Maybe i'm not traduction Turc
2,200 traduction parallèle
- Maybe I'm not coming.
- Gelmem belki o zaman.
Spending some time with your boys, Realizing maybe you're not as soft as I've been treating you. - No.
Sizinkilerle geçirdiğim vakitte anladım ki sana davrandığım kadar yumuşak değilmişsin aslında.
Maybe I'll stay and try and convince him not to shoot you.
Belki de burada kalıp, seni vurmaması için onu ikna etmeye çalışmalıyım.
Not that I can see, but maybe a description's enough.
Gördüğüm kadarıyla yok ama belki evin tanımı yeterli olur.
â ª â ª maybe she could â ª â ª not really ever see â ª hey. I didn't hear you pull up.
Arabanın sesini duymadım.
I'm not going to lie. I think we should maybe start a band.
Yalan söylemeyeceğim- - Bence bir grup kurmalıyız.
No, no, no, maybe I'm not teenager enough for you.
Hayır, belki senin için yeterince yeniyetme değilimdir.
I just, maybe... I don't know if it's that or I'm afraid that maybe my life is gonna change and I'm not ready for that.
Belki de bundan... bilmiyorum ya da hayatım değişecek ve ben buna hazır değilim korkusundan.
You know, I'm starting to get the feeling That maybe this "looking for help" thing Was not such a good idea.
Bilirsin, Bu "yardım istiyorum" işinin pek de iyi bir fikir olmadığını düşünmeye başladım.
Okay, yeah, maybe she wasn't thrilled about the head wound and some of my theories, but I certainly did not touch her.
Tamam, evet belki bazı teorilerimden ve kafasındaki yaradan etkilenmedi ama ona kesinlikle dokunmadım.
Maybe it's'cause I'm not from New York.
Belki de New York'lu olmadığım içindir.
No, what I'm saying is that maybe now's not the best time. Yeah.
Hayır, demek istediğim, belki de bu iyi bir zaman değildir.
And I want him to be pointing at some other guy, because that means that maybe, just maybe I'm not his biological son.
Beni diğer adamlara parmakla göstermesini istiyorum. Çünkü bu, onun sadece biyolojik oğlu olmadığım anlamına geliyor.
Well, I'm not sure if anyone's forgiven him, but... maybe he's right, that fulfilling Destiny's mission is our best chance of getting home one day.
Kimsenin onu affettiğini sanmıyorum ama belki de haklıdır belki Destiny'nin görevini tamamlamak bir gün eve dönmemiz için en iyi şansımızdır.
I'm not going to be very well, maybe for quite a long time.
Belki uzunca bir süre, çok sağlıklı olmayacağım.
Well, maybe I'm not a father,
Baba olmayabilirim. Ama bir babanın oğluyum.
Maybe not. But I'm leaving you.
Belki gitmezsin ama ben gidiyorum.
- Maybe I am alone. Maybe I always will be. But I'm not trying to lose myself in the bottom of a bottle.
Belki yalnızım, belki hep yalnız kalacağım ama hiçbir zaman şişenin dibinde kendimi kaybetmeye çalışmayacağım.
Maybe because I'm not 12 anymore.
Çünkü artık 12 yaşımda değilim de.
I was thinking I should... Maybe I should take out the part about the gum, but I'm not sure.
Aslında sakız kısmını çıkarsam mı diye düşünüyorum ama pek emin değilim.
Uh, maybe because I'm not made of plastic, Mr. Potato Head.
Plastikten olmadığım içindir Bay Patates Kafa.
Maybe, but I'm not gonna sit here on all fours and watch those two die, okay?
Olabilir ama burada oturup o ikisinin ölmesine seyirci kalamam, anladın mı?
Maybe that's the problem- -'cause I'm not your little girl anymore.
Belki de sorun burada. Çünkü artık senin küçük kızın değilim.
I mean, if it's this hard to get to the ocean, maybe I'm not supposed to see it. Maybe that's the point.
Yani okyanusa gitmem bu kadar zorsa belki de görmem gerekmiyordur.
I feel like a crappy mom already, or... or maybe it's because I had a crappy mom who-who did not offer me one ounce of support during the hardest time of my life, when I was pregnant with Lux.
Ya da belki hayatımın en zor anlarında Lux'a hamileyken yanımda hiç olmayan b.ktan bir annem olduğu içindir.
maybe it's that I'm not.
Belki mesele benim genç olmamam.
I don't know either. Look... I'm not big on giving people advice, especially when it butts up against my own happiness, but maybe you should spend a little time making sure that I'm your best move.
