Kippers traduction Turc
76 traduction parallèle
Kippers, splendid.
Tütsülenmiş balıklar, muhteşem.
Kippers. Aren't they superb!
Bak, ringa balığı.
How about some nice kippers?
Riga balığına ne dersin?
My mate, he said, " Let's give him kippers.
Arkadaşım dedi ki : " Ringa füme verelim.
Kippers would be just the thing on a night like this.
Tütsülenmiş balıklar böyle bir gecede tam gider.
We're going to have kippers, you know.
Tütsülenmiş balık yiyeceğiz, bilirsin.
Kippers for breakfast. Riding to hounds.
Kahvaltıda ekmek ve reçel yeriz, köpek koştururuz.
I'll buy you kippers at the Plaza Hotel.
Plaza Hotel'de çiroz ısmarlayacağım sana.
- Kippers!
- Çiroz mu! Mükemmel!
Did Miss Piggott enjoy her kippers?
Evet? Bayan Piggott balığı beğenmiş mi?
- You wouldn't care for kippers?
Tütsülenmiş ringa ister misiniz? Evet isterim, teşekkürler.
- Fine, kippers, thank you. - Toast, butter, marmalade?
Tost, tereyağı, marmelat?
Would you believe it? Put these kippers back, would you, Basil?
Balıkları geri koyar mısın Basil?
He hasn't touched those kippers.
Balıklara dokunmamış.
The kippers not to your liking?
Levrek sevmezmisin?
I got the kippers and eggs.
Lakerda ve yumurta getirdim.
We have eggs, we have kippers.
Yumurtamız var, lakerdamız var.
No kippers, no English herringbone tweeds, no meat pies... no Rolls-Royce petrol caps... no original pressings of Hey Jude.
Tütsü yok, İngiliz kumaşı yok, etli börek yok Rolls-Royce benzin kapağı yok Hey Jude'un orjinal plağı yok.
You don't suppose they could find any kippers, do you?
Buralarda Kipper balığı bulamayız, değil mi?
Oh, kippers, too, yes.
Çiroz, evet.
Good We've got kippers for breakfast
Kahvaltıda tütsülenmiş ringa balığı var
There used to be a mark up there where Goshy Capps threw a plate of kippers.
Goshy Capps'in fırlattığı tabak dolusu ringa balığının izi kalmış olması gerek.
- Kippers?
- Ringa mı?
- Yes, kippers, for God's sake.
- Evet ringa, Tanrı aşkına.
You wouldn't find kippers here.
Burada ringa bulamazsın ki!
- They serve kippers for breakfast here.
- Burada kahvaltıda veriyorlar.
Frozen kippers...
Dondurulmuş balıklar.
I suppose you like kippers, do you?
Umarım tütsülenmiş balık seviyorsunuzdur.
Rhubarb honey, three down. Kippers.
3 raf aşağıda... tuzlu balık.
" Kippers for breakfast, Aunt Helga?
" Kahvaltıda tütsülenmiş ringa mı, Helga Hala?
Look, kippers for breakfast!
Bakın, kahvaltıda tütsülenmiş balık!
I couldn't wait to panfry their kippers.
Tütsülü balıklarını kızartmak için bekleyemedim.
- More kippers, Mum?
- Biraz daha balık anne?
What little Austrian-Jewish child has ever heard of kippers?
Hangi Avusturyalı Yahudi çocuk tütsülenmiş ringa balığını bilir ki?
The fish is an attempt at my favourite dish, Bombay duck. We can't get the ingredients, so they've used kippers.
En gözde yemeğime balık katıldı, Bombay Ördeği'ne, artık doğru malzemeyi bulamıyoruz, bu nedenle bunu ringa balığıyla yapmaya çalıştılar.
A moray eel would never eat kippers.
Mürenler asla çiroz yemez.
A moray eel Would never eat kippers.
Mürenler asla çiroz yemez.
Last week I put sugar on my kippers.
Geçen hafta, çirozun üstüne şeker koydum.
And the cuisine isn't fit for a stray cat- - kippers and cabbage rolls.
Yemekleri sokak kedisi bile yemez. Çiroz ve lahana dolması.
I'll stop at the market, get some kippers, and we'll have a fine English breakfast.
Markete uğrayıp biraz tütsülenmiş balık alacağım, ve güzel bir İngiliz kahvaltısı yaparız.
Cats eat kippers, dogs eat bones.
Kediler balık yer, köpekler kemik.
There's an extra ration of kippers in it for you.
ılave yemek ve cerez var
believe me, there are only two things that smell Like yesterday, s kiPPers.
İnanın iki şey dünkü tütsülenmiş ringa balığı gibi kokabilir.
Kippers.
Tütsülenmiş balıklar.
Kippers ready.
Ringalar hazır.
I just took him his kippers.
Az önce balıklarını götürdüm.
The kippers, the kippers, oh, my God!
Aman Tanrım!
First it was kippers and sardines.
İlk başta tütsülenmiş ringa ve sardunyaya sardı.
We're getting done up like a couple of kippers here.
- İyice tütsülendik.
We had kippers.
Tütsülenmiş ringa.
- The kippers from Saturday. - They've gone off.
Bir şeyyok.