Morning to you traduction Turc
5,818 traduction parallèle
Good morning to you too.
Sana da günaydın.
Good morning to you all.
Hepinize günaydın.
And good morning to you, too.
- Sana da günaydın.
Top o'the morning to you, matey.
Sabah şeriflerin hayrolsun, ortak.
We can sleep and see how it looks to you in the morning.
Uyuruz, buna da sabah bakarız.
George Tucker's taking you out to breakfast this morning.
George Tucker seni kahvaltıya dışarıya çıkartıyor.
Nice of you to grace us with your presence this morning.
Varlığınızla sabahımızı şereflendirdiniz.
Good morning, teachers, and thank you for coming to this breakfast even though it takes time away from our families, or in my case, the family of possums living in my carport.
Günaydın, öğretmenler, ailelerimizden uzak zaman geçirmemize sebep olsa da veya benim için, garajımda yaşayan keseli sıçan ailesinden uzakta, bu kahvaltıya geldiğiniz için teşekkürler.
I'll be assigning individual suspects for you to investigate later this morning.
İlerleyen saatlerde her birinizi bir şüpheliyi araştırmak için atayacağım.
Where were you from 6 : 00 to 8 : 00 this morning?
Bu sabah altı ila sekiz arası neredeydin?
" What time did you have to get up in the morning?
Sabahları kaçta kalmak zorundaydınız?
I half expected to hear you had cancelled this morning.
Randevuyu iptal edersiniz diye düşünüyordum.
That's the last thing we need during this campaign, so I need you to make Jerry's bed every morning.
Bu kampanya süresince ihtiyacımız olan en son şey, bu yüzden her sabah Jerry'nin yatağını yapman gerek.
He's going to see you in the morning.
Sabaha seninle görüşecekmiş.
But first, I'm going to take my top-o'- the-morning-dump-to-you.
- Ama öncelikle şu sabah tuvaletime girmem gerek.
I got to tell you, this morning, I didn't even know this award existed.
Açıkçası, daha bu sabah, bu ödülün varlığından bile haberim yoktu.
All right, I'm gonna need to see all the photographs you took here this morning.
Pekala, bu sabah burada çektiğin tüm resimleri görmem gerek.
First thing I get out tomorrow morning, you take me out to eat?
Sabah çıkınca, ilk iş olarak beni yemeğe götürür müsün?
I wasn't expecting to see you this morning.
Bu sabah seni görmeyi beklemiyordum.
You're going to need more than big socks this morning.
Bu sabah büyük çoraptan çok daha fazlasına ihtiyacın var.
Do you ever get overwhelmed knowing that you have to brush your teeth every morning and every night for the rest of your life?
Ömrün boyunca dişlerini her sabah ve gece fırçalaman gerektiğini bilmek bunaltıcı mı?
I might just have to play a little gangsta rap at three in the morning, you know what I mean?
Sabah üçte çete kapı çalışı yapmam gerekebilir. Beni anlıyor musunuz?
Look, I have been thinking about what happended this morning and I'd really like to see you.
Dinle, bu sabah olanlar üzerinde düşünüyordum da seninle görüşmek isterim.
I'm just saying it'd be nice to come in Monday morning and not already know what you did all weekend.
Diyorum ki pazartesi sabahı gelip hafta sonu ne yaptığını bilmemek güzel olurdu.
I can get you on the next nonstop to Istanbul tomorrow morning.
Size yarın sabahki aktarmasız İstanbul uçağından bir yer ayarlayabilirim.
Attention Boston baseball fans, if you forgot to check Twitter this morning, you might want to head on down to Boston Pediatric Hospital's charity blood drive.
Dikkat! Boston beyzbol fanları, Eğer bu sabah Twitter'ı kontrol etmediyseniz,
And then when I walked into that church that morning, you were standing right there, and I knew we were meant to be.
Ve o sabah kiliseye adım attığımda sen orada duruyordun, ve beraber olmamız gerektiğini biliyordum.
I came to share with you the interesting conversation I had with Simon this morning.
Bu sabah Simon'la yaptığımız ilginç konuşmayı paylaşmak için geldim buraya.
You can take your results to Dr Graham when you see him tomorrow morning.
Yarın sabah görmeye gittiğinizde Dr. Graham sonuçlarınızı alabilir.
This morning you rudely reminded me that I wasn't a founder of this company and now you want me to hold your hand and help you out?
Bu sabah bana kabaca şirketin kurucusu olmadığımı söylüyordun şimdi de elini tutup yardım etmemi mi istiyorsun?
Pops, Debbie and Lip asked me not to let you light up in the house anymore. Had a little run-in with them this morning.
Sabah biraz kapistik onlarla.
Instead, tomorrow morning, I am going to call my list of who's who who will in turn call their lists, because once word is out that you're a fraud, you will never grift in these circles again.
Onun yerine yarın sabah listemdekileri arayacağım onlar da kendi listelerindekileri arayacaklar çünkü sahtekâr olduğun haberi duyulunca bu ortama asla tekrar giremeyeceksin.
