Less than an hour traduction Turc
785 traduction parallèle
Jerry, do you realize that we have less than an hour before the show opens?
Jerry, farkında mısın, gösteriye bir saatten az zamanımız kaldı.
After all, you phoned less than an hour ago.
Sonuçta, telefon edeli bir saat bile olmadı.
Tracks are mighty fresh. Less than an hour old.
Çok taze, bir saatten az olmuş.
In a secluded cottage less than an hour's drive from Manhattan... - Agent Dietrich set up a shortwave radio transmitter.
Ajan Dietrich Manhattan'a yaklaşìk bir saat mesafede gözden uzak bir kulübede kìsa dalga radyo vericisi kurdu.
- Yes. They were delivered to me less than an hour ago.
Bir saat önce verildi.
Less than an hour after Dietrich... received his instructions from Elsa Gebhardt... an important envelope reached Inspector Briggs.
Dietrich Elsa Gebhardt'tan talimat aldìktan yarìm saat sonra Müfettisş Briggs'e önemli bir zarf ulaştì.
It so happens that I was with Lionel less than an hour ago.
Şu tesadüfe bak ki, bir saat kadar önce Lionel ile birlikteydik.
He can get there in less than an hour.
Peder oraya bir saatten daha az bir zamanda varabilir.
This kid had an argument with Burton Reeves less than an hour before the poor guy was found with a bullet in his head.
Bu çocuk Burton Reeves'le zavallı adam kafasında bir kurşunla bulunmadan bir saatten daha az bir zaman önce tartıştı.
It was taken less than an hour ago from the front of the cantina, the El Toro.
Bir saatten daha az bir zaman önce, kantinin El Toro'nun önünden götürülmüş.
Less than an hour.
Bir saatten daha az.
The grim shadow of murder may have fallen over the desperate flight of the gold thieves tonight. Less than an hour ago, a passing motorist discovered the body of an elderly gas station attendant, shot to death near Lynn, Nevada.
Altın hırsızlarının çaresiz kaçışına, bu akşam gaddar bir cinayetin gölgesi düşmüş olabilir. 1 saatten daha evvel yoldan geçen bir sürücü Lynn, Nevada civarındaki benzinliğin yaşlı çalışanının vurularak öldürülmüş cesedini fark etmiş.
Less than an hour ago, guards at the small weighing station at Dalton, CA investigated the overweight load of a truck heading west and found one third of the stolen gold hidden in a load of coffee.
1 saatten daha evvel Dalton, Kaliforniya'daki küçük tartı istasyonunun muhafızları batıya yol almakta olan aşırı yüklü bir kamyonu incelemeye aldılar ve çalınan altınların üçte birini kahve yüklerinin içinde gizli bir hâlde buldular.
- In less than an hour.
- Yarım saatten az bir zamanda.
Didn't take them long, less than an hour after he offered to help.
Fazla beklemediler, yardım teklif edeli yarım saat olmamıştı.
Your demise in less than an hour can be attributed at least in part to my decision.
Bir saatten daha az bir süre sonra gerçekleşecek ölümüne benim de bir oranda katkım var tabii.
Less than an hour after the party had begun, she collapsed.
Partinin başlamasından bir saat kadar bile geçmemişken çöktü.
500,000 in less than an hour.
- Yarım saat içinde 500,000.
I can have this repaired in less than an hour.
Bir saate kalmaz rayları onarabilirim.
Hurry, the train leaves in less than an hour.
Acele et, trenin kalkmasına bir saatten az var.
You talk of false pretenses after the tax avoidance scheme you tried to put over on me less than an hour ago?
Daha bir saat olmadan önce beni oyuna getirmeye çalıştığın... o vergi kaçırma planından sonra tutup sahtekarlıktan mı bahsediyorsun?
You were born less than an hour ago.
Sen doğalı bir saat bile olmadı.
We'll enter the Neutral Zone in less than an hour, sir.
