English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ M ] / My brother and i

My brother and i traduction Turc

2,660 traduction parallèle
My brother and I grew up together.
Abimle birlikte büyüdük
My brother and I never shot it.
Kardeşimle hiç ateş etmedik.
Showing up to a parent-teacher conference wearing a turban. My brother and I, our birthdays are 84 days apart, and because of her gambling she couldn't afford to give us individual birthday parties, so we had to have a combined birthday party.
Türban takarak veli toplantısına gelmek Kardeşim ve benim doğum günlerimiz 84 gün ayrı, kumar oynadığı için ikimize de ayrı ayrı doğum günü partisi vermeyi karşılayamıyordu, bu yüzden toplu doğum günü partisi yapıyorduk.
Esteban, one day my father's ranch will be passed on to my brother and I.
Esteban, bir gün babamın çiftliği kardeşime ve bana kalacak.
But I'm happy for you to see it because you're my brother and I love you.
Ama izleyeceğin için mutluyum çünkü kardeşimsin ve seni seviyorum.
My brother and I are job creators.
Kardeşim ve ben iş yaratıyoruz.
When I was a kid, my parents took my brother and I to Vegas.
Ben daha çocukken, ailem beni ve kardeşimi alıp Vegas'a götürdü.
So my brother and I have come to take what is ours.
Yani ben ve kardeşim, bizim olanı almaya geldik.
My brother and I are just here to let off some steam.
Kardeşimle sadece biraz kafa dağıtmaya geldik.
Patrick, you're my brother and I love you, but you're not well.
Patrick, sen benim kardeşimsin ve seni seviyorum ama iyi bir durumda değilsin.
What if I told you my father sold lace on the Long Bridge, and my mother, my brother and I lived with him above our shop?
Size babamın Uzun Köprü'de el işi sattığını söylesem? Annemin, benim ve kardeşimin onunla beraber dükkânın üstünde yaşadığımızı?
My brother's clean and I don't want to ever see your face around him again.
Kardeşim aklanır ve birdaha senin yüzünü dahi onun etrafında görmek istemiyorum.
Before my older brother went to play football for Penn State... he and Brad played together... so I thought maybe he'd say "Hi" to me.
Ağabeyim futbol bursuyla Penn State'e gitmeden önce Brad'le birlikte oynarlardı. Bu yüzden belki o selam verir diye düşünmüştüm.
This morning, all I wanted was to get away from my little brother, and...
Bu sabah tek istediğim kardeşimden uzaklaşmaktı.
And I want to thank my brother.
Ayrıca kardeşimin kutlamasını istiyorum.
I'm fighting here with my pals and my brother.
Burada dostlarım ve ağabeyimle birlikte savaşıyorum.
I want you to solve all the problems with my brother... and then come to Raajgadh to get me.
Abimle aranizdaki tum meseleleri halledin... ve sonra beni Raajgadh'dan geri al.
I and my brother want to go to America
- Amerika'ya gideceğiz.
I and my brother are going to America.
Abimle beraber Amerika'ya gidiyoruz.
I and my brother want to go to America.
Ben ve kardeşim Amerika'ya gidiyoruz.
I have to go. if not so, I and my brother will not make it to America.
Gitmem lazım. Yoksa kardeşim ve ben Amerika'ya gidemeyeceğiz.
I and my brother have made it to here alone - you came here alone?
Kardeşimle beraber buraya geldik. - Yalnız başınıza mı geldiniz?
And I ask my baby brother for one little favour to help me achieve my dream. And will he help?
Kardeşime rüyamı gerçekleştirmeme yardımcı olur musun diye sordum?
You have found your son, and I have found my brother.
Siz oğlunuza kavuştunuz, ben de kardeşime.
I looked out and there was this man with his hand around my brother's mouth while he was twisting his neck.
Dışarı baktın ve bir adam vardı bir eliyle kardeşimin ağzını kapatırken diğer eliyle boynunu sıkıyordu.
Yeah, I sat with me mam, and waited for my useless prick of a brother to sort out leaving a fucking pub and come to the hospital.
Annemle oturup bir boka yaramayan abimin barı bırakıp hastaneye gelmesini bekledim.
If I had married your grandfather, since we are neighbours... I could have taken care of both him and my brother.
Eğer büyükbabanla evlenseydim komşu olduğumuzdan beri ikisine birden göz kulak olabilirdim.
I am about to go and inform my brother or, if you prefer, you are that she somehow got herself into a witness protection scheme in America.
