English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ M ] / My brothers

My brothers traduction Turc

2,667 traduction parallèle
I followed all of your orders, and you made me kill my brothers.
Emirlerine uydum ve sen bana kardeşlerimi öldürttün.
I have a much more effective ceremony which all my brothers and sisters gather in the barn... and speak the truth.
Ambarda tüm kardeşlerimin toplayarak ondan daha etkili ayin yapacağım. Gerçekleri konuşmak için.
My brothers Slept in one room.
Yatak odalarından birinde erkek kardeşlerim yatardı.
I learn't every song on the radio and made my brothers sing with me.
Radyoda çalan her şarkıyı öğrenir, kardeşlerime benimle birlikte söyletirdim.
Tell my brothers and kiss them for me.
Kardeşlerime anlat, onları benim için öp.
One time, when my parents were out of town, my brothers and I set the basement on fire hosting an amateur wrestling exhibition.
Bir keresinde ailem şehir dışındayken, amatör güreş müsabakası düzenlerken, abim ve ben bodrumu ateşe vermiştik.
My brothers.
Kardeşlerim.
I can't sell out on my brothers
Kardeşlerimi satamam
- Let us be off, my brothers!
- Ağabeylerim, başlayalım!
My brothers, forgive the intrusion, but we have traveled far.
Böyle rahatsızlık verdiğimiz için özür dileriz kardeşlerim ama bir konuda- -
My brothers actually went more into the business side of things, and when my dad asked me to run the foundation, it was sort of more of a natural fit for me, you know?
Kardeşlerim işi devraldılar. Babam vakıf işini üstlenmemi isteyince tam bana göre bir iş gibi geldi.
My brothers and I used to live there.
Eskiden kardeşlerimle orada yaşardık.
And my brothers, I thought, would have done the same... as the conversation affected them both. But I was left to look as if I was the only cold front.
Diğerlernin beni izleyeceğini düşündüm çünkü onlar da bundan etkilenmişti ama bir şey demediler.
Me and my brothers are moonshiners.
Ben ve kardeşlerim içki üreticisiyiz.
My brothers are gonna get you.
Kardeşlerim seni haklayacaklar.
Yeah, we used to break into people's houses when we were kids, me and my brothers.
Ben kardeslerimle insanlarin evine gizlice girerdim yani cocukken.
I'm going to hang out with my brothers.
Kardeslerimle takilacagim.
You hurt my brothers basis ugly!
Kardeşimi rahat bırak seni canavar!
My brothers.
Kardeşlerim de.
I came to see my brothers,
Kardeşlerimi ziyarete geldim.
I will not sit by while my brothers and sisters are being slaughtered.
Erkek ve kız kardeşlerim doğranırken bir kenarda oturmayacağım.
You have killed thousands of my brothers and sisters.
Binlerce erkek ve kız kardeşimi öldürdünüz.
My brothers didn't even know they were at war.
Kardeşlerim savaşta olduklarını bile bilmiyorlardı.
It is not without some hesitation that I render my brothers and sisters homeless.
Kardeşlerimi evsiz bırakmaktan çekinmiyor değilim.
I would never do that to my brothers and sisters, please.
Lütfen, kardeşlerime hiç bunu yapar mıyım?
nothing inside but the void in our soul, the curse that binds us together, my brothers.
içerde hiçbir şey yok ama ruhlarımızda ki boşluk, lanet bizi birbirimize bağlar, kardeşlerim.
Shall I join my brothers there?
Kardeşlerime orada katılmalı mıyım?
Micky's dented fender made its way to me after he paid a visit to my brothers shop.
Micky'nin kazalı arabası, abimin iş yerine uğrama nedeni olmuştu.
We even bought a house with a picket fence and a big yard for the kids to play in and my brothers got places right down the street.
Hatta güzel bahçeli bir ev bile aldık ve kardeşim de sokağın başında bir yer açtı.
He left us, my mum, my brothers.
Annemi ve kardeşlerimle beni terk edip gitti.
