim!
You weren't tired putting it here. Why should I be tired getting it!
Sen bunları saklarken yorulmadıysan ben bulurken niye yorulayım?
It says right here, "Bail should be not less than $ 1 0, no more than $ 50."
İşte tam şurada, "kefalet 10 dolardan az, 50 dolardan fazla olamaz" yazıyor.
It's only fitting you should be here for the end.
Sonu için burada olman uygun kaçtı.
It's not right that you should be here.
Burada olmaman lazım.
While you're here with your sister, should you desire a little blonde French love dream to be sent to your room, it will be arranged.
Her ne kadar kız kardeşinizle beraberseniz de, odanıza güzel bir Fransız sarışın yollamamı isterseniz ayarlayabilirim.
It would be a shame to let it go to waste, it should be put to good use, so allow me to store it here.
Boşa harcanması yazık olur iyi bir şekilde değerlendirilmeli. En iyisi şuraya koyalım.
If my son should come back and your father isn't here... it might be better if you didn't let him in.
Eğer oğlum, baban burada değilken gelirse içeri almaman daha doğru olur.
It is not the Defendant who should be on trial here,... but a besotted establishment who can cheerfully send a generation to slaughter in the name of war and yet has the audacity to bring a hapless fool like Lovelass to trial for uttering words.
Burada yargılanması gereken sanık değil, bu aptal düzendir. Koca bir nesli savaş adına doğranmaya sevinçle gönderen ve Lovelass gibi talihsiz bir aptalı haykırdığı sözler yüzünden... büyük bir küstahlıkla buraya yargılanmaya çağırma cüreti gösteren bu aptal düzendir.
Should we be fortunate enough to get out of here alive... I'd be very happy to replace it with the real thing.
Buradan kurtulabilirsek gerçeğiyle değiştirmekten mutluluk duyarım.
I thought it would be better we should meet here.
Burada buluşmamızın daha doğru olduğunu düşündüm.
Then again, it was you who said you'd take care of her, that she should stay here in your house where she'd be safer.
Ve onu koruyacağını söyleyen de sendin burada olursa daha güvende olacağını.
It's set, B.A. The guys should be here in a couple of minutes.
Tamam B.A. Adamlar birkaç dakika içinde burada olmalı.
It should be very peaceful here.
Burası oldukça sakinleşmiş olmalı.
This should be attached here or just leave it for now?
Buraya mı iliştirelim, yoksa şimdilik böyle mi bırakalım?
It says here... "The inner core or refuge should be placed at an angle of 60 degrees for maximum strength."
Burada yazdığına göre iç dolgu ya da sığınak, azami güç için 60 derecelik bir açı ile yerleştirilmeli.
it should be right... here?
Hemen burada olmalı mı diyecektin?
Mr. Holmes, we can only regard it as a special Providence that you should chance to be here at this time, for in all England you are the one man we truly need.
Bay Holmes, Tam da ihtiyâcımız olduğu şu zamanda, sizin burada olmanızın İngiltere için bir şans olduğu kanısındayız.