Kardeşimi bilgilendirmeye gitmek üzereydim istersen sen de yapabilirsin. Bir şekilde Amerika'da kendini tanık koruma programına sokmuş.
This is good cake. Can I please just talk to my brother-in-law and my sister?
Harika pasta
- I don't know, he didn't tell me, but he's my brother, and I promised to do this one last thing for him.
- Bunun anlamı ne? - Bilmiyorum, bana söylemedi ama o benim kardeşim ve bu son isteğini yerine getireceğime dair ona söz verdim.
I was gonna be state police myself, till I found out that my mother and father would also have to be brother and sister, so ruled me out.
Annemle babamın aynı zamanda kardeş olduklarını öğreninceye kadar ben de eyalet polisi olacaktım. Ama bu beni vazgeçirtti.
Dude, I just texted my friend, and he thinks her brother's not even in town right now.
Dostum, arkadaşıma mesaj attım dediğine göre kardeşi şehirde bile değilmiş.
"And I declare upon the honor of my house that my beloved brother Robert- -"
" Hanemin onurunu gözeterek, sevgili agabeyim Robert'in ardindan...
If we don't stop your brother's marriage, I will lose my position in the royal court, and you will lose me as well.
Eğer kardeşinin evliliğini durdurmazsak kraliyet sarayında pozisyonumu kaybederim ve sen de beni kaybedersin.
I lit the dealership fire, almost burning myself to death in the process, just so I'd have an excuse to murder my own brother and serve a full term in jail, get released, get a third-world heart transplant,
Galerimi ben yaktım. Az kalsın kendimi ölüme terk ediyordum ve böylece kardeşimi öldürmek için kendime bahane yarattım.
Every time I think of home, I think of Akbari and my brother.
Evim aklıma her geldiğinde Akbari ve kardeşimi hatırlıyorum.
And I'm a real stickler for timekeeping, just like my brother.
Ayrıca oldukça dakik biriyimdir. Tıpkı abim gibi.
You should get back to the task at hand, Brother, and I to my lonely bed.
Hali hazırdaki görevine dönmelisin, kardeşim. Ben de boş yatağıma dönmeliyim.
I am here to obey my father and to neither praise nor condemn my brother.
Burada babamın emrine uyuyorum ve kardeşimi ne yeriyor, ne de övüyorum.
I know my brother better than anyone and right now I don't have a clue how far he's willing to take this.
Ben kardeşimi herkesten iyi tanırım ve şu an bunu ne kadar ileri götüreceği hakkında hiçbir fikrim yok.
Well, I guess the only reason you agreed to this evening, Klaus, is to drive a wedge between me and my brother.
Sanırım bu akşam buluşmayı kabul etmenin tek sebebi Klaus kardeşimle aramıza girmekti.
Well, this is my home, and there was an accident, so I have to take care of my brother.
Evim burada zaten, bir kaza oldu da. Erkek kardeşime göz kulak olmak için döndüm.
Ladies and gays, as my gift to you, which you do not deserve, I give you Porcelain's famous brother...
Bayanlar ve Eşcinseller, sizlere hediyem hak etmiyorsunuz ama karşınızda Porselen'in ünlü ağabeyi...
And when I'm in the audience, watching you, I want to be able to say, " That's my kid brother up there.
Seyirciler arasında seni seyrederken, "Oradaki kardeşim" demek istiyorum.
So does my little brother, and I've never seen a bruise like that on him before.
Kardeşim de ragbi oynar ama hiç böyle yaralandığını görmedim.
No, I need to go to Altar and find my brother.
Hayır, Altar'a gidip kardeşimi bulmam lazım.
And I just stood there, watching my brother die.
Ben de orada öylece durup ağabeyimin ölmesini izledim.
My brother, you are wise and I have always listened to you, but the life of some street rat is no equal to that of the boy, who... the boy who one day would have ruled this city!
Abi, bilge birisin ve seni her zaman dinledim ama bir kenar mahalle sıçanının hayatıyla, oğlumunki eşit olamaz... Hayata olsa günün birinde bu şehri yönetecek olan oğlumun!
I have. My brother. And I want to find him.
Benim abim var işte, onu bulmalıyım.
I have my brother's love and no need of your twisted services.
Abimin sevgisi bana yeter,.. ... senin çarpık hizmetlerine ihtiyacım yok.
I only knew one- - my brother, and he would have let 1,000 men rape me if it had got him the crown.
Sadece bir tanesini tanıdım, ağabeyimi. O da bir taç için 1000 adamın bana tecavüz etmesine göz yumardı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]