National traduction Turc
11,940 traduction parallèle
Zion National Park.
Zion milli parkı.
This week, Burlsworth and the 8-0 Hogs face off against number one Tennessee in a game that could determine the national championship.
Bu hafta, Burlsworth ve 8-0'lık seriye sahip Hogs'lar birinci sıradaki Tennessee ile oynuyor. Bu maç ulusal şampiyonanın kaderine etki edecek.
Now, let's run out the clock, and beg to God, and get ready for that national championship.
Şimdi, zaman geçirelim ve Tanrı'ya dua edelim, ve Ulusal şampiyona için hazırlanalım.
I ruined our shot at the national championship.
Ulusal şampiyona hayalimizi yok ettim.
Burls, five years from now, no one's gonna remember who won the national championship or not.
Burls, beş yıl sonra Ulusal Şampiyonayı kimin kazandığını kimse hatırlamayacak.
And we drove into this national park.
Milli parka gittik.
National Guard did all they could to protect us.
Ulusal muhafızlar bizi korumak için yapabilecekleri her şeyi yaptılar.
National security threat, highest level.
Ulusal güvenlik sorunu, en üst düzey.
A break-in, unlawful appropriation of national wealth a denunciation of a respectable citizen.
Hukuka aykırı bir biçimde milli servete zarar verme ayrıca saygıdeğer bir vatandaşı ihbar etme.
"Each thought against the national socialists is like sand in the criminal war machine."
"Nasyonal Sosyalistler'e karşı her düşünce suçlu savaş makinesinin içindeki bir kum tanesi gibidir."
But will it end in their arrest on national television?
Acaba ulusal kanalda tutuklanmalarıyla mı son bulacak?
He's committed a serious infraction of the National Statute of Secrecy.
Kendini Ulusal Gizlilik Kuralları'nı bozmaya adamış.
Because of your father's background, this case has been declared an issue of national security.
Babanızın geçmişinden ötürü, bu dava ulusal güvenlik sorunu olarak görüldü. - Aman Tanrım.
I've been assigned by the National Transportation Safety Board to conduct this public hearing here today.
Ulusal Ulaşım Güvenliği Kurulu tarafından KAPTAN CHESLEY SULLENBERGER YARDIMCI PİLOT JEFF SKILES ve bugünkü halka açık duruşmaya başkan atandım.
A national day of mourning in the Philippines after 44 police commandos were killed in the line of duty when an anti-terror operation went wrong.
Filipinler'de ulusal yas günü. Terörle mücadele operasyonun başarısız olması sonucu 44 polis görev başında hayatını kaybetti.
Two hundred heavily armed separatists from the National Liberation Front attacked the city of Zamboanga.
Ulusal Kurtuluş Cephesi'nin 200 ağır silahlı ayrılıkçı üyesi şehre saldırırken...
Looks like the perfect place to come and watch your national team play for what is ultimately the greatest prize in world football.
Buraya gelip Ulusal futbol takımınızın dünya futbolundaki en büyük turnuvaya katılmasını izlemek harika bir duygu.
All right, now this is a matter of national pride. Civic duty.
Şu anda bu bir vatandaşlık ödevi oldu, milli gurur meselesi.
After two years without a national win, you've gotta wonder if the Buckeyes made a mistake bringing Snyder back to coach at his old alma mater.
2 yıldır ulusal galibiyet alamadıklarına göre Snyder'ı mezun olduğu okula koç olarak getirmekle acaba Buckeyes hata mı yaptı?
The National Association for the Advancement of Colored People.
Siyahi Halkın Gelişimini Gözeten Ulusal Birlik.
Well, I hope you know all the words to the German national anthem, because you'll be hearing it every time one of those Nazis win a medal I would've won.
Umarım Alman milli marşını ezbere biliyorsundur. Çünkü kazanabileceğim madalyayı, bir Nazi her kazanışında onu duyacaksın.
Your national animal is the unicorn.
- Milli hayvanınız tek boynuzlu at. - Bence çok romantik.
I think it's romantic. That is the national animal of the kingdom I ruled when I was eight.
Ben 8 yaşındayken hayali bir ülke yönetiyordum, sembolü buydu ya.
Colonel, the Afghan National Army missed yet another benchmark for preparedness.
Albay, Afgan ordusunun hazır bulunuşluk seviyesi hâlâ çok düşük.
In the Chattahoochee National Forest in Georgia?
Georgia'daki Chattahoochee Ulusal Ormanı'nda mı?
