English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ M ] / Maybe it's me

Maybe it's me traduction Turc

1,166 traduction parallèle
Ling, maybe it's her perfect, perfect face, I don't know, but the idea of kissing her, it doesn't gross me out.
Belki mükemmel suratı yüzünden Ling'i öpme fikri beni iğrendirmiyor.
Maybe it should be you up here instead of me?
Belkide burda benim yerime sen olmalısın
Maybe it's me.
Benim.
Maybe it's too late for me.
Belki benim için artık çok geç.
Maybe it's the horrific things we've seen, but hippos wearing tutus don't unnerve me the way they used to.
Belki gördüğümüz onca korkunç şeydendir ama, balerin eteği giymiş bir suaygırı bana eskisi kadar ürkütücü gelmiyor.
- Maybe it's because I've seen my share of monsters, and I haven't told anybody about them because I didn't want them to laugh at me either.
- Belki de ben de canavarlar gördüğüm için, ve bana gülmelerini istemediğim için kimseye anlatmadım.
To the untrained ear, maybe, but to me it's just the same double speak.
Bilmeyen böyle düşünür. Ama bence öyle demiyor.
- Well, maybe it's because you still haven't offered me any kind of explanation for what you wrote.
Belki de yazdıkların için hâla bana bir açıklama yapmadığın içindir.
Maybe it's just me being totally insecure but... when I gave Noel that ticket, you know to go back to Los Angeles... he was really touched, but he seemed sort of distant and, um... and he wasn't sure if he could go... and I didn't really know why. Ruby...
Ruby- -
Well, maybe that's why I said to leave me out of it.
Belki de bu yüzden beni karıştırmayın dedim
Or maybe it was you deceiving me to implement your pacifist philosophy.
Veya belki de sen pasif felsefeni benim üzerimde uygulamaya çalışıyorsundur.
Maybe it's not me at all.
Belki bu tılsım bana gönderilmemiştir.
But I've searched so long, I just thought that if your friend had found a way to ease people's suffering...,... that maybe she could share it with me.
Ama çok uzun zamandır araştırıyorum. Ben sadece, eğer arkadaşın... insanların acı çekmesini azaltacak bir yol bulduysa, belki onu benimle paylaşır diye düşündüm.
Maybe he tried to hurt me by taking Isabelle, but it's over!
Belki Isabelle'i alarak beni incitmek istedi, ama artık bitti!
- Maybe that's not fair, and I'm reading all kinds of things wrong... but it sure felt that way to me.
Belki de haksızlık ediyorum, bazı şeyleri yanlış anlıyorum ama ben bundan emindim.
Here, let me test this out for you, because I'm worried that maybe it's not... § You may not have §
Çünkü şey konusunda endişeliyim. Evet bu iyi.
So, I thought maybe if you and the baby came to stay with me for a while... that you could take care of it for me.
Düşündüm ki belki sen ve bebeğin bir süreliğine benimle kalmak istersiniz ağaca da benim için bakmış olurdunuz.
You know, the Lord got me to thinking the other day that maybe it's time that I stopped preaching
Bilirsiniz işte, Tanrı geçen gün düşünmemi sağladı belki artık vaaz etmeyi bırakma ve
He assures me it's 14th Century... but these materials, maybe early 15th.
Bana sorarsan 14'üncü yüzyıl yapımı. Fakat kullanılan malzemeye göre 15'inci yüzyıl başları olabilir.
And if you can be with me on this if you can think it's possible that I can do it then I think maybe I can.
Bana destek verebilirsen başarabileceğimi düşünebilirsen belki de yapabilirim.
I don't know, maybe it's me, but that sounds pretty fucking definitive.
Belki bana öyle geliyor ama bence çok bariz.
If you could just tell him that you'd met me and let him know what he's doing to me, maybe, coming from you, it might mean something.
Ona benimle tanıştığınızı söyler, bana yaptıklarını bildiğinizi hissettirirseniz belki sizin söylüyor olmanız bir anlam ifade eder.
Maybe it happens in towns too... but when my job brings me out to the country...
Belki kasabadakiler de böyle yapıyordur. Fakat ne zaman iş dolayısıyla şehir dışına çıksam,..
Or maybe you'd run down our street naked screaming your head off. - You can hate me. It's okay to hate me.
Eve barda tanıştığın bir beceriksizi mi getireceksin, yoksa çıplak halde sokakta bağırarak mı dolaşacaksın, bilmiyorduk.
Maybe she's not the one for me. Is it because she's a woman?
Kadın olduğu için mi?
Maybe it's Mel wondering why it's taken me half an hour to put on insect repellent.
Belki de Mel'dir.
I thought you maybe liked me, but it's obvious that you're not interested.
