Low profile traduction Turc
673 traduction parallèle
It's enough if I just keep a low profile.
Kendimi biraz gizlesem yeterli.
Low profile.
- Dikkat çekmeden.
Shh. Tryin'to keep a low profile.
Dikkat çekmemeye çalışıyorum.
We're going by a new operational plan, keeping a low profile.
Yeni plana göre gidiyoruz, düşük profille.
Maintain a low profile these few days
ama bu sıralar çok dikkat edin!
Had to its low profile it was difficult to sight it, over all at night.
Özellikle de geceleri, küçük görünüşleri nedeniyle, rahatlıkla seçilemiyorlardı.
The low profile already not constituía great advantage.
Alçak siluet bir avantaj olmaktan çıkmıştı.
We'll succeed when the crown prince goes into action We better be careful and keep low profile
Velihat pirens yanımızdayken mutlaka kazanırız ama dikkatli olup, riske girmemekde fayda var
When you're responsible for the lives of civilians crammed onto slow barges, you have to keep a low profile.
Yavaş mavnalara tıkılmış yüzlerce sivilin hayatının sorumluluğunu taşıyorsanız dikkat çekmemek zorundasınız.
But for a person like you smart and capable, but of low profile the Prince will be lax in guarding against
Ama senin gibi aslında akıllı, yetenekli.... ama tanınmamış birisini görürlerse savunmasını daha gevşek tutar... ve sende daha rahat kanıt toplayabilirsin!
Lots of people here keep a low profile, if you don't want others to know how you look like, you can cover your face with it.
Buradaki insanların oldukça karışık geçmişleri var, Diğerlerinin sizin yüzünüzü görmelerini istemiyorsanız, Bu örtüyü kullanabilirsiniz.
It doesn't exactly maintain a low profile.
Dikkat çekmemek için özel bir çaba sarfetmiyor gibi.
That sounds like him. It seems to me he got in trouble with the boys in Vegas last year. He's been keeping a low profile.
Aniadigim kadarıyla geçen yıl Vegas'taki çocuklarla başı derde girmiş ve bir süre dikkat çekmek istemiyor.
We're just keeping a low profile for a while.
Yalnızca bir süreliğine dikkat çekmiyoruz.
He uncovered Joseph Cardone... stock manipulator with a low profile, heavy clients, tax shelter expert.
Joseph Cardone'yi açığa çıkardı. Dikkat çekmemeye çalışan bir hisse senedi dolandırıcısı. Ağır müşterileri var, vergi koruması uzmanı.
He'll keep a low profile and won't do a thing to call attention to himself.
Eskisi gibi davranıp, dikkat çekecek bir şey yapmayacak.
Things aren't good right now for you guys. Keep a low profile.
Şu sıralar ortalık kötü, dikkatleri üzerinize çekmeseniz iyi olur.
- She wants to keep a low profile on the whole thing so I don't think I can put you to work on it.
Kendisini bütün o konularda geri planda tutmak istiyordu. Bu nedenle sizin onun üzerine salamam.
They're asking us to keep a low profile.
Hayati tehlikeyi atlatana kadar kimliğini gizli tutmamızı istiyorlar.
If Simmons picked this neighborhood because of its low profile, he made a great choice.
Eğer simmons bu mahalleyi dikkat çekmemek için seçmişse iyi bir seçim yapmış.
You know, Jimmy, with your low profile, you need a press agent.
Biliyorsun Jimmy dikkat çekmemen için basın danışmanın olmalı.
The journey to America was exciting but I had to keep a low profile... because it wouldn't do for the frenzied fans... to know that John had a wife and a baby at home.
Amerika seyahati çok eğlenceliydi ama ben dikkat çekmemeliydim. Çünkü çılgın hayranlarının... John'un bir karısı ve bebeği olduğunu öğrenmeleri iyi olmazdı.
Well, at least it didn't frighten you into keeping a low profile.
Neyse, en azından düşük profilini... korumak için seni ürkütmemiş.
Our family wants to keep a low profile, to avoid vengeance of the enemies.
Ailemiz çok mütevazi takılır... böylece nazarlardan uzak olur!
But you don't take a low profile, either.
Ama yatıştırıcı da değilsin.
It's Admiral Greer's idea of a low profile.
Bu, Amiral Greer'in fikriydi.
But the bank is keeping a very low profile.
Ama banka kendi ismi lekelenmesin diye
I keep a low profile, okay?
Kendini belli etmemelisin.
You got to keep a low profile.
Göze batmamaya çalışmalısın.
A low profile.
Göze batma.
Keep a low profile.
Göze batmayacaksın.
But you always said, "Keep a low profile."
Ama sen hep, "Göze batma", derdin.
I'm sure you want a low profile.
Sizin de dikkat çekmek istemediğinize eminim.
I think there's more involved here than keeping a low profile.
Sanırım burada dikkat çekmemekten daha önemli şeyler var.
Our wedding will have to be very low profile.
Bizim evlenmemiz biraz zorlaştı.
Keep a low profile until your ship arrives.
Gemin gelene kadar göze batmamaya çalışmanı öneririm.
You gotta keep a low profile.
Göze batmayacaksın.
Keep a low profile for a while.
Bir süre fazla göze batma.
I'm gonna keep a low profile tonight. If that's all right with you?
Eğer sana da uyarsa bu akşam pek ortalarda olmayacağım.
Low profile. Try not to do anything nice for a few days.
Birkaç gün iyi bir şey yapmayın.
Low profile! Do you understand the meaning of the words "low profile"?
"Göze batma." Göze batma deyiminin anlamını biliyor musun?
Let me tell you what "low profile" is not.
Göze batmanın ne demek olmadığını söyleyeyim!
They want everyone in the Watch... who's managed to go undetected, to keep a low profile.
Fark edilmemeyi başaran bütün Bekçiler'in dikkat çekecek davranışlardan kaçınmalarını istiyorlar.
We're better off with Marcus keeping a low profile right now.
Marcus'un fazla ortalarda görünmemesi daha iyi.
This friend wants to keep a low profile.
Bu arkadaşın bir süreliğine gizlenmesi gerekiyor.
I thought we were supposed to be a low-profile outfit.
Dikkat çekmememiz gerektiğini sanıyordum.
Ah, swallow your pride, J.C. Ferber's is a low-profile account.
Gururunu bir yana bırak J.C. Ferber önemli müşteri değil.
But if we do this, it's got to be low-profile.
Bu işi yapacaksak, dikkat çekmemeliyiz. Gizli olmalı.
You sure impound didn't have anything more low-profile?
Daha az gösterişlisi yokmuydu söylesene?
Lois, I think we should keep as low a profile as we can.
Lois, mümkün olduğu kadar az dikkat çekmeliyiz diye düşünüyorum.
We'll keep everything nice and low-profile.
Her şeyi faza dikkat çekmeden haedeceğiz.