Killing me traduction Turc
4,679 traduction parallèle
Honey, my stomach is killing me.
Tatlım, midem çok fena durumda.
You're killing me!
- Beni mahvediyorsun!
You're killing me.
Öldüreceksin beni.
Such a negative energy. This is killing me.
Ne kadar da çok negatif enerji var burada.
This cold is killing me.
Bu nezle beni öldürüyor.
Killing me, that's so two years ago.
Beni öldürmek iki yıl öncesinin modası.
- The Achilles tendon is killing me.
- Aşil tendonu beni öldürüyor..
Brother, someone's killing me.
Abi, Biri beni öldürüyor.
Did you think of killing me for one girl?
Bir kız için beni öldürmeyi mi düşündün?
Once you get the thought of killing me, it won't die down!
Bir kere sen beni öldürmeyi düşündün...!
Seeing you all day, walk the other way, watching you drive away this morning, it's killing me.
Seni bütün gün görmek, farklı yoldan yürümek, sabah gidişini görmek beni öldürüyor. Bak.
These shoes are killing me.
Bu ayakkabılar beni öldürüyor.
It's killing me!
Beni öldüreceksin..
I think we've been here long enough, and it's fucking killing me.
Bence burada yeterince kaldık ve bu beni öldürüyor.
My arthritis is killing me!
Romatizmam beni öldürüyor!
Something other than this gypsy thing-it's killing me.
Bu çingene işinden daha farklı şeylere... Bu beni mahvediyor.
You're fucking killing me, you pair of melts.
Beni öldürüyorsunuz. Çok iyi ikilisiniz.
Ananya, you're killing me.
Ananya, beni öldürüyorsun.
That time she appeared while you killing me.
O zaman sen beni öldürürken ortaya çıktı.
That leaves you a 50-50 chance for killing me if you have the balls.
Bu beni öldürme şansını yarı yarıya bırakır. Götün yerse.
Aw, come on, you are killing me here. I'm sorry.
Yapma lütfen, beni öldüreceksin.
My back is killing me.
- Pardon? - Sırtım beni mahvediyor.
And I gotta get it back because this is killing me!
Bunu geri almanın zamanı geldi çünkü kendimi yiyip bitirmek üzereyim!
You're killing me.
- Yapma bunu, yapma!
I don't know. My neck is killing me. And I'm...
Bilmiyorum, boynum çok ağrıyor ve ben- -
OH, THEY'RE KILLING ME AT WORK.
Ofiste canım çıktı.
My fucking neighbor is killing me?
Lanet olası komşumun beni öldürdüğünü mü?
Oh, you're killing me.
- Öldürüyorsun beni.
No, my back's killing me.
Hayır, Belim beni öldürüyor.
My arm is fucking killing me...
Kolum berbat durumda.
This is killing me.
- Bu beni öldürüyor.
Right now, do you realise this is killing me?
Şu anda beni öldürdüğünü fark edebiliyor musun?
Tell me, Milady, did you enjoy killing Mendoza?
Söyle bana, Milady, Mendozayı öldürürken keyif aldın mı?
And if I were to write it all down, then what's to stop you from killing me right here?
Her şeyi de kağıda dökersem beni buracıkta öldürmekten sizi alıkoyan bir şey kalmaz.
I don't understand what they can achieve by killing me.
Beni öldürerek ellerine neyin geçebileceğini anlamıyorum.
Yeah, my head is killing me.
- Kafam davul gibi.
You're killing me.
- Yakıyorsun beni.
These sleepless nights are killing me.
Bu uykusuz geceler beni öldürüyor.
Would an alien killing machine let me do that?
Uzaylı bir ölüm makinası bunu yapmama izin verir miydi?
Using him you cheated me into killing my brother.
Onu kullanarak bana hile yaptın, beni kardeş katili yaptın.
I'm killing the old man, you understand me.
Anladın mı beni?
That's the only way to keep me from killing you.
Seni öldürmemi engelleyecek tek yol bu.
I thought of killing you before you ask me that.
Sen bana bunu sormadan önce seni öldürmeyi düşündüm.
" He's killing me.
" Beni öldürecek.
He's killing me. "
Beni öldürecek " diye bağırıyormuş.
Oh you're killing me.
Tamam mı?
If you're fucking with me... playing games... me killing you... that's going to be the last thing you have to fucking worry about.
Benimle taşşak geçiyorsan oyun oynuyorsan benim seni öldürmem endişelenmen gereken son şey bu olur.
You want me to start killing you?
Seni de öldürmeye başlamamı ister misin?
Either he meets me outside in the main thoroughfare at noon tomorrow or I start killing more people.
Ya yarın öğlen benimle anayolda buluşur... ya da ben daha çok kişiyi öldürmeye başlarım.
And when the Urca's ours, what's to stop me from killing you anyway?
Peki Urca bizim olduğu zaman seni öldürmekten beni alıkoyacak olan ne?
You're killing me.
- Beni öldürüyorsun.