Bir saat içinde tarafsız bölgeye girmiş olacağız, efendim.
When the message has reached the general the reinforcement will be here in less than an hour.
Mesaj Generale ulaşır ulaşmaz takviye en geç bir saat içinde burada olur.
- Oh, less than an hour.
- Bir saatten az.
- Less than an hour.
- Bir saatten az mı?
If that was... if that was Copenhagen... it's less than an hour and a half to go.
Eğer bu... Eğer bu Kopenhag için olsaydı... gitmek için bir buçuk saatten az bir zaman kalmış olurdu.
In less than an hour we'll finish our sixth month out of Cape Kennedy.
Bir saate Cape Kennedy'den uzakta altıncı ayımızı dolduracağız.
Less than an hour till sundown.
Gün batımına bir saatten az kaldı.
Less than an hour ago, when he was here.
- Bir saat bile olmadı, o da buradaydı.
They've got motors and wings and go 60 miles in less than an hour.
Motorları ve kanatları var ve saatte 60 milden fazla yapıyorlar.
From the multiplication tables to calculus in less than an hour.
Çarpım tablosundan diferansiyel ve integral hesaplamalara 1 saatten az zamanda geçti.
They all went off less than an hour ago.
Bir saat önce, hep birlikte gittiler.
She was less than an hour old and Tom was God knows where.
Doğalı henüz bir saat bile olmamıştı ve Tom kim bilir neredeydi.
Fifty quid the bally pen will be toppled in less than an hour.
Kalem bir saate kalmaz düşecek. 50 Sterlin koyuyorum.
I just got here less than an hour ago and I already miss you, need you, want you. Heinzberg, n. 10.
Heinzberg, n. 10.
It happened less than an hour ago.
Bir saatten bile az süre önce oldu.
We have people up here who will die in less than an hour.
Burada bir saat içinde ölebilecek insanlar var.
Here's a photo taken by our reconnaissance pilots less than an hour ago.
Bir saat önce Keşif pilotlarımızın çektiği fotoğraflardan biri bu.
That one was taken less than an hour ago.
Bu çekileli bir saatten daha az oldu.
The other girl had intercourse less than an hour before she was killed. There was an A negative secretion.
Bir miktar salgıdan dolayı, kızın öldürülmeden yaklaşık 1 saat önce cinsel ilişkiye girdiğini tespit ettik.
And now, with less than an hour to go, he is like a man possessed by the devil himself, chasing fantasy enemies in the desert.
Ve şimdi, gitmemize bir saatten az bir süre kala, kendini, tıpkı şeytana uymuş bir adam gibi, çölde düşmanlarını kovalamaya verdi.
In less than an hour she's caught and consumed 23 mice.
Bir saatten kısa sürede 23 fare yakalayıp yedi.
- how long has Widgeon been dead? - Less than half an hour, Your Honour.
Yarım saatten az.
Less than an hour.
Bir saat sonra.
Hang you upside down then you'll be dead in less than half an hour
daha sonra Baş aşağı asıp Acı içinde ölmeni bekleyecekler
Yolanda gets 3.40 an hour, 50 pfennigs less than us.
Yolanda saatte 3.40 kazanıyor, bizden 50 pfening daha az.
Mr. Nocker, sir, you were goin'less than 25 miles an hour on the open highway.
Bay Nocker, otoyolda 40 km.'den yavaş gidiyordunuz.
- Less than half an hour.
- Yarım saatten az.
On the other hand, when they're moving in a more leisured way, at about 25km an hour, the style proves to be a very economic one, demanding considerably less energy than an antelope moving four-footedly at the same sort of speed.
Öte yandan, saatte 25 kilometre gibi rahat bir tempoda hareket ettiklerinde tarzları çok ekonomik olur ve aynı hızda dört ayak üstünde giden bir antiloptan çok daha az enerjiye ihtiyaç duyarlar.
Less than half an hour.
Yarım saat bile sürmez.