Level traduction Turc
17,665 traduction parallèle
I was on the stairs, afraid to ascend to the next level.
Merdivenlerde, korkmuş, bir adım atamıyordum.
The only thing we had was a bunch of level-A suits stolen in the Columbia break-in, and that led nowhere.
Tek bildiğimiz kimyasal geçirmez kıyafetlerin Columbia laboratuvarından çalındığı. Bundan da birşey çıkmadı.
This is a whole new level aberrant aggressive behavior.
Bu atipik agresif davranışta yeni bir seviye.
With drought conditions continuing over the next several days and long-term moisture deficits across the state remaining at near-record level.
Kuraklık durum birkaç gündür devam ediyor. Eyalet boyunca uzun süreli nem eksiklikleri rekor derecesinde az.
Powers individually are Level One or Twos at best, but as a group, as a gang they could be, and have been, real trouble for us.
Power'lar tek başlarına Seviye bir ya da en fazla ikiler, ama grup halinde, çete olarak, bize sorun çıkarabilirler ve çıkardılar da.
B level.
B katı.
These low-level ministers and MLAs can't help you.
Bu düşük seviyedeki bakanlar bu kayıpta sana yardım edemezler.
This is a PM level issue.
Bu PM düzey bir konudur.
He's taking security flaws from his own code and then exploiting them as another level of security.
Kendi kodundaki güvenlik açıklarını alıp başka bir güvenlik seviyesi olarak kullanıyor.
She's a mid-level dealer who sells party drugs to rich kids.
Zengin çocuklara partiler için uyuşturucu satan orta seviye bir torbacı.
It's a three-year program. Graduate level.
Üç yıllık lisansüstü eğitim programı.
The lower level's flooded, we'll need an engine.
Alt seviye su altında, makineye ihtiyacımız olacak.
Like Chinatown level stuff.
Tereyağından kıl çeker gibi yani.
But the good news is that I do have a certain level of FBI medical training.
Ama iyi haber şu ki benim belli bir seviyede tıbbi FBI eğitimim var.
It was a bet that nobody working low-level data entry was at the VIP party last night, but we were willing to take those odds.
Düşük seviyeli veri girişinde çalışan kimsenin dün geceki VIP partisinde olmaması şansa kalmıştı ama bu riski almaya hazırdık.
So, uh, dark red indicates our city's highest level of energy consumption.
Koyu kırmızı şehrimizin en yüksek seviye enerji tüketimini gösteriyor.
And because of me, you get to do it at a whole new level.
Ve benim sayemde, yeni bir aşamaya geçtin.
It means the sodium level in his blood's too high.
Kanındaki sodyum seviyesi çok yüksek.
What sort of level were you interested in?
Ne tür bir seviyede ilgilendiniz?
'Cause we have to make sure it's just the right level of getting back at him.
Çünkü ne düzeyde onunla uğraşacağımızdan emin olalım.
Level up.
Seviye atladınız.
Setting aside the sheer stupidity of getting any civilian involved on any level, much less her, yes, I see your point, Ranger.
Aptallığını bir kenara koyarsak, herhangi bir sivili dahil etmek, onu daha az, evet, seni anlıyorum, Korucu.
Now... level with their noses, so if you have to fire... it'll be a real mess.
Böylece ateş etmeniz gerekirse ortalık batsın şöyle bir.
Now remember what I told you, keep your eye on the altimeter and the compass heading and keep the stick level.
Size söylediklerimi hatırlayın, gözünüz altimetrede ve pusulada olsun. Kumanda levyesini sabit tutun.
- And level.
- Sabitleyin.
Smoke from the capital's chimneys is being trapped at street level which is aggravating the fog.
Başkentte bacalardan çıkan duman sokak seviyesinde kalıyor ve bu da sisi yoğunlaştırıyor.
I'm not sure if her Majesty is aware, but shortly before your father died the Foreign Secretary, Mr. Eden, came, begging his late Majesty to intervene, if not on an official level, then on a personal one.
Majesteleri bunun farkında mıydı bilmiyorum ama babanız ölmeden kısa süre önce Dışişleri Bakanı Bay Eden gelip müdahale etmesi için Majestelerine yalvardı. Resmi bir seviyede olmasa da kişisel bir seviyede.
Level Seven at least. Maybe higher.
En azından yedinci seviye.Belki daha yüksek.
