English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ K ] / Kiss me

Kiss me traduction Turc

6,589 traduction parallèle
I ruin you, and you kiss me?
Seni mahvettim ve sen beni öpüyorsun.
I kept expecting him to crawl into bed and kiss me good night.
Yatağa gelip... iyi geceler öpücüğü vermesini bekliyordum.
Kiss me.
Öp beni.
Hold me and kiss me.
Bana sıkıca sarıI ve öp.
Will you come kiss me?
- Beni öpmeye gelir misin?
No, you won't come kiss me?
- Gelmez misin yani?
" Will you kiss me?
Beni öper misin?
I didn't want him to kiss me.
Onun beni öpmesini istemedim.
I want you to kiss me.
Senin öpmeni istiyorum.
Eventually, I'm gonna touch your arm, and you are going to kiss me good luck before surgery.
Eninde sonunda koluna dokunacağım ve sen de bana ameliyattan önce iyi şanslar öpücüğü vereceksin.
You wanted to kiss me?
Sen beni mi öpmek istiyordun?
Look me in the eye and tell me you don't want to kiss me.
Gözlerime bak ve beni öpmek istemediğini söyle.
George, look me in the eye and tell me you don't want to kiss me.
George, gözlerime bak ve beni öpmek istemediğini söyle.
I'm sorry I got you into this, and I'm sorry I let you kiss me when I- -
Beni öpmene izin verdiğim için üzgünüm.
Kiss me!
Öp beni!
Mom and dad will soften, grandma will kiss me on the top of my head, and boom.
Annem ve babam yumuşayacak anneannem beni saçlarımdan öpecek ve bu kadar.
You can kiss me now.
Şimdi beni öpebilirsin.
Just kiss me.
Öp beni.
May I assume... that you'd like to kiss me?
Tahminde bulunacak olursam... beni öpmek istiyorsun?
Were you surprised that you wanted to kiss me?
Beni öpmek istediğinde şaşırmadın mı?
Just kiss me.
Öp beni hadi.
If I didn't want you to kiss me, you wouldn't have because I am intimidating.
Ben öpmeni istemeseydim öpemezdin çünkü ben göz korkutan biriyim.
Kiss me like you did at the Indian Heritage Museum.
Beni Hint Mirası Müzesi'nde öptüğün gibi öp.
My own voice, pleading with you not to leave me, not to let me go. And my own mother too drunk to hear me, too drunk to even kiss me.
Beni terk etmesin, bırakmasın diye anneme yalvaran sesimi ve beni duyamayacak kadar sarhoş olan annemi.
If you want to kiss me, you don't have to make up a story.
Eğer beni öpmek istiyorsan. Bir hikayeye ihtiyacın yok.
You don't have to kiss me back.
Sen de beni öpmek zorunda değilsin.
The first kiss will tell you... Will you love me?
# Anlatacaktır ilk öpücük sana
Well, the old me would've leaned in for a kiss.
Eski halim mi? Bir öpücük için dudaklarına yapışırdı.
It's not the first drunken kiss she's shared with a man that wasn't me.
Sarhoşken öpüştüğü ilk adam ben değildim.
Why don't you tell me about our first kiss?
Neden ilk öpüşmemizden bahsetmiyorsun?
Give me a French kiss. Like the one Helge got.
- Beni de Helge'yi öptüğün gibi Fransız öpücüğü ile öp.
Will you sail with me around the world for a last kiss?
Son bir buse için, benimle dünya turuna yelken açar mıydın?
Give me a kiss.
Bir öpücük ver.
It needed to be a kiss from someone who would never betray me...
Bana ihanet etmeyecek birinin öpücüğü lazımdı...
Sorry about the whole breaking into your office thing and me publicly exposing you with a kiss.
Ofisine zorla girdiğimiz için ve seni herkesin önünde öptüğüm için özür dilerim.
But don't expect me to hold you down and kiss you roughly on the mouth.
Ama sana sıkıca sarılıp dudaklarına yumulmamı bekleme.
Shane kissed me. I didn't kiss him. - It's his problem.
Shane beni öptü, ben öpmedim.
Huh? Blow me a kiss.
Bana bir öpücük atın.
Kiss you right now if there wasn't a small part of me that thought I might turn into a frog!
Ama içimden bir ses öyle yaparsam kurbağaya dönüşebileceğimi söylemeseydi.
Mm-hmm. Then cut to 4 hours later, she's throwing me an air kiss and rushing out the door to work, and I'm stuck at 2 : 00 in the morning walking her little pug.
4 saat kadar sonra bana uzaktan öpücük attı ve çalışmak için aceleyle gitti ve ben de sabahın 2 : 00'sinde onun küçük pagını yürütmek zorunda kaldım.
Will you give me a kiss now I showed you?
Şimdi sana gösterdiğim gibi mi öpeceksin beni?
And it's not even the kiss that upsets me.
Beni sinirlendiren öpücük de değil.
So, does that earn me a kiss?
- O zaman bir öpücük kazandım mı?
Mrs Weston informed me there was a kiss.
Bayan Weston bana öpüştüğünüzü söyledi.
is because y'all went in on a winning lottery ticket and you've come here to tell me to kiss your collective ass.
Voleyi vuran bir piyango bileti aldınız ve şimdi de gelmiş o müşterek kıçınızı öpmemi istiyorsunuz değil mi?
- Now give me a kiss.
- Bir öpücük ver bakalım.
Oh, so I can't kiss you in front of your dad for six years, and you can't give me two days?
Ben seni babanın önünde altı sene boyunca öpmemişken sen benim için iki gün dayanamıyor musun?
And let me be crystal clear... Your eyeballs wander one millimeter from those sons of bitches, and you can kiss your career in government goodbye.
Ve şunu açıkça belirteyim ki gözlerin bu o... çocuklarından bir milimetre bile uzaklaşırsa hükümetteki kariyerine veda edebilirsin o zaman.
Let me kiss you.
Öpeyim.
Now give me a kiss.
Şimdi bana bir öpücük ver.
You saw me kiss a girl.
Bir kızı öptüğümü gördün.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]