English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ K ] / Kidnappers

Kidnappers traduction Turc

1,115 traduction parallèle
Police think this could've been the hideout for the kidnappers.
Polis bunun kaçıranların bir oyunu olduğunu sanıyor.
- What car did the kidnappers drive?
- Kaçıranlar ne sürüyordu?
The kidnappers are tied up inside.
Kaçıranlar içerde bağlı.
Five kidnappers were seen, one of them was really young.
Beş kaçıran görüldü, onlardan biri gerçekten gençti.
ARMY HUNTING DOWN KIDNAPPERS
ORDU KAÇIRANLARIN PEŞİNDE
Twenty years ago, I look after some money for some kidnappers.
Yirmi yıl önce, fidyeden gelen bir parayı bana bıraktılar.
The kidnappers demanded $ 2,000,000 Ransom.
Fidyeciler iki milyon dolar istiyor. Babamın parası var ama nakit değil.
After my father missed his deadline, the kidnappers sent a package.
Babam parayı vermeyince fidyeciler bir paket gönderdi.
That's what the kidnappers did to the girl, so that's what your friends are doin'to me,
Fidyeciler kıza öyle yapmış. Arkadaşların da aynısını bana yaptı.
Ira, the kidnappers demanded $ 2,000,000 ransom.
Ira, fidyeciler iki milyon dolar istiyor.
A guy like him, he's gotta worry about getting hit... by terrorists, kidnappers. So what?
Onun gibi birinin teröristlerden, fidyecilerden korkmasından doğal bir şey olamaz.
Nothing brings royal houses together faster than kidnappers.
Kraliyet evlerini mirasçıların kaçırılmasından başka hiçbir şey bu kadar hızlı bir araya getiremez!
We fucked up his payoff. We got the kidnappers all pissed off.
Yani kızı kaçıranları fena halde kızdırmıştık.
Kidnappers pay for incidentals.
Her zaman kaçıranlar öder.
Well... we had the money for 2 hours before the kidnappers picked it up.
Para kızı kaçıranların eline geçmeden önce bizde iki saat kalabildi.
They are kidnappers.
Bunlar yavru hırsızı.
Have the kidnappers tried to contact you?
Kaçiranlar sizi aradi mi?
It's like we are the kidnappers now.
Çocuk kaçiran, sanki şimdi biz olduk.
We're not the kidnappers!
Çocuk falan kaçirmadik!
When I realised my father wouldn't rescue me from the kidnappers, I knew I had to form another alliance.
Babamın beni kaçıranlardan kurtaramayacağını anladığımda, başka bir ittifak bulmam gerektiğini biliyordum.
The kidnappers know that.
Kaçıran kişiler biliyordu kesinlikle.
From your kidnappers. We've rescued you!
Fidyecilerden kurtardık!
But he doesn't know that we are the kidnappers... and that we hold the boss's daughter captive!
Ama bilmiyor ki, çocuğu kaçıranlar biziz ve çocuk bizim yanımızda.
As a private detective then... I took the assignment to bring the kidnappers to book.
Ben bir özel dedektifim ve... kaçıranları yakalayacağıma dair anlaşma yaptım.
It was the kidnappers who called me to St. Paul's school.
Ve çocuğu kaçıranlar beni St. Paul okulana çağırdı.
Here are the kidnappers!
Bunlar çocuğu kaçıranlar!
They were here to rescue this kid from the kidnappers.
Kaçırılan bir çocuğu kurtarmaya gelmişler.
Powers vowed that he is not through yet and speculation has seen stock in both men companys, hit all-time highs. Still no word from the kidnappers of debutante Bunny Wriled, following a ransom payment of 5 million dolars.
Powers bu girişime çok şaşırdı ve iki şirketin hisse senetlerinde tüm zamanların en büyük vurgununun görüldüğüne dair spekülasyonlar mevcut. 5 milyon dolarlık fidyenin ödenmesinden sonra hâlâ sosyete Bunny Wriled'i kaçıranlardan bir yanıt gelmedi.
- What about the kidnappers?
- Peki ya kaçıranlar?
Kidnappers?
Kaçıranlar mı?
There weren't any kidnappers.
Kaçıranlar yoktu ki.
The kidnappers won't let you.
Kaçıranlar izin vermedi.
The kidnappers go out to dinner, you chew through the ropes, you get away.
Seni kaçıranlar yemeğe çıkmış, sen de iplerini çiğneyip kaçmışsın.
It's from the kidnappers.
Fidyecilerden.
But, of course, those incompetents let the kidnappers get away, with my money.
Ama tabii ki o beceriksizler fidyecilerin paramı alıp kaçmalarına engel olamamışlar.
-... give me a description of the kidnappers?
- fidyecilerin eşkalini verebilir misiniz?
- The kidnappers.
- Fidyeciler.
Well, I never actually saw the kidnappers that well because I was kept blindfolded.
Aslında fidyecileri pek iyi görmedim... çünkü gözlerim bağlıydı hep.
But I didn't see the kidnappers then either, because they hired a TV crew to shoot the video.
Ama ben fidyecileri o zaman da görmedim, çünkü... videoyu çekmek için bir ekip kiraladılar.
The bozo's covering for the kidnappers.
O salak fidyecileri koruyor.
The kidnappers would be stuck!
Fidyeciler çaresiz kalır!
So, why don't we just let the kidnappers keep her?
Öyleyse neden bırakmıyoruz kaçıranlar onu alıkoysunlar?
So anyway, the doorbell rings, and it's the kidnappers!
Neyse, kapı çaldı, bir de baktım fidyeciler!
" Rusty, that's not the kidnappers.
" Rusty, o adam fidyecilerden değil.
That's when the cops showed up and they distracted everybody and the kidnappers got away.
Tam o sırada polisler çıka geldi, herkesi dağıttılar... ve fidyeciler de kaçtı.
Here's one of the kidnappers.
İşte kaçıranlardan biri.
The kidnappers turned out to be vampires, of course
Kaçırma işini tabiki vampirler yapmıştı.
We'll make it seem the kidnappers held him here and tortured him for days before they killed him.
Kaçıranlar onu burada tutmuş ve öldürmeden önce işkence etmiş gibi yapacağız.
I bet you £ 1 million, kidnappers'pants smell just like Tony's.
1 milyon isteyen adam kaçıranlar eminim Tony gibi kokuyordur.
We're the bloody kidnappers!
Kaçıran kişi mi? Çocuğu kaçıranlar bizleriz!
They're the kidnappers! speak up!
Bunlar çocuğu kaçırınlar!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]