My sweetheart traduction Turc
744 traduction parallèle
# Ta ta, my sweetheart and wife, God bless them
# Sağol, sağol, sevgili kızım ve karım. Tanrı onları korusun.
So my sweetheart back home writes to me... and wants to know what this gal in Bombay has, that she doesn't.
Sevgilim, Bombay'daki kızda olup da... onda olmayan şeyi bilmek istediğini yazmış.
All right, love, my sweetheart.
Aşkım, sevgilim.
But of course, my sweetheart.
- Elbette hayatım.
My sweetheart
Bir tanem.
You're my sweetheart, you see?
Sen benim sevgilimsin, görüyorsun?
From my sweetheart.
Sevgilimden.
- Good night, my sweetheart.
- İyi geceler, tatlım.
- How are you doing, my sweetheart?
- Nasılsın, hayatım? - İyi.
My sweetheart, my darling.
Tatlım, canımın içi!
My sweetheart!
Tatlım benim!
They poisoned my sweetheart!
Biricik annemi zehirlediler!
He is my sweetheart.
O benim canım.
You've beaten my sweetheart.
Beni sevgilimi dövdünüz.
- My sweetheart!
- Sevgilim!
My sweetheart was naked.
Benim sevgilim çıplaktı.
Dress myself to look real smart, for my beloved, my sweetheart
# Aşkım için, bir tanem için, çok şık giyineyim... #
My sweetheart has been kidnapped.
Benim Canım kaçırıldı.
- Peg, my sweetheart, you've missed me.
- Peg, tatlım, beni özledin.
My sweetheart.
Tatlım.
My sweetheart!
Aşkım!
The cows started to grow under my hands, and I was thinking about my sweetheart.
İnekleri ellerimle dünyaya getirirken bir yandan da sevdiğim kadını düşünüyordum.
I'm with you my sweetheart, my little darling.
Yanındayım tatlım, küçük sevgilim.
My sweetheart!
Ceylanım!
- How are you, Susan, my sweetheart?
- Baba. - Nasılsın Susan, hayatım?
My sweetheart, my beautiful one -
Hayatım, bir tanem -
Jack my sweetheart, you know I am slighlty banal.
- Jack, tatlım, benim ne kadar banal olduğumu biliyorsun.
My sweetheart, you are and remain a cracker.
Tatlım, sen tam bir sabotajcısın.
"My sweetheart, yesterday as you came into class..."
"Sevgilim, dün sınıfa girerken..." [ŞABAN GÜLÜŞÜ]
My sweetheart, I longingly await for your response...
Sevgilim, cevabını hasretle bekler...
Sweetheart, let me have my suitcase.
Tatlım, valizimi getirir misin, bana.
Well, I can't give you anything with my hands up, sweetheart.
Ellerim yukarıdayken sana hiçbir şey veremem tatlım.
My dearest, sweetheart Klara, I can't stand it any longer.
Canım sevgilim Klara, artık daha fazla dayanamıyorum.
My first sweetheart was a boat.
İlk aşkım bir tekneydi.
'Tis my modest opinion that no man can fly pirate's colors... who's not willing to sell his friend, his sweetheart, or his mother.
Benim mütevazi düşüncem şu ki, arkadaşını, sevgilisini ya da annesini satmaya meyilli biri asla korsan bayrağı çekemez.
My little sweetheart, my little girl.
Benim küçük sevgilim. Küçük kızım.
My sister and I both thank you. Would you like to say a few words, sweetheart?
Bir şeyler söylemek ister misin?
It's my sweetheart sends his love From his sky-high soaring.
Bulutların arasından Sevgilim aşkını gönderiyor.
Well, if it isn't my childhood sweetheart.
Çocukluk aşkım buradaymış.
Meaning, from now on, I'm not going to let you out of my sight, sweetheart.
Yani şu andan itibaren seni gözümün önünden ayırmayacağım tatlım.
Just think, tomorrow, my childhood sweetheart will be my aging wife.
Yarın çocukluk sevgilim, yaşlanan karım olacak.
- Keep it, sweetheart, and set my partners up for the rest of the night.
- Kalsın tatlım, gece boyunca ortaklarıma iyi bak.
But sweetheart, my darling Augusto, a vow is a vow.
Aşkım benim, güzelim Augusto, adak adaktır.
Sweetheart, I'd like to apologise for my behaviour.
Canım, davranışım için özür dilemek isterim.
Your sweetheart will be there and that same night she'll become an object of my natural perversion.
Hayatının anlamı da orada olacak,... ve aynı gece doğal sapkınlığımın nesnesi haline gelecek.
Don't you worry about my mind, sweetheart!
Aklım için kaygılanma, canım!
- My precious sweetheart!
- Benim bir tanecik sevgilim!
I was thinking of my first sweetheart.
Estava pensando no meu primeiro amor.
My book's gonna lay it on the line, sweetheart.
Kitabımı okuduktan sonra, Dresden hakkında ağlayıp sızlanan kimse kalmayacak.
But you're my only sweetheart.
Ama sen benim tek sevgilimsin.
tell her I'm on my way up, sweetheart.
Birazdan geIdigimi söyIe tatIm.