Killin traduction Turc
419 traduction parallèle
Killin'that woman?
O kadını sen mi öldürdün?
Killin'you, Hickok, is an honour just waitin'for somebody.
Seni öldürmek Hickok birisi için büyük bir onur.
Oh, Jesse may have had killin'comin'to him.
Jesse onu öldürmek için gelmiş olabilir.
McCoy put the Fords up to the killin', then got'em the pardon and the reward.
McCoy, Ford'ları gaza getirdi, sonra da af ve para ödülünü sağladı.
Maybe you'll forget all about the killin and shootin'the general talked so much about.
General'in dilinden düşürmediği şu savaş laflarını da artık unutabilirsin.
And if he done it right, then it ain't no killin',
Eğer gereken buysa o zaman da bu bir cinayet sayılmaz.
All of a sudden, killin'wasn't enough.
Ölümü ağır ağır olmalı.
That paid for all the killin's? For the way my father died, and Jeb's father?
Bunları yapınca bu kadar insanın ve babalarımızın canlarının bedeli ödenmiş mi oluyor?
Now, you mean, your son's in prison for killin'the cop, that right?
Şimdi, demek istiyorsun ki, oğlun polisi öldürmekten hapiste, öyle değil mi?
The mosquitoes are killin'me.
Sivrisinekler adam yiyecek.
We ain't killin'no unarmed men and women.
Silahsız erkek ve kadınları öldürmüyoruz.
Just killin'a little time until Young Bull sends his man down!
Sadece Young Bull adamını yollayana dek zaman öldürüyorum.
It's like killin'a cop on duty, they say.
Görev başındaki bir polisi öldürmek gibidir derler.
You saw the killin'.
Cinayeti gördün.
I thought sure I seen one of them steer-killin'cats.
O vahşi kedilerden birini gördüğüme emindim.
General, you say you'd have condemned them Harpers... for killin'my wife and my boys, right?
General, karım ve çocuklarımı öldürdükleri için Harper'ları... mahkum ederdim diyorsun, doğru mu?
But justice don't change nowhere... even in places where they give medals for killin'Indians, like out here.
Ama adlet hiçbir yerde değişmez... hatta öldürülen yerliler için madalya verildiği yerlerde, buradaki gibi.
Likely you had your reasons for killin'Futterman.
Herhalde Futterman'ı öldürmek için sebepleriniz vardı.
Probably needed killin'.
Herhalde öldürmeniz gerekmiştir.
There's gonna be a killin'!
Bir cinayet işlenecek!
My wife. She said to me, " There's gonna be a killin'.
Karım, "Bir cinayet işlenecek!" demişti.
There's us and the young'uns, good land, plenty of water, game for the killin'.
Biz ve çocuklarımız için iyi bir toprağa bol suya ve zaman geçirecek oyunlara sahibiz.
For a West Texan, you do killin'awful cheap, Pecos.
Bir Batı Texaslı için, çok ucuza öldürüyorsunuz, Pecos.
Even while I was killin''em I was proud of'em.
Onları öldürürken bile gurur duydum.
You know, when I was in the bucket... all I could think about was bustin'out and killin'somebody.
Kodeste yatarken... tek düşüncem kaçıp birini öldürmekti.
And the friend asked if there's gonna be a killin', and the guy said there might be.
Arkadaşı da : "Cinayet işlenecek mi?" dedi. Adam da olabileceğini söyledi.
"He's killin'us all!"
"Hepimizi öldürecek!" diyordu.
Hey, what's killin'you?
Ne oldu sana?
I've done a lot of killin'.
Çok öldürdüm.
I killed needed killin and the women wanted sinning', and... and I never was one much to argue.
Ve kadınlarda günah işlemek istiyorlardı. Ve-- - ve ben de pek itiraz etmedim.
He's just killin'everybody.
Sadece önüne geleni öldürüyor.
You're diggin'my grave, because you're killin'me by leaving me here.
Mezarımı kazıyorsun, çünkü burada bırakarak beni öldürüyorsun.
You're killin'me!
Beni öldürüyorsun!
We ain't for killin', but I don't feel sorry for him.
Öldürmekten hazzetmeyiz, ama bu herife acımadım.
He needs killin'!
Ama ölmeyi hak etti.
Except you killin'somebody.
Bu arada birilerini öldürmezsen, tabii.
You mix dog and wolf, you wind up with a killin'animal.
Onlar, köpek ve kurt öldürür. Neden atlarımızı öldürmedi?
Now, you keep all your killin'feelings for what we gotta do.
Onu öldürürsen ne yaparız ha?
Hatin'and killin and whoring'. Runnin'scratch cattle.
Nefretle ve intikam ateşiyle bir melezin peşindeyiz.
Wouldn't you say that this is... about as good a place as you can find to do your killin'?
Pusuya yatmak için uygun bir yer değil mi?
Sneaking up on it like this is killin'us.
- Ben Onbaşı O'Reilly. Bana Radar derler.
They're killin'me.
Öldüm. Ayakkabılar yeni de.
If what we've been doin is winning', guy... you better keep your eye on the referee'cause somebody's killin'us.
Eğer bizim yaptığımız kazanmaksa dostum, gözün hakemde olsun, çünkü birileri bizi öldürüyor.
Sure been a lot of killin since I met you.
Tanıştığımızdan beri bir çok ceset gördüm.
You cross me, Pepe, and you'll be killin'your friends too. Now get goin'.
Bu işte bana güvenmezsen sonunda ölürsün şimdi işine bak.
You're killin'me.
Beni öldüreceksin.
I don't know about killin''em.
- Öldürdüm mü bilemeyeceğim Haven.
Only you gotta stop killin'yourself.
Sadece kendini öldürmeyi bırak.
Violence is killin'this sport.
Şiddet sporu öldürüyor.
Ol'Doolittle will never get up there without rolling over and killin'himself.
Yaşlı Doolittle takla atıp, kendini öldürmeden oraya asla çıkamaz.
What're you killin'yourself for?
Kendini ne diye harap ediyorsun?