Less than that traduction Turc
1,989 traduction parallèle
Is it less than that?
Bundan daha mı az?
I could take you apart with less than that.
Ben seni daha az sürede indiririm.
Some believe that effect in 2012 and if so, would result no less than catastrophic.
Bazı inanışlara göre bu tetikleyici etki 2012 de gelmekte ve eğer gelirse, sonuçları felaketten farksız olmaz.
Miss Siddal, you've been posing for me now for less than two minutes, and in that time you have spoken more than my last model spoke in six months.
Bayan Siddal, daha iki dakikadan az zamandır benim için poz veriyorsunuz ve bu süre zarfında, son modelimin altı ayda konuştuğundan daha fazla konuştunuz.
But I'd be less than honest if I didn't tell you that I'm a bit skeptical.
Ama bu konuda biraz kuşkulu olduğumu söylemeliyim.
How is that possible? Well, normal vocal pitch is less than 500 hertz.
Normal ses düzeyi 500 hertz'den azdır.
Okay, so this is the number seven line approaching woodside, queens, and according to the department of transportation, the track stretches a little less than halfa mile between that station and the previous stop, which is 52nd and lincoln.
Pekâlâ. 7 numaralı tren Woodside, Queens'e yaklaşıyor. Ulaşım Dairesinin verdiği bilgiye göre, istasyonla bir önce durduğu yer olan 52'nci ve Lincoln arasında, son 800 metrede hız kesmeye başlıyor.
If I ran myself over with a golf cart, It would still be less painful than that story.
Bir golf arabası beni ezseydi, inan bu hikayeden daha az acı verirdi.
Then, less than 50 years after the publication ofthe Origin, a discovery was made in what seemed a totally disconnected branch of science that would ultimately provide the answer.
Sonra, teorinin açıklanmasının üzerinden 50 yıl bile geçmeden,.. ... tamamen alakasızmış gibi görünen bir bilim dalında, büyük bir buluş yapıldı. Bu buluş, nihayet bu soruna bir çözüm getirecekti.
- And how is it that you, a known escape artist, happened to be performing in a theater right next to this bank on no less than the night it held more money than ever before?
- Nasıl oluyor da sizin gibi firarlarıyla tanınan bir sanatçı, en fazla para akışının olduğu günün gecesinde bankaya bitişik tiyatroda gösteri yapıyorsunuz?
Frequented the doxies and there was told that there were a few heirs to the throne with less than royal bloodlines.
Alıyordu.
There was one though that was slightly less than glowing.
Bir tanesi vardı ki, aslında birazcık... Daha az parlıyordu.
That's less evil than most humans.
Çoğu insandan daha az.
He's been here less time than everyone else and that's how he acts.
Herkesten daha kısa süredir burada ve şimdiden böyle davranıyor.
Jacob van Oppen can hold a lock or resist the lock for more than a minute... and that animal won't go down in less than a minute.
Jacob Van Oppen saati durdurabilir ve dakikalarca öyle tutabilir. O hayvan bir dakika içinde yere düşmeyecek.
Linda, she's gonna be there in... less than ten minutes, that's great.
10 dakikaya Linda ofiste olucak. Harika.
That's marginally less dangerous than E.C.T. puts you in a coma. Could cause- -
Seni komaya sokmak için ECT den daha az tehlikeli.
Let the record show that he was one of the guys for less than two hours.
Son iki saatlik şu en iyi adamlar kaydına baksınlar bari.
But I think that mental arithmetic is less difficult than spelling.
Ama bence hesap yapmak, imladan daha kolaydır.
That you really do die less than five miles from where you were born.
Hani, doğduğun yerden 10 km daha yakın bir yerde ölüyorsun.
By the way the Monovo people were saying that.. .. Mr. Mavalankar asked to keep it less than 1 0 lakh
Bu arada Monovo'dakiler diyor ki Mr. Mavalankar teklifin 10 Lakh'dan daha az olmasını istiyormuş.
The doctor that told Bernie he had less than six months to live, he's dead.
Bernie'ye altı aydan az ömrü kaldığını söyleyen doktor öldü.
E. Estimates that the arm was ingested less than 72 hours ago and the time of death less than 24 hours prior to that.
Adli tabip, kolun 72 saatten daha önce mideye indiğini ve ölüm saatinin de bundan 24 saatten daha kısa bir zaman önce olduğunu tahmin ediyor.
This unprevailing woe, and think of us as of a father, for let the world take note, you are the most immediate to our throne, and with no less nobility of love than that which dearest father bears his son,
Bizi de baba bil kendine, öyle bil ki halk da anlasın, tahtımıza en yakın kişi olduğunu.
NURSE KENCHINGTON : May I remind those of you not rendered totally mindless that the governors will be attending a performance of our little entertainment in less than two weeks.
Henüz hala aklı başında olanlarınıza hatırlatırım ki valiler iki hafta içinde küçük sirkimizin bir gösterisine katılacaklar.
