English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ M ] / Makes sense to me

Makes sense to me traduction Turc

425 traduction parallèle
Well, that makes sense to me.
Bunu anlıyorum.
Makes sense to me, all right.
Bence mantıklı.
That makes sense to me, Inspector.
Bana mantıklı geldi, dedektif.
A syndicate makes sense to me.
Ortaklık bana mantıklı geliyor.
It makes sense to me.
Bana mantıklı göründü.
- Somehow that makes sense to me.
- Nedense bana anlamlı geldi.
All that makes sense to me is hunger.
Bütün bunların bende çağrıştırdığı tek şey açlık.
Makes sense to me.
Hey Ben Bu Yapmayacağım..
- Makes sense to me.
- Bana mantıklı geldi.
No, it actually makes sense to me.
Hayır, aslında mantıklı geliyor.
I don't know about you Earl, but that makes sense to me.
Seni bilmem Earl ama bu bana mantıklı geliyor.
It makes sense to me.
Bana mantıklı geliyor.
- Makes sense to me.
- Mantıklı geldi.
- Gotcha. - It makes sense to me.
- Bence de mantıklı.
It all fucking makes sense to me now.
Şimdi bütün bu lanet şeyler bana mantıklı geliyor.
Makes sense to me.
Bence mantıklı.
Makes sense to me.
Bana göre mantıklı.
- It makes sense to me.
- Bana göre anlamlı.
And it makes sense to me.
Böyle olması da mantıklı geliyor.
- Makes sense to me.
- Mantıklı.
Makes sense to me.
Anlamlı.
You're the one freaky thing in my freaky world that still makes sense to me.
Tuhaf hayatımda benim için hala bir anlamı olan tek tuhaf şey sensin.
This makes less sense to me than it does to you.
Ben de sizin kadar şaşırdım.
It makes no more sense to me than Chinese music.
Benim için Çin müziği kadar anlamsız gelmeye başladı.
It even makes sense to believe in me now.
O bile artık bana inanman gerektiğini söylüyor.
To me that makes sense.
Bence mantıklı olan bu.
It makes no sense to me.
Bana mantıklı gelmiyor.
Really, the local mayor makes more sense to me.
Vallahi belediye başkanı bile daha anlamlı konuşuyor.
It makes perfect sense to me.
Bence son derece anlamlı.
Makes more sense for me to be busting their heads, than busting yours.
Senin kafan yerine onların kafasını kırmak bana daha mantıklı geliyor.
The only time this plan makes any sense to me is when I'm drunk.
Bu plan bana sadece sarhoşken mantıklı geliyor.
That's why this thing makes no sense to me.
- İşte bu yüzden çok saçma.
Then it makes no sense to me at all.
O zaman benim için hiçbir şey ifade etmiyor.
You know, if I may say so, Louisa it makes perfect sense to me.
Biliyor musun, Louisa bu bana çok mantıklı geliyor.
So until you can tell me something that makes one ounce of sense, then we're all going home, and that's all there is to it.
Bu yüzden sen bana birşey anlatana kadar tek gerçek bu sonra hepimiz eve gideriz, ve orada olacak hepsi bu.
In the middle of all of this.. I started to think about the one thing that makes me feel really good.. .. and makes immediate sense..
Tüm bu olan bitenin ortasında bana kendimi iyi hissettiren, bir anlam ifade eden bir şey bulmaya çalıştım ve bu sensin.
So, um, the only plan that makes sense is to give it to Bud and me.
Ama hatırla, Peggy, erkekler küçük çocuklar gibidir.
I worked my ass offto make enough money to provide you with a good life, and you owe me a reason that makes sense.
Sana iyi bir hayat sağlamak amacıyla yeteri kadar para kazanmak için kıçımı yırtıyorum ve bana mantıklı bir sebep borçlusun.
This makes a hell of a lot of sense to me, boy.
Bu bana baya mantıklı geliyor, oğlum.
So they close the book on JFK. Makes perfect sense to me.
Dosyalarımı sen karıştırdın, seni aşağılık sürüngen!
It makes no sense to me.
Bana çok anlamsız geldi.
Makes perfect fuckin'sense to me.
Bana hiç de anlamsız gelmiyor.
Many people come up to me and say that had they been there, they surely would have died. But that makes no sense.
Pekçok insan bana gelip, kendileri orada olsaydı, kesin ölmüş olacaklarını söyledi.
Pearce, this will make no sense to you, as it makes no sense to me, but the moment I saw Lady Celia I was captivated by her.
Pearce, bu seniniçin bir anlam ifade etmeyecek, bana da etmediği gibi, ama Leydi Celia'yı gördüğüm an onun tarafından büyülendim.
It makes more sense for me to go.
Benim gitmem daha mantıklı gibi geldi.
It all makes sense to me.
Aklıma yatıyor yani.
It makes perfect sense to me.
Bence çok mantıklı.
It makes perfect sense to me.
Bana mükemmel derecede mantıklı geliyor.
That's how my life makes sense to me.
Sen bir ölü olsaydın hayatım daha farklı olurdu.
Oh? That makes no sense to me.
Bu bence pek mantıklı değil.
What really makes no-no-no fuckin'sense to me... Is the way you were raised, with your upper-crusty fuckin grey poupon background, There's nobody you can go to to get some of the scratch?
Benim anlamadığım, arasında yetiştiğin o eğitimli insanlar sana gittiğin pahalı okullarda "Parayı harcama ama geri ödeme." mi dediler?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]