- Dude, look, do you remember that time I ended up in Compton smokin'crack in that hotel with that hooker with the giant bush and pancake tits, looked like she was straight out of national geographic?
- Dostum, bak, o zaman bittiğimi hatırlıyor musun Compton'da sigara içen o fahişe ile o otelde çatlak Dev çalılık ve gözleme göğsü ile,
Inspector Domingo, National Police.
Emniyet müdürlüğünden Komiser Domingo.
We are also of a view that further investigation into other, extraneous, matters would not be in the national interest.
Aynı zamanda, soruşturmayı daha fazla derinleştirmenin milli menfaatlere bir faydası olmayacağını düşünüyoruz.
The governor called the national guard in.
Vali ulusal muhafızları çağırdı.
And they'll say I endangered national security.
Ve ulusal güvenliği tehlikeye attığımı söyleyecekler.
Darth Vader when it comes to national security. Boom.
Darth Vader, milli güvenlik söz konusu olduğunda "Güm!"
We need to establish that we're not compromising national security by publishing.
Bunları yayınlayarak ulusal güvenlikten ödün vermediğimizi ispatlamamız gerekiyor.
Alright, it's skews of national security.
Bu ulusal güvenlik meselesi.
Well, I am flattered that my boobs are considered an issue of national security, but you're gonna have to do a lot better than that.
Göğüslerimin ulusal güvenlik meselesi sayılması gurur verici ama bundan daha iyisini yapman gerekecek.
Tell us, did the White House make any specific claims about national security, that would prevent you from publishing?
Söylesenize, Beyaz Saray yayın yapmanıza engel olabilecek türden bir ulusal güvenlik iddiasında bulundu mu?
The Director of National Intelligence just lied to Congress.
Ulusal İstihbarat Müdürü, Kongreye yalan söyledi.
They said court order shows that all the information is going to the National Security Agency.
Mahkeme emrinin, bütün bilgilerin ulusal güvenlik ajansına gönderildiğini kanıtladığını belirttiler.
So, if we want to protect our national security we should be protecting that principle.
Yani, ulusal güvenliğimizi korumak istiyorsak bu ilkeyi korumalıyız.
We can pretend we are from the national education... Okay, we have to go.
- Uluslararası eğitimden geliyormuş gibi...
We can pretend that we're from the national education television network, filming the definitive Apollo documentary.
Ulusal Eğitim Kanalından gelip, Apollo'nun belgeselini çekiyormuş gibi davranabiliriz.
John F. Kennedy told his countrymen that our national work would not be finished in the life of this administration... nor even perhaps in our own lifetime.
John F. Kennedy vatandaşlarına milli eserimizin bu idare süresince tamamlanmayacağını söylemişti... Hatta belki de hayatımız boyunca tamamlanmayacağını.
We send our delegates to the convention where they challenge the legality of the segregated Mississippi delegation on national TV - and dare L.B.J. not to seat us.
Delegelerimizi kurultaya gönderdik, ırkçı Mississippi delegasyonunun meşruiyetine ulusal televizyonda itiraz edecekler ve L.B.J.'ye meydan okuyacaklar.
CBS News correspondent Mike Wallace here at the ballroom of Convention Hall where the credentials committee of the Democratic National Party are in session.
Demokratik Ulusal Partinin danışma kurulunun toplandığı Kurultay Salonu'nda.
His teacher wants to enter him for a national competition.
Öğretmen onu ulusal bir yarışmada görmek istiyor.
- That would be national news.
- Çünkü? - Ulusal haber kanallarına çıkar.
Oh, so when's the last time you were on national news?
- En son ne zaman haberlere çıktın?
It's a National Geographic thing.
Tam bir National Geographic olayı.
I mean, throwing five wild pitches in one inning, on national television to boot.
Yani, bir devrede beş kez ıska geçti ve ulusal televizyonda yayınlandı.
It's called a redacted document, edited to render unreadable any content the FBI deems a threat to national security, or, more often, to the security of the workings of the FBI itself.
Bunun ismi basılı evrak, okunulmasın diye düzenlenmiş. FBI'daki her bilgi ulusal güvenlik için bir tehdit oluşturuyor. Ya da daha çok, FBI'ın kendi çalışmalarının güvenliğine karşı bir tehdit.
We here a Hubert national bank will never stop climbing higher to maximize your bottom line.
Hubert Ulusal Bankası olarak dip çizginizi maksimize edene kadar yükseğe tırmanmaktan vazgeçmeyeceğiz.
This is a national security crisis for the United States.
Bekle bir dakika!