My work is done traduction Turc
326 traduction parallèle
And now my work is done.
Artık benim işim bitti.
well, my friends, my work is done.
Pekala, dostlarım işim tamamlandı.
- My work is done.
- İşim bitti.
Miss Luo, my work is done here.
Bayan Luo, işinizi hallettim!
Master Li, my work is done here.
Üstad Li, Benim işim burda biter.
Fortunately, my work is done.
Neyseki işim bitti.
I rest not until my work is done.
İşim bitene kadar huzur bulmayacağım.
My work is done here.
Burada işim bitti.
My work is done.
Benim görevim tamamlandı.
My work is done here.
Buradaki işim bitti.
My work is done.
Benim işim bitti.
My work is done.
Benim görevim bitti.
Well, my work is done.
Benim işim bitti.
Well, my work is done here.
Evet, buradaki işim bitti.
I guess my work is done.
Galiba buradaki işim bitti.
Maybe one day I'll come back and we'll be together, but not until my work is done.
Belki bir gün geri gelirim ve yine birlikte oluruz ama işimi bitirene kadar olmaz.
My work is done.
İşim bitti.
All right. My work is done here.
Benim işim burada bitti.
My work is done.
Benim işim tamam.
My work is done.
İşimi yaptım.
My work here is done.
Benim görevim bitti.
I have never done a day's work in my life honest or dishonest, but neither have you
Dogru, hayatımda bir tek dürüst iş yok, haklısınız, ama sizde öyle.
Oh, I decided to have some work done on my car, too, and this is the one they loaned me.
Arabamda başka şeyler de yaptırmağa karar verdim. Bu bana ödünç verdikleri araba.
If I can't do my own work, with my own hands, it'll never get done.
Eğer ben kendi elimle kendi işimi yapamazsam, o iş asla bitmiş sayılmaz.
In the last two days, my assistants here have done wonderful work and we've unearthed a lot of valuable stuff.
Son iki günde yardımcılarım burada harika bir iş çıkardılar ve bir sürü değerli şeyi gün ışığına çıkardık.
- My work is never done. - My work.
- Benim işim hiçbir zaman bitmez.
I'm having some work done in my apartment.
Odamda yapılacak biraz iş var.
My work here is done.
Buradaki işim sona erdi.
Then my work here is done.
Öyleyse buradaki işim bitti demektir.
You know that I've been brought up tenderly, have never suffered from cold or hunger or poverty, have never earned my living or done any dirty work.
Biliyorsun şefkatle büyütüldüm, hiçbir zaman açlık çekmedim yoksulluk görmedim ve hiçbir zaman hayatımı kendim kazanmadım veya pis iş yapmadım.
This is the first time you've ever done my work with me.
Bu benimle ilk çalışman.
My work there is but half done.
Oradaki işim yarıda kaldı.
All right. I suppose my work here is done. Heh, heh, heh, heh!
Pekala, burada işim bitmişti zaten.
Then my work with him is done.
O zaman benim işim bitti.
I mean, my own personal philosophy of interviewing - and I've done quite a bit of it on the air, as perhaps you know - is that the most illuminating disclosures usually derive from areas... only indirectly related to the interviewee's line of work.
Şahsımın röportaj felsefesine göre ki canlı yayınlarımda da böyle yaparım en aydınlatıcı bilgiler, görüşülen kişinin iş sahası ile pek ilişkili olmayan konularda alınır.
- My work is done!
- Hadi!
This is a small apartment and I can't get my work done with you around.
Burası küçük bir daire ve sen etraftayken çalışamıyorum.
I think my work here is done.
Sanırım buradaki işim bitti.
And I seek for him a good home when my work here is done.
Buradaki işim bittiğinde onu verecek bir ev arıyorum.
All right, my work here is done.
Pekala, buradaki işim bitti.
Yeah. Before I get into it, let me say that I feel my work here is done.
Evet, konuya girmeden önce, buradaki işimin bittiğini söylemeliyim.
Seema is with me. I think, my work will be done today.
Seema benimle. Düşünüyorumda, bugün işim olucak.
It's the best work I've ever done in my life because it's so honest.
Hayatımda şimdiye kadar yaptığım en iyi iş çünkü çok güvenilir.
It looks like now my work here is done.
Buradaki işim tamamlanmış görünüyor.
I believe my work here is done.
İnanıyorum ki buradaki işim bitti.
My work here is done.
Benim işim bitti.
Well, I guess my work here is done.
Sanırım buradaki işim bitti.
Well, my work here is done.
Pekâlâ, buradaki işim bitti.
My work here is done.
Buradaki işim bitti.
Well, my work here is done.
Şey, benim buradaki işim bitti.
is my work done?
Yeni mallar hazır mı? Evet söylediğin gibi herşeyi hazırladık.