My brothers.
Abilerim.
Send a word to Mora, my brothers.
Mora'ya, kardeşlerime haber verin.
I'm Budderball and these are my brothers, Mudbud, Buddha, and B-Dawg, and our little sis, Rosebud.
Ben Budderball ve bunlarda kardeşlerim Mudbud, Buddha, ve B-Dawg, ve kız kardeşimiz, Rosebud.
- I'm Rosebud and these are my brothers.
- Bende Rosebud ve bunlarda kardeşlerim.
- They're like my brothers.
- Kardeşim gibidirler.
Scandinavian brothers, on my signal.
İskandinav kardeşlerim, işaret verdiğimde!
They're my brothers.
Onlar benim kardeşim.
Especially Christmas Eve. It's an O'Brien family tradition, all seven of my sisters and brothers we line up on the staircase in our brand-new Christmas PJs and have our picture taken.
Özellikle Noel arifesinde O'Brien ailesinin bir geleneği olarak yedi kız ve erkek kardeşim yepyeni Noel pijamalarımızla merdivenlerde sıraya girer ve fotoğraf çektiririz.
Especially Christmas Eve. It's an O'Brien family tradition. All seven of my sisters and brothers... we line up on the staircase in our brand-new Christmas PJ's and have our picture taken.
Özellikle Noel arifesinde O'Brien ailesinin bir geleneği olarak yedi kız ve erkek kardeşim yepyeni Noel pijamalarımızla merdivenlerde sıraya girer ve fotoğraf çektiririz.
I'm doing this for my honour and for all my persecuted brothers and sisters around the world. My prayers, my sacrice, my life and my death belong to Allah...
Yapacaklarımı şerefim ve zulüm gören tüm din kardeşlerim adına yapıyorum dualarım, yaşamım, ölümüm her şeyim Allah için.
I'm Colonel Aymeric Gauthier Dantin the officer who took your brothers, your son, my men, the last scene their lives.
Ben Albay, Aymeric Gauthier Dantin. Hayatlarının son demlerinde evlatlarınıza ve kardeşlerinize liderlik eden komutanım.
They also put Mustafa in my lap and took a picture of the two brothers.
Mustafa'yı kucağıma verip, bizi iki kardeş çektiler, ayrı.
My father was 89, he was very active, and his brothers all lived to be late 80s.
Babam 89'du ve çok aktifti. Abilerimin hepsi 80'lerinin sonlarına kadar yaşadılar.
They don't want any witnesses... so they're gonna bust in here and shoot all of us... even my little brothers and my sister and my cousins.
Görgü tanığı istemiyorlar bu yüzden içeri dalıp hepimizi vuracaklar. ... erkek kardeşlerimi, kız kardeşimi ve kuzenlerimi bile.
Not while my friends and brothers are joining the Cristeros.
arkadaşlarım ve kardeşlerim olmadan hepsi cristeros'a katılıyorlar.
And because of those actions, a blitz was now on its way, that would affect my entire Band of Brothers.
Ve bütün bu olaylar yüzünden, benim bütün Kardeşler Takımımı etkileyecek hava saldırısı yola çıkmıştı.
My dad and my two little brothers.
Babam ve iki kardeşim vardı.
I'm pretty sure that my mom told me that the house got signed over to one of the Diehl brothers after the murders.
Cinayetlerden sonra evin Diehl kardeşlerden birine miras kaldığını annemin bana dediğinden oldukça eminim.
I had my share of, uh, little brothers and sisters.
Küçük kardeşlerimden nasibimi almışım.
I decided to reconstruct my will so that all three of my children would be equal and all sharing your futures as true brothers and sisters.
.. ve ben de vasiyetimi tekrar gözden geçirmeye karar verdim 3 çocuğum da eşitti. Ve geleceklerinizi birlikte paylaşmalıydınız.
- You don't understand, they're my older brothers, they won't leave.
- Anlamıyorsun, onlar ağabeylerim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]