You forgot to have your drink this morning.
Bu sabah karışımını içmeyi unutmuşsun.
I vow to make you breakfast in bed every Sunday morning.
Her pazar sabahı kahvaltını yatağa getireceğime söz veriyorum.
Look, I know that, odds are, the love of my life isn't gonna magically walk through that door in a pumpkin costume at 2 : 43 in the morning but this seems as nice a spot as any to just, you know, sit and wait.
Bak hayatımın aşkının, gecenin 2.43'ünde, bal kabağı kostümü içinde sihirli bir şekilde şu kapıdan geçme olasılığının ben de farkındayım ama sonuçta başka yerde olduğu gibi burada da oturup bekleyebilirim.
Look, I wasn't gonna say anything, but she came at me this morning because she thinks I ratted her out to you, which, granted, I...
Bak bir şey demeyecektim, ancak bu sabah bana geldi çünkü sana onu gammazladığımı düşünüyor ki bende bunu bir şekilde yaptım...
So now, if you'll excuse me, I'm going to go make myself a morning cup of coffee
Şimdi, eğer izin verirseniz gidip kendi sabah kahvemi yapacağım.
Please. I just took over this desk this morning. She's going to freak out if I add you to the schedule.
Lütfen, eğer araya birini sıkıştırırsam sinirden deliye döner.
Come on, man, you barrel in tense as shit to my house this morning, asking me if I put something in your ute.
Bu sabah sıçarken geldin bastın evimi, arabana bir şey koydum mu diye?
♪ Good morning, USA You coming to bed, hon? ♪ And he's shining a salute to the American race ♪
Ve Amerikalılar'a selam vererek ışıldıyor.
Is it the same part of you that forgot to pull up his fly this morning?
Bu sabah fermuarını.. çekmeni unutan aynı parçan mı?
In the morning you'll be assessed by a staff psychologist, speak to a social worker and attend group therapy.
Sabah bir psikoloğumuz tarafından incelenecek bir sosyal hizmet görevlisiyle konuşacak ve grup terapisine katılacaksın.
You have to leave early in the morning.
Yarin erkenden kalkman gerekecek Sabahleyin..
We're sorry to inform you that we found your daughter's body this morning.
Üzülerek bildirmek zorundayız ki, bu sabah kızınızın bedenini bulduk.
How can you listen to this so early in the morning?
Sabahın köründe bunu nasıl dinleyebiliyorsun?
The astrologers told you this morning was the most auspicious hour to march.
Gök bilimciler sana, bu sabahın yolculuk için en hayırlısı olacağını söylediler.
I saw in the paper this morning the Logging Festival's coming up over in your neck of the, you know- - and Greta, you know, she really likes going to that.
Bu sabah gazetede gördüm, Ağaç Kesme Festival'i yaklaşıyormuş. Oldukça uzak bir yerde ve Greta da o festivale bayılır.
So yesterday morning, when your mom came to see you, you don't know why she wanted you to go to the diner with her?
Dün sabah annen seni görmeye geldiğinde seninle neden birlikte lokantaya gitmek istediğini bilmiyorsun yani?
When I wake up in the morning, when I go to bed at night, there you are.
Sabah uyandığımda, gece yattığımda, hep sen vardın.
Oh, is that the same instinct that told you to put on that shirt this morning?
Bu sabah o gömleği giymeni söyleyen içgüdü mü bu?
I can tell you that he spent most of the morning checking various hospitals to see whether you've been admitted as a Jane Doe.
Çoğu sabah hastaneleri dolaşıp, "kimliği belirsiz" olarak yatıp yatmadığına baktığını söyleyebilirim.
to you too 24
to you 1078
to your 24
to your knowledge 54
to your positions 16
to your health 109
to your place 20
to your mother 18
to your left 71
to your family 22
to you 1078
to your 24
to your knowledge 54
to your positions 16
to your health 109
to your place 20
to your mother 18
to your left 71
to your family 22
to your right 61
to your father 32
to yourself 36
you know 156049
you know what 23733
you see 13602
you will be 199
you got this 563
young 1055
you got it 4932
to your father 32
to yourself 36
you know 156049
you know what 23733
you see 13602
you will be 199
you got this 563
young 1055
you got it 4932
youtube 39
your 1839
you suck 398
you can do it 1412
you bitch 789
you okay 9168
you're cute 195
your phone 169
your honor 7894
yourself 387
your 1839
you suck 398
you can do it 1412
you bitch 789
you okay 9168
you're cute 195
your phone 169
your honor 7894
yourself 387
yours 1007
your hat 64
your own 34
you know that 5741
you tell 24
youn 21
younger 104
you're welcome 5601
you are 6060
you got a pen 63
your hat 64
your own 34
you know that 5741
you tell 24
youn 21
younger 104
you're welcome 5601
you are 6060
you got a pen 63