Looking at me traduction Turc
4,635 traduction parallèle
Why are you looking at me like that?
Neden bana bakıyorsun?
You're looking at me as if I was...
Bana bakıyorsun eğer ben...
You're smiling and looking at me.
Sen bana bakıyorsun ve gülümsüyorsun.
She was looking at me.
Bana bakıyordu.
Uh, what are you looking at me for?
Neden bana bakıyorsun?
Are they looking at me?
- Beni mi arıyorlar?
People are looking at me!
İnsanlar bana bakıyor!
Why do you keep looking at me?
Niçin bana bakıp duruyorsun?
"Your bright, watery eyes looking at me intensely"
"Senin parlak, sulu gözlerinle, bana yoğun bakışların!"
Why are you looking at me like that?
Bana neden öyle bakıyorsun?
Why are you looking at me like that?
Neden bana öyle bakıyorsun?
It was really weird, because I was walking across the estate and people were looking at me..... and laughing.
Çok tuhaf ya, çünkü sokakta yürürken insanlar bana bakıp bakıp gülüyordu.
Why are they looking at me like that?
Neden bana öyle dik dik bakıyorlar?
And you're looking at me'cause I'm gay?
Eşcinselim diye mi bana bakıyorsunuz?
Looking at me, Lourdes.
Bakıyordu bana, Lourdes.
Just looking at me. Why-
Sadece bakıyordu.
When I hung myself on the girder, I saw him looking at me and crying.
İşten atılmalar ve soygunlar gördük. Bunları görmek beni ağlatıyor.
I think they're looking at me.
Bana bakıyorlar galiba.
I told Wayne to quit looking at me.
Wayne'e bana bakmayı kesmesini söyledim.
Everybody's looking at me, I gotta go.
Herkes bana bakıyor, kapatmam gerek.
'Cause of the way... because of the way you're looking at me right now.
Nedeni bana... Nedeni şu an bana bakış şeklin.
Please stop looking at me like that.
Lütfen bana dik dik bakmayı kes.
Is he looking at me?
Bana mı bakıyor o?
I don't like the way that one's looking at me.
Bana bakışından hiç hoşlanmadım.
We're not getting rid of it, so you can stop looking at me like that.
Ondan kurtulmuyoruz. Yani bana öyle bakmayı kesebilirsin.
The same when I did something wrong like eating bogers, believing no one was looking at me.
Aynı yanlış bir şey yaptığım zamanki gibi sanki pislik yer gibi, kimsenin bana bakmadığına inanırcasına.
Well, don't you be looking at me all accusatory.
- Bana suçlayıcı gözlerle bakma.
I was singing at an open mic night, and he came in and he said he was inspired to write it just by looking at me.
Açık mikrofon gecesinde şarkı söylüyordum,... o sahneye çıktı ve yazmak için sadece bana bakmasının ona ilham verdiğini söyledi.
'A white color Jaguar car zoomed in looking right at me
'Beyaz renkli Jaguar, bana doğru yaklaştı'
I still remember her looking up at me.
Hala bana bakışını hatırlıyorum.
I feel hurt and rejected and I cannot stand here and pretend like anything we do here is gonna make me feel better when just looking at you makes me feel like crap.
Üzüldüm ve dışlanmış hissettim. Ve buraya gelip, sana bakarak kendimi kötü hissederken burada yaptıklarımız iyi hissettirecekmiş gibi davranmaya katlanamıyorum.
When I see him looking, I think, "What's he going to shout at me now for?"
Onu bakarken gördüğüm zaman "Bana şimdi ne için bağıracak?" diye düşünüyorum.
Just keep looking at me.
Bana bakmaya devam et.
And here's me looking out the window at absolutely nothing.
Tamamen durduk yere camdan bakarken.
Source told me the police are looking at him.
Kaynağım polisin onu araştırdığını söyledi.
Looking at them makes me feel better about things.
Onlara bakmak bana moral veriyor.
I still remember her looking up at me.
- Hala bana bakışını hatırlıyorum.
Do you want to tell me what I am looking at?
Bunun ne olduğunu sorabilir miyim?
Scientifically speaking what's probably going on here with the fucking downstairs business is your boner muscles are looking at yourself in the mirror and they're saying, "Jesus Christ, there's no way in hell that any woman is ever gonna fucking let me pump her."
Bilimsel konuşmalara göre alt taraftaki sorunun ereksiyonsuz penisin aynanın karşısında kendine bakıyor ve "Tanrım hiçbir kadın imkânı yok ona çakmama izin vermez," diyor.
Is that why everyone's looking at me?
Saçların çok güzel..
That's exactly... So you could tell how many months pregnant I was by looking at this without actually... without me telling you?
Yani size söylemeden kaç aylık hamile olduğumu buna bakarak söyleyebiliyor musunuz?
Just looking at that bot on Rudy's table makes me think, who is going to remember me?
Rudy'nin masasındaki robotu görünce düşünmeye başladım, beni kim hatırlayacak?
I found this at the crime scene and I slipped it my pocket when the detective wasn't looking in case it's an important clue and could clear my name if they charge me.
Bunu olay yerinde buldum ve cebime attım gizlice detektif bakmazken eğer beni suçlasalardı bunu adımı temize çıkarmak için kullanacaktım.
If I had just told Declan where I was instead of lying, he wouldn't have come looking for me at Grayson Global.
Eğer yalan söylemek yerine Declan'a nerede olduğumu söyleseydim Grayson Global'a beni aramaya gelmezdi.
To me, what was most striking about the Vermeers, as a video guy, I'm looking at this image, and I see a video signal.
Bana göre, bir video adamı olarak, Vermeer'in en çarpıcı yanı Bu görüntüye bakıyorum, ve bir video sinyali görüyorum.
Chief was keeping me apprised of his case. Says they're looking at a couple of Carl Elias'men as the shooters.
Komiser beni dava konusunda bilgilendiriyordu da süpheli olarak Carl Elias'in bazi adamlarini ariyorlarmis, öyle dedi.
I'm looking at profiles of guys who winked at me on TrueRomantix.
TrueRomantix'te bana göz kırpan erkeklerin profillerine bakıyorum.
You know, when I was taken... when I was being held at least I knew you guys were looking for me.
Kaçırıldığımda... Esir tutulduğumda en azından sizin beni aradığınızı biliyordum.
Tell me we're looking at the same thing.
Aynı şeyi görüyoruz değil mi?
You want to tell me why I'm looking at no foundation?
Neden olmayan bir temele baktığımı söyler misin?
I'm not Teo, at least not for the people looking for me.
- Ben Teo değilim, en azından beni arayanlar için.