English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ M ] / Mentally

Mentally traduction Turc

1,825 traduction parallèle
Dear Big Brother, may I say how impressed I was at your inclusion of a clearly mentally unhinged woman into the house?
Sevgili BBG, bariz olarak akli dengesi yerinde olmayan bir kızı eve dahil ederek beni çok etkilediğinizi söylemek istiyorum.
Even if she's not mentally ill, this is in very poor taste.
Kafadan sakat olmadığını farz edersek bile, yine de bu çok bayat bir numara.
Mentally, it's another story.
Ama, aklen, apayrı bir hikâye.
St. Hubert's school for the physically and mentally disabled.
"St. Hubert'in fiziksel ve ruhsal engelliler için okulu".
Because we're mentally ill.
Çünkü biz akıl hastasıyız.
They're mentally ill, they can't even paste stamps.
Onlar akıl hastası, pulları bile doğru yapıştıramıyorlar.
You're frustrated because the Union kicked you out, you want to get even by deceiving these poor mentally ill.
Birlik seni şutladığı için hayal kırıklığına uğramışsın. Bu zavallı akıl hastalarını dolandırarak kendine pay çıkarmaya çalışıyorsun.
Give a store to the mentally ill?
Dükkanı akıl hastalarına mı emanet edeceksiniz?
Two : the Co-operative chooses Dr. Furlan's approach which holds that the medication can be lowered by 50 %, therefore the members are seen as workers and not as mentally ill.
İki : Kooperatif doktor Furlan'ın ilaç alımınının % 50'ye kadar azaltılmasına yönelik olan yeni yaklaşımını seçerler.
Please, don't report him, they're just two poor mentally ill guys, it's not right to ruin them.
Lütfen, onu dava etmeyin. Onlar sadece iki zavallı akıl hastası, onları mahvetmek doğru değil.
"Am I mentally ill or something?"
"Yoksa kafadan sakat mıyım?"
Hey, why don't you go be mentally challenged someplace else?
Hey, sen gerzekliğini sergilemek için neden başka bir yere gitmiyorsun?
He's mentally ill. - Sure.
Akıl hastasıdır.
And help Ji-hyuk take care of his mentally - disabled mother?
ve Ji-hyuk'un zihinsel özürlü annesine de yardım ediyorsunuz ona iyi bakması için değil mi?
The mentally incurable, condemned as the bad seed, went to experimental gas chambers.
Zihnen tedavisi mümkün olmayan ve ayıplanan bireyler deney amaçlı gaz odalarına yollandı.
You must be mentally prepared to die.
Ölmeye hazır olmalısınız.
Why don't we just mentally shake hands?
Biz en iyisi zihnimizden el sıkışalım.
Today we'll be preparing one of Buck Howard's original recipes from his new book, "Mentally Cooked."
Bugün Buck Howard'ın kendi tariflerinden birini hazırlayacağız. Kitabının ismi de, "Zihinde Pişme."
You know, if... intelligence was the supreme value, then the mentally retarded were the greatest sinners.
Anlıyorsun değil mi? Şayet... zeka en büyük değer ise, o zaman zihinsel özürlüler en büyük günahkarlardı.
Are these guys mentally sound?
Artık buna bir son veriyorum.
Braunstein's lawyer says his client was mentally ill at the time.
Braunstein'in avukatı, zanlının o sırada akli dengesinin bozuk olduğunu açıkladı.
The homeless who are mentally ill, the homeless who are drug-addicted.
Akıl hastası evsizlere ya da uyuşturucu bağımlısı evsizlere.
Are you mentally defective or something?
Konuştuklarınız size mantıklı geliyor mu?
Simple Jack, the story of a mentally impaired farmhand who can talk to animals, was a box office disaster that many critics called, "One of the worst movies of all time."
Sıradan Jack, hayvanlarla konuşabilen zihinsel özürlü bir ırgatı konu alan film, tam bir gişe faciası oldu. Birçok eleştirmen "Gelmiş geçmiş en kötü filmlerden biri" yorumunu yaptı.
- Mentally unstable.
- Akli denge yetersizliği.
Indications are that he may be mentally incapacitated and therefore additional prosecutions would prove redundant.
İzlenimler adamın zihinsel özürlü olabileceğini gösteriyor bu yüzden ilave kovuşturmalar gereksiz olacaktır.
Prepare myself mentally, remind myself not to tell the story about my molars...
Kendimi zihnen hazırlanırım, azı dişlerimin hikayesini kafamdan silerim.
A stunning play by mentally ill newcomer Philip Fry.
Akli dengesi bozuk Philip Fry'dan müthiş bir hareket.
What the families of patients complain about by enlarge... is that not every mentally ill person can be cured.
Hastalarımızın aileleri büyümemizden şikayet etse de her zihinsel hastayı tedavi edilebiliriz demek değildir.
Like, mentally?
Zihinsel olarak?
Mentally.
Mecazen.
He was a mentally retarded boy we went to school with.
Okuldan zekâ geriliği olan bir çocuktu.
I'm not mentally ill, okay?
Akıl hastası değilim, tamam mı?
Are you mentally ill?
Aklından zorun mu var?
Hospitals cramped with the mentally ill. Those who see clearly the truth.
Hastanelerde sıkışıp kalmış akıl hastaları gerçeği görüyor.
Purpose - to train a warrior mentally as well as physically.
Amacımız ; bir savaşçıyı fiziksel olduğu kadar zihinsel de eğitmek.
Mr. Massey is mentally ill, Mrs. Devereaux.
Bay Massey'nin akli dengesi bozuk Bayan Devereaux.
I mean, just because somebody goes there doesn't mean that they're mentally... - compromised.
- Yani demek istediğim sırf biri oraya gidiyor diye bu demek değildir ki onların zihin sağIığı bozulmuştur.
The way she talked about being there mentally but not physically.
Yani anlattıkları mantıken doğru ama fiziksel kısmı değil.
Well, this sometimes can be a magnet for people who are slightly mentally dispossessed.
Bu, bazen akli yoksunluk içinde bulunan insanlar için bir takıntı olabilir.
I have a right if you're my brother and you're not mentally competent to make decisions for yourself.
- Eğer sen benim kardeşimsen ve de kararlarını kendi başına veremiyorsan hakkım vardır.
I'm mentally competent!
- Kararlarımı kendim verebiliyorum!
Your mom is in a bad place mentally. Yeah.
Annen ruhsal olarak kötü durumda.
She's mentally disturbed.
Ruhsal olarak rahatsız.
A Vietnamese girl involved in the murder case,... was believed to be mentally retarded, according to police sources.
Polis kaynaklarına göre olaya zeka özürlü bir Vietnamlı genç kız da karıştı.
I could feel him mentally undressing me with his eyes.
Beni gözleriyle çırılçıplak soyduğunu, Hissediyordum.
Turns out, Mrs. Weezmer was crazy, and so the courts placed her in a home for the mentally frazzled, where they could give her the help and care she needed to get well.
Meğerse, Bayan Weezmer deliymiş. Ve mahkeme onu, aklî dengesinin düzelmesi için ihtiyacı olan gerekli ilgi ve yardımı alacağı bir eve yerleştirmiş.
- Are you mentally ill?
- Kafayı mı yedin?
Well, she worked the Tranquility house, a board and care for the mentally ill.
Huzurevinde, akıl hastalarının bakımında çalışıyormuş Lill.
That guy's a spin doctor for the mentally ill.
O adam akıl hastalarının tarafında.
They-they don't like the idea that you're mentally replacing them with someone else.
Başka birinin yerlerine geçmesi fikrinden hoşlanmazlar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]