Yet it is so remote that less than 500 kinds of animal settled here in 30 million years.
Ana karaya o kadar uzaktır ki 500 den daha az hayvan çeşidi buraya 30 milyon yıl önce yerleşmiştir.
Less than 2, OOO years ago, something happened that was to revolutionise the spread of plants and animals.
2.000 yıldan daha kısa bir süre önce, bitki ve hayvanların yayılması adına... devrimsel bir şey oldu
It's so far-flung, that less than 500 kinds of animal settled here in 30 million years.
Öylesine ücradır ki, 500 den daha az hayvan çeşidi 30 milyon yıldır değişmemiştir.
They've travelled hundreds of miles in anticipation of an event that lasts less than two weeks.
Bir olayın beklentisi içinde yüzlerce mil yolculuk ettiler. iki haftadan kısa süren bir olay için.
Mr. Hammock's covering my class until after recess, and that's less than 30 minutes.
Bay Hammock yerime molaya kadar bakacak. Yarım saatim kaldı.
We're all members of a young species that goes back less than 200,000 years, and we're all surprisingly closely related.
Hepimiz, 200.000 yıldan az bir süreyle geçmişe uzanan, genç bir türün üyeleriyiz ve hepimiz şaşırtıcı biçimde yakın akrabayız.
Ted, we now have a plate that weighs less than 5 ounces.
Ted, tabağımız şimdi 150 gramın altında.
NET will not be less than the guilt I will tell you when the pupils that the teacher Latvian cold.
Ama bu, öğrencilerime grip olduğumu söylediğim için hissettiğim suçluluk duygusunu azaltmıyor.
Joel Hardy walked in that bathroom less than 30 seconds ago.
Joel Hardy tuvalete gideli otuz saniye bile olmamıştı.
It found that an officer has less than a third of a second to decide whether to use his gun.
Sonra farkedildi ki, memurun silah kullanıp kullanmama kararı vermesi için 4 saniyeden az vakti varmış.
Now that you're out of the picture, He's better than ever, which is gonna make me Less miserable than ever, which is why neither of us
Artık resimde olmadığın için eskisinden de iyi ki bu da beni eskisinden daha az sefil yapıyor ki bu da ikimize Bahamalar'ın bir adasına gitme sebebi veriyor.
That's less than a day.
Bu bir günden az.
Because someone in this room decided that their lives were worth less than it cost to build a waste treatment plant at his refinery upriver from it.
Çünkü bu odadaki biri onların hayatının değerinin, fabrikasının nehri kirletmesini engelleyecek bir arıtma tesisinin maliyetinden daha az olduğuna karar verdi.
I managed to infer that the results would be less than desirable.
Sonuçları da bizim düşündüğümüzden çok daha kötü olacakmış.
That's less secure than here.
- Orası buradan daha az güvenli.
Sheldon, that's less than two pounds.
Sheldon, bu iki kilodan daha az yapıyor.
That is time enough, master. - It's less time than you've had already, and you haven't managed it so far. - Time enough.
Bu kadar süre yeter efendim, artar bile.
We're condensing that one year down into less than a minute.
Bir yılı bir dakikadan daha az bir süreye sıkıştırıyoruz.
That's to within an accuracy of less than 1 %. A remarkable achievement for someone 1,000 years ago.
Bu % 1'den daha az bir hata payı demek 1000 yıl önceki birisi için, cidden kayda değer bir başarıdır.
Well, the funny thing about vouching for someone, James, is that when that someone shows themselves to be less than what was promised, every decision you take from that point on is second-guessed.
Birine kefil olmanın komik yanı, James o kişi, söz verildiğinin aksine kendini daha düşük gösterirse o noktadan sonra alacağın her karar eleştirilmektir.
That's almost four hundred less than The Ritz.
Bu neredeyse Ritz'inkinden dört yüz koltuk az.
I think that Sheeni might find this pinkie technique less than romantic.
Bence Sheeni bu serçe parmak tekniğini pek romantik bulmazdı.
I've heard that on less than a pint daily, a man might survive drinking saltwater.
Duyduğuma göre bir insan günde yarım litre deniz suyu içerek hayatta kalabilirmiş.
Our latest statistics show that less than 5 % of the human population remains.
Elimizdeki son istatistikler, insan nüfusunun yüzde 5'ten daha az olduğunu gösteriyor.
Columb Kil instructed that the crystal should never be used... for less than work that's worthy of it.
Columban kristalin asla gerçek sanatçılar dışında kullanılmaması gerektiğini söylemiş.
That's 50 euros less than last time.
Geçen seferden 50 Euro daha az.
less than 199
less than an hour 24
less than a minute 21
less than an hour ago 18
that 10639
that's nice 2129
that's enough 4716
that's gross 203
that's it 18340
that's good 7000
less than an hour 24
less than a minute 21
less than an hour ago 18
that 10639
that's nice 2129
that's enough 4716
that's gross 203
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334