You've been at the same level at the U.S. Attorney's Office for a long time.
Uzun zamandır ABD Savcılık Ofisi'nde aynı konumdasın.
She's a high-level executive cleared to know all Bureau assets, including cis like Reddington.
Üst düzey bir yönetici Büro'nun ilişkili olduğu herşeyi biliyor. Reddington gibi muhbirlerde dahil.
She provided us with access to documentation confirming that in the last 28 months, significant resources have been directed to a top secret task force dedicated to the apprehension of key figures in the so-called criminal underworld based on information provided by a single high-level informant.
Onun bize erişim sağladığı belgelere bakıldığında son 28 ay içerisinde çok gizli bir görev gücüne sağlanan ve önemli kaynaklardan teyid bilgiler doğrultusunda yapılan sözde suç dünyasının anahtar isimlerine endişe vermek amacıyla sağlanan bilgilerin sadece bir üst seviye muhbir tarafından sağlandığı açıkça teyid ediliyor.
I feel like I've made a connection with him on some level and that he might tell me where he was being kept, where the other children are being held.
Onunla aramızda bir bağ oluştuğunu düşünüyorum belki bana kendisinin ve diğer çocukların nerede tutulduğunu söyleyebilir.
The only way we're gonna find the bastards who came after Liz is if we sink to their level.
Liz'in peşinden gelen piçleri bulmamızın tek yolu onların seviyesine düşmek.
The most virulent pathogens are on biocontainment level 4.
En şiddetli patojenler, dördüncü seviye biyolojik tecritte tutuluyor.
William is only cleared for level 3.
William'ın yetkisi yalnızca üçüncü seviye için.
I usually take care of it myself, but this is a military-level operation.
Genelde kendim ilgilenirdim ama bu askeri düzeyde bir operasyon.
Gabriel said something about getting stuff from level 4.
Gabriel dördüncü seviyeden bir şeyler almakla ilgili bir şeyler dedi.
Do you even know what level 4 is?
Dördüncü seviyenin ne olduğunu biliyor musun ki?
One higher than level 3?
- Üçüncü seviyenin bir üstü mü?
I don't have access to level 4.
- Dördüncü seviyeye erişimim yok.
And I didn't cram myself onto a sweaty train during morning rush hour to watch the FBI bungle a Robert Hanssen-level breach... again.
Ben de sabah işe gidiş saatinde ter kokan trene FBI'ın Robert Hanssen seviyesindeki becerisizliğini tekrar görmek için binmedim.
That level of violence definitely matches the Juarez M.O.
O seviyedeki bir katliam kesinlikle Juarez'i gösteriyor.
I feel a lot of artists, pop artists especially, sort of infringe upon... responsibilities that just aren't theirs, in terms of their audience, maintaining their audience at an emotional level.
Seyirci ile alakalı, sahip olmadıkları sorumluluklar üstleniyorlar seyirciyi belli bir duygu seviyesinde tutmak gibi.
There are things that happen on an administrative level, Jefferson... that are complicated.
Jefferson, yönetim düzeyinde olup biten bazı şeyler oldukça karmaşık.
Father's an army mucky-muck, nice family, educated, low-level crime, sweet face, healthy as a fuckin'horse.
Babası ordunun kodamanlarından, ailesi iyi, eğitimli, suçu önemsiz, tatlı yüzlü, turp gibi sağlıklı.
Something on this level.
Bu katta bir şeyler dönüyor.
boost glutamate and atropine level to 100 %.
Alex, işaretimle birlikte glutamat ve atropin değerlerini % 100'e yükselt.
I would, but you're actually a real person, and the thought of intimacy or... really anything beyond a night of meaningless sex is just... it's totally crushing on an existential level, so... rain check?
İsterim ama sen gerçek bir kişisin ve samimiyet düşüncesi veya her şeyden öte tek gecelik anlamsız seks tamamen varoluşsal düzeyde mahvediyor.
Even then, we've got a strict multi-level security protocol in place to prevent tampering and theft.
O zaman bile yerinde müdahale ve hırsızlık için çok sıkı bir güvenlik protokolümüz var.
If we're close enough to a floor level, maybe we can climb our way out.
Kata yeterince yakınsak belki çıkışa kadar tırmanabiliriz.
Pulling off something this calculated and elaborate speaks to his level of experience.
Böylesine hesaplı ve detaylı plan da deneyimini gösteriyor.