My sweet traduction Turc
3,075 traduction parallèle
You are my sweet, poet, painter and world's greatest kisser.
Sen benim tatlı şairim, ressamım ve dünyadaki en iyi öpüşen erkeksin.
Where my sweet baby people at?
Hanimiş benim tatlı bebeğim?
My sweet 16 was off the chain... penthouse party, pink and black theme.
16. yaş günü partim penthouse partisiydi pembe ve siyah temalarda.
Guess what, my sweet boy,
Tahmin et bakalım, tatlişkom.
Guess what, my sweet boy.
Tahmin et bakalım, tatlişkom.
Guess what my sweet boy.
Tahmin et bakalım, tatlişkom.
My sweet boy.
Benim tatlı oğlum.
My sweet, sweet boy.
Tatlı oğlum.
So that my sweet baby could get her surgery... from the best.
Böylece benim tatlı bebeğim en iyi şekilde ameliyat oldu.
I'm sorry, I bet my sweet what?
Anlamadım, herhalde yar - Ne?
So how's my sweet little friend?
Benim küçük arkadaşım nasılmış?
My sweet Bucket.
Benim güzel Kova'm.
My sweet Na-ri.
Tatlı Na Ri'm benim.
My sweet Na-ri...
Tatlı Na Ri'm...
That's my sweet connection.
- Brody de kim?
My Sweet Home.
Evim güzel evim.
Oh, my sweet little flower boy.
Küçük, tatlı, çiçek çocuğum.
Not quite, my sweet maiden.
Tam olarak değil tatlı kız.
My sweet boy.
Güzel oğlum.
My sweet Victoria.
Benim güzel Victoria'm.
Goodbye, beautiful Lugano oh, my sweet land today, sent off without reason the anarchists go away...
Hoşçakal güzel Lugano. Benim güzel toprağıma. Sebepsizce gidiyor.
My sweet, my little Emilie
Küçük, tatlı Emilie.
Come back to me, my sweet, my little Emilie
Dön bana geri Küçük, tatlı Emilie.
my sweet love.
Aşkım.
I really want them to meet my sweet, sweet, little koala bear.
Sevimli Koala'mın onlarla tanışmasını çok istiyorum.
Who's my sweet, little koala bear?
Kim sevimli Koala'm?
Oh, my sweet lotus.
Benim tatlı nilüferim.
Oh, my sweet Ben.
Benim tatlı Ben'im.
I know, and it's very sweet that you wanna do all this, but you're not gonna bring my aunt back to life, and you can't make Parker like me.
Biliyorum ve bütün bunları yapmak istemen çok güzel. Ama teyzemi diriltemezsin ve Parker'in benden hoşlanmasını da sağlayamazsın.
She couldn't resist my tight, sweet-smelling body.
Güzel kokan, sıkı vücuduma karşı koyamayacağını biliyordum.
My daughter, she's really sweet.
Kızım çok tatlı biridir.
That, my friend, was a very sweet gesture.
- Bu güzel bir jestti arkadaşım.
Got my own racket and shuttlecock! Sweet.
Kendi raketim ve badminton topum var!
Who'd be impressed by giant snowflakes, lasers... That guy, and the term "sweet 16" makes my skin crawl, but it was pretty sweet, and I was 16, so there you have it.
Ben büyük kartanelerinden, lazerlerden, şu adamdan, ve'tatlı 16'teriminden etkilenecek bir kız değilim, Ama,
I don't think he knows this, but I came home from work one day, and he was sitting on my doorstep with a bunch of calla lilies, and he must have been there for hours, because he was on the phone with his mom, and he was so sweet with her.
Bunu bildiğini sanmıyorum ama bir gün işten eve gelmiştim kapımın önünde, elinde bir buket zambak ile oturuyordu saatlerdir bekliyor olmalıydı çünkü telefonda annesiyle konuşuyordu o şekilde çok tatlıydı.
Oh my God, look at that sweet ride.
Aman tanrım, şu tatlı arabaya baksana.
♪ But his voice filled my spirit ♪ With a strange, sweet sound
Ama onun sesi doldurdu ruhumu değişik, tatlı bir sesle
My husband thought it was sweet, but I discouraged Samir from having these conversations.
Eşim bunun hoş bir şey olduğunu düşünse de Samir'in bu konuşmaları beni ürkütüyordu.
Unfortunately, in order to purchase a sweet ride like this, it necessitated me to sell off my entire prehistoric fossil collection and my DS-9 action figures.
Maalesef, böyle güzel bir arabayı alabilmek için bütün tarih öncesi fosil koleksiyonumu ve DS-9 aksiyon figürlerimi satmam gerekti.
Oh, you're sweet, but I'm just here to pick up my daughter.
Oh, çok tatlısınız, ama sadece kızımı almaya geldim.
That's a sweet suit. Listen, I just need two minutes with my dad, okay?
Dinle, babamla iki dakika yalnız görüşmem lazım, tamam mı?
Very impressive, my dear, sweet little Papa!
Çok etkileyici, sevgili, tatlı, küçük Şirin Baba!
When they write the history of my reign, sweet sister, they will say it began today.
Hükümdarlığımın hikayesini yazdıkları zaman canım kardeşim bugün başladığını söyleyecekler.
Babydoll, that's Amber, Blondie, and you've met my sister, Sweet Pea.
Taşbebek, bunlar Amber, Sarışın. Kız kardeşim Şekerpare'yle tanışmıştın.
Make my friend something sweet
Vera, arkadaşım için tatlı bir şeyler getir.
- Oh, my God, that's so sweet.
- Tanrım. Ne kadar şirin!
What say I give my fellow guinea pigs the grand tour? Sweet.
Yeni dostlarımı bir tura çıkarmama ne dersiniz?
Oh, my... Sweet bird of paradise, what is that smell?
Tanrı aşkına bu koku da ne böyle?
You're so sweet to worry about me but I want my dad to be here because it's very important for me.
Benim için endişelenmen çok hoş, ama babamın burada olmasını istiyorum. Çünkü benim için çok önemli.
And, well, just... seeing a lady like this, sweet and innocent getting knocked around like that, you think I'm just gonna sit on my hands?
Ve ben de böyle masum, güzel bir kadının dayak yiyip durduğunu görünce elim kolum bağlı halde oturmayacaktım herhalde.
Your people took their sweet time with my delivery.
Arkadaşların teslimatı yaparken oyalanmış.
my sweet girl 29
my sweet baby 16
my sweet boy 44
my sweetheart 48
sweetheart 7491
sweetie 7869
sweet home 69
sweet 1935
sweets 394
sweety 68
my sweet baby 16
my sweet boy 44
my sweetheart 48
sweetheart 7491
sweetie 7869
sweet home 69
sweet 1935
sweets 394
sweety 68
sweet dreams 374
sweetness 71
sweethearts 30
sweet baby 40
sweet love 29
sweet cheeks 64
sweet boy 68
sweet girl 110
sweet prince 37
sweet guy 19
sweetness 71
sweethearts 30
sweet baby 40
sweet love 29
sweet cheeks 64
sweet boy 68
sweet girl 110
sweet prince 37
sweet guy 19
sweetface 20
sweetie pie 68
sweet child 19
sweet mother of god 19
sweet ride 40
sweet lady 23
sweeties 21
sweet baby jesus 17
sweetpea 18
sweet pea 162
sweetie pie 68
sweet child 19
sweet mother of god 19
sweet ride 40
sweet lady 23
sweeties 21
sweet baby jesus 17
sweetpea 18
sweet pea 162