Belki benden hoşlanıyorsun sanmıştım, ama ilgilenmediğin açık.
Maybe it's just me, but I always thought when one got some leave,..... one actually left.
Belki sadece ben, ama birisi biraz ara vermek zorunda kalırsa diğerleri de gerçekten biraz ayrılmalı.
I... You know, maybe it's me, but you do.
Biliyor musun, belki sorun bende.
That's a pretty big decision to make all on your own. Maybe you and me and Jackie should all get together and discuss it.
- Kendi başına almak için büyük bir karar bu Belki sen, ben ve Jackie bir araya gelip, hep beraber tartışmalıyız bunu.
Maybe because my frame of reference extends beyond boy bands and butt-robics, or maybe, just perhaps, it's because he sees a good long-term prospect with me rather than a good hour and a half with you.
Belki de ilgi alanlarım oğlan müzik grupları ve popo jimlastiğinin ötesine geçtiği için veya seninle 1,5 saat hoşça vakit geçirmek yerine benimle uzun vadeli bir beraberliği olabileceğini gördüğü içindir.
Oh, hmm. I don't know. Maybe it's because you've been yelling at me for 17 years.
- Bilmem, belki de 17 yıldır bana bağırdın içindir.
I think you're angry because life didn't turn out exactly the way you wanted it to... and, uh, maybe you think if you yell at me... I won't let life push me around too.
Sen sinirlisin çünkü hayat senin olmasını istediğin gibi gitmedi Ve sen de bana bağırırsan aynısının bana olmasına izin vermeyeceğini düşündün.
Maybe it's not me.
Belki ben değilimdir.
Excuse me, it's maybe important.
Affedersiniz, önemli olabilir.
No, b-but if it's OK with you... m-maybe I can take m-my friends with me?
Sakıncası yoksa arkadaşlarımı alıp gitmek istiyorum.
Then again, maybe it's me, maybe I've got the whole thing wrong... We should drop the whole thing.
Belki de ben yanlış anladım.
I don't know, there's always doing a doing a job right ; I want to get some feedback, you know... people to talk to me, but then again, maybe I'm the only one that it upsets...
Eğer bu işi yapacaksam, seçeneklerim olmalı.
Or maybe it's me, who only thinks like that.
Belki de böyle düşünen bir tek ben varım
Maybe you remember? It's the one about my real father My grandfather told me the whole ugly truth about it
Belki hatırlarsınız, daha önce gerçek babamla ilgili gerçekleri öğrendiğimi söylemiştim.
My brain trust tells me... that it's time that the Bears started rooming together by position... that maybe it's not a good idea anymore... that the guys be split up by race.
Danışmanlarım bana, Şikago Bears'in artık oynadıkları pozisyona göre... eşleştirilme zamanının geldiğini söylüyor. Artık oyuncuların ırklarına göre odalara dağıtılması... iyi bir fikir değil.
Maybe it's my pilot's gut, but something tells me this crew is not flying straight and level.
Belki pilot içgüdüsü ama bu. tayfanın düzgün seviyede uçmadığını söylüyor
And maybe it's not such a good idea for you to piss me off.
Ve belki de beni kızdırman o kadar da iyi bir fikir değil.
You can also tell me that the dog ate your homework, or maybe eating Twinkies made you do it, or maybe, yeah, that there's really a wicked, demonic creature living inside you that takes control of your body and forces you to do its bidding.
Ödevini köpeğin yediğini... veya Twinkies yediğin için olduğunu söyleyebilirsin. Ya da içinde bir iblisin yaşadığını ve vücudunu kontrol altına alıp sana pis işlerini yaptırdığını iddia edebilirsin.
Maybe it's me.
Belki sorun bendedir.
Or maybe it was his way of telling me to butt out.
Belki de burnumu sokmamamı söylemeye çalışıyordur.
Maybe it's just me, but it seems like these Vulcan star charts take all the fun out of it.
Belki de sadece bana öyle geliyor ama görünüşe göre yıldız planları çıkarma bahanesiyle tüm eğlenceli dış göreve Vulcan gidiyor.
Well, maybe it's in your best interest not to have me there.
Belki de orada olmamam senin yararınadır.
Um, maybe it's just me...
Belki de sadece bana öyle geliyor- -
Maybe it was a wrong number, or my girlfriend checking up on me.
Belki yanlış numaraydı ya da sevgilim beni kontrol ediyordu.
AND SEEING HOW MISERABLE YOU LOOKED AT THE BAR MADE ME THINK MAYBE YOU NEEDED TO SEE IT TOO.
Ve sizi barda bu kadar keyifsiz görmek sizin de ışığı görmeniz gerektiğini düşündürdü.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]