Dinle insanlara tavsiye vermek konusunda çok iyi değilimdir özellikle de kendi mutluluğuma gölge düşürebilecek durumlarda ama belki de, senin için doğru bir karar olduğuma kanaat getirene dek biraz beklemelisin.
When you came in, with all your energy and your wonderful ideas, I started feeling like maybe you were gonna help me put it all back together. My house, not my life.
Sen gelince tüm enerjin ve müthiş fikirlerinle dedim ki belki toparlamama yardım edebilirsin evimi, hayatımı değil.
I think that maybe a penalty, but I'm not sure who gets it...
Bence bu bir faul olabilir ama kime vereceğimi bilemedim.
Maybe, you know, maybe I need to grow up, maybe I'm a bit of a baby, but at least I'm not a cheater, you know?
Belki, belki de olgun olmam gerekiyor,... belki de biraz çocuksuyum, ama en azından aldatan ben değilim.
- Maybe for you, Mom, but I'm not you.
- Belki sana saçma, anne, ama bana değil.
Maybe because I'm not Jewish?
Yahudi olmadığım için olabilir mi?
- Since you weren't picking up the phone, I thought I'd come here to visit. But maybe that was not such a good idea.
Ya sen telefonları açmayınca ben de burada şansımı deneyeyim dedim ama pek iyi etmedim galiba.
Maybe I'm miserable, maybe I'm the only one who isn't enjoying it, but if I'm not enjoying it, I shouldn't be here.
Sefil durumdayım. Eğlenmeyen tek kişi benim galiba. Eğlenmediğime göre burada olmamalıydım.
Maybe I'm not pretty enough. I can be pretty!
Belki de yeterince güzel değilimdir.
Maybe, but I'm not making the same mistakes he did.
Olabilir ama ben onun yaptığı hataları yapmayacağım.
Maybe I do, but I'm not spending it on him.
Ama o herif için harcamam.
Maybe not, but I'm saying it.
Olabilir ama burada kararı ben veririm.
I'm not sure I know either right now, but maybe someday when I do figure it out... I hope you will, too.
Ben de bilip bilmediğimden emin değilim ama belki bir gün anladığım zaman umarım sen de anlarsın.
No. Maybe not in the way you were picturing, but I stayed up all night working on a new concept, all right?
Belki senin kafandaki gibi değil ama bütün gece oturup yepyeni bir fikir üzerine çalıştım.
Maybe I should quit seeing my oncologist and just write down everything Jackie says.
Belki de onkoloğumla görüşmeyi bırakıp Jackie'nin ağzından çıkan her şeyi not almalıyım.
You and Lenny, I'm not quite clear on that one yet, but, you know, maybe someday.
Lenny konusunu ise, tam çözebilmiş değilim ama belki bir gün o da olur.
Of course, I'm a philosopher, so maybe I'm not seeing it, but...
Anlayabiliyorum, bizler her şeyi biliyor değiliz.
Maybe I'm not cut out to be a dad.
Belki de babalık için biçilmiş kaftan değilimdir.
Cool, maybe I am a coward, but I'm not an idiot like you.
Ödlek olabilirim ama senin gibi salak değilim.
I'm really not afraid of anything... Maybe
Aslında hiçbir şeyden korkmuyorum.
Maybe I'm not cut out for this.
Belki de bu iş için uygun biri değilim.
- Maybe I'm just not funny.
- Belki de komik değilimdir.
Maybe because I'm not working.
Belki çalışmadığım için.
I understand your argument, except I am in the Shiva Bowl, and you are not, so maybe there is something to my theory of not tinkering with your team.
Demek istediğini anlıyorum ama unutma ki finalde olan benim, sen değil ve belki de benim senin takımına karışmama teorimde bir doğruluk payı vardır.
It's not that, maybe I'm wrong
Boşuna heveslenmişim.
maybe i'm 26
maybe i'm crazy 23
maybe i'm wrong 61
i'm not sure 2759
i'm not 8792
i'm not perfect 83
i'm not good enough 20
i'm not gay 270
i'm not lying 421
i'm not talking to you 216
maybe i'm crazy 23
maybe i'm wrong 61
i'm not sure 2759
i'm not 8792
i'm not perfect 83
i'm not good enough 20
i'm not gay 270
i'm not lying 421
i'm not talking to you 216
i'm not hungry 746
i'm not interested 449
i'm not crazy 409
i'm not gonna lie 224
i'm not lying to you 65
i'm not ready 311
i'm not stupid 389
i'm not angry 208
i'm not afraid anymore 37
i'm not here 238
i'm not interested 449
i'm not crazy 409
i'm not gonna lie 224
i'm not lying to you 65
i'm not ready 311
i'm not stupid 389
i'm not angry 208
i'm not afraid anymore 37
i'm not here 238