Just let them go traduction Turc
214 traduction parallèle
He said it was a waste of time because the next day we'd just let them go anyway.
Çünkü ne zaman birini tutuklasak, ertesi gün serbest kalıyordu.
Your mother would be glad you didn't just let them go to waste.
Onları ziyan etmediğin için annen seninle gurur duyardı.
Just let them go!
bırak gitsinler!
Just let them go.
Bırak gitsinler.
You have to promise you won't hurt Hercules or Iolaus. Just let them go.
- Bana bir söz vermelisin Herkül'ü ya da Iolaus'u incitmeyeceksin, gitmelerine izin vereceksin.
How could you just let them go?
Onların gitmesine nasıl izin verebilirsin?
Just let them go. So now, listen- -
Bırak gitsinler.
If those guys commit a triple murder, or rob a bank just let them go.
Andy, bu adamlar üç kişiyi öldürmeye veya banka soymaya kalksa bile, bırak yapsınlar sakın buraya getirme.
Why not just let them go?
Neden onları bırakmıyorsunuz?
The fascists who've come over to our side. Do we just let them go?
Bu faşistleri faaliyetlerine göz mü yumacağız?
So we can't just let them go.
Öylece gitmelerine izin veremeyiz.
So, we just let them go? Batman :
- Gitmelerine izin mi verelim?
- We should have just let them go their own way.
- Onların kendi yollarına gitmelerine izin vermeliyiz.
You just tell them who you are and they'll apologise and let you go home.
Kim olduğunu söylemen yeterli, özür dileyip evine yollarlar.
Would you ask them to let my horse go, just let him loose at the bridge,
Atımı salıvermelerini söylermisin, köprüde serbest bıraksınlar, o eve giden yolu bulacaktır.
Albert, I get sore eyes, just from the sight of them, let's go.
- Albert, ben buranın havasını sevmedim, hadi gidelim.
I could hardly let Pott just go ahead and order an air strike, and I wasn't about to tell him that we captured the Italians yesterday, and we gave them a little night off...
Pott'un hava saldırısı emri vermesine müsaade edemezdim. Ona İtalyanları dün teslim aldığımızı ama bir gecelik kafa izni verdiğimizi de söyleyemezdim.
Please just look the other way and let them go.
Lütfen görmezden gelin ve gitmelerine izin verin.
I just beg of you to let them go
Lütfen sadece gitmelerine izin verin!
They're trained to go around that track but then you've got to sort of hold them in because, if you let the reins out they'll just run around without any control at all
Bu yolu yaymak için eğitilmişler o zaman onları zaptetmenin yolunu bulmak zorundasınız Çünkü dizginleri bırakırsanız kontrolsüz bir şekilde etrafta dolaşırlar.
You know, some men just can't let go of time. Passes them by, reach out and grab her shirttails.
... ve sen istediğini alacaksın.
Why don't you let just one of them go on board?
Neden birinin gemiye binmesine izin vermiyorsunuz?
They just don't know how to let go, and they get so hurt when you try to explain to them.
Sonra, açıklamaya çalışınca da üzülüyorlar.
I just decided to let them go.
Gitmelerine karar verdim.
I just observe... then I let them go
Sadece gözlemlerim... Sonra da onları salıveririm.
You just can't let them go.
Onların gitmesine izin vermemelisiniz.
Let them go. They're just a couple of ingrates.
Bırak gitsinler.
Let's just go in your office here and look for them.
Ofisine gidip şunları arayalım.
If you let them go, they're just gonna blackmail you.
Gitmelerine izin verirseniz, size şantaj yapacaklardır.
Just please let them go.
Lütfen, onları bırak.
Now, I want you to just let them drift by, but if you see one that catches your eye, we can go back and have a second look.
Şimdilik bırakın geçsinler, ama gözünüze çarpan bir tane olursa, dönüp tekrar bakabiliriz.
Come on, let's just go ask them.
Hadi, sadece soralım.
People with crutches don't have a chain attached to their belt so they can just let go of them every now and then.
Koltuk değneği taşıyanların, istedikleri zaman çıkarıp takmaları için değneğe bağlı bir zincirleri yok.
Take me to them. Okay, fine, just let me go!
Tamam, tamam, bırak beni!
It's just a matter of how you let them go.
Önemli olan, onları nasıl dışa vurduğundur.
- Okay, look, let's just go them.
Tamam, sadece gidelim buradan.
Let's just make them go away.
Buradan gitmelerini sağlayalım.
We're just gonna let them go?
Bırakalım gitsinler mi?
Instead of just standing here, let's go hunt those witches down and kill them.
Burada duracağımıza gidip o cadıları avlayalım ve öldürelim.
- Maybe we should just let them all go.
- Belki de hepsini serbest bırakmalıyız.
Let me, let me just go herd them into their pen and I'll be right back.
Hemen dönerim. Sen barda beni bekle.
- Smokes, let's go. - I just rolled them.
- Ona da biraz ver.
I came back because sometimes I let things go and I just end up wondering about them.
Geri geldim çünkü bazı şeylerin peşini bırakıyorum ve işin aslını hep merak ediyorum.
It's just the other night, them fellows back in them trees we let go.
Geçen gece ormanda basıp da saldığımız adamlar...
Just tell them to let me go. Or help me escape.
Onlara gitmeme izin vermelerini söyle, veya kaçmam için bana yardım et.
Comes a point where you got to let the kids go, and just be supportive of them.
Bir zaman gelir ki çocuklarınızın gitmesine izin vermeniz gerekir. Ve sadece onlara destek olmanız...
Wait, you're just gonna let them go?
Bekleyin, Gitmelerine izin mi var?
Sometimes the right thing is just to let them go find peace.
Bazen doğru olan, insanların huzura kavuşmasına izin vermektir.
Well, let's just go in there and face them.
İçeri girip onlarla yüzleşelim.
Just let me go talk to them again.
Sadece gidip onlarla yeniden konuşmama izin verin.
You're just go let them walk?
Gitmelerine izin mi vereceksiniz?
just let it be 17
just let go 57
just let me in 37
just let me know 201
just let it go 244
just let me die 21
just let me help you 19
just let me go 210
just let me 104
just let it out 33
just let go 57
just let me in 37
just let me know 201
just let it go 244
just let me die 21
just let me help you 19
just let me go 210
just let me